ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
clubhouse
-
9 sayfa davetiye dilenciliğinden ne sikim olduğunu zerre anlayamadığım uygulama. sorsan bilgi kaynağı, pratikte eyüpsultan camii avlusu.
tarihi değiştiren cümleler
-
"efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz"
almanya'nın çifte vatandaşlık sona ersin talebi
-
sonuna kadar desteklediğim maruzat.
yok öyle hem karnım doysun hem pastam dursun.
karagümrüklü futbolcuların teşvik aldığı iddiası
-
ben de bunu anlamıyorum.
teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.
bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)
isveç televizyonundaki ankaralı genç
-
troll mu gerçek mi anlayamadığımdır.
i am from ankara
not: ben mağaradayken başlık açıldıysa söyleyin sileyim.
edit: oy çokluğuyla troll olduğuna karar verilmiş. anlamayanlara kızıyorlar, yok sanki böyle adamlar.
antarktika açıklarında kurulan kürt şehri
-
trap-city ya da hacker'ların google'la dalga geçmesinden başka bir şey değildir.
jeodezi alanında çalışan bir harita mühendisiyim. aslında geomatik mühendisiyim ama diplomamda harita mühendisi yazıyor. neyse, konumuz o değil.
port-aux-français'in vikipedi sayfasında, orada vaktiyle bir fok katliamı üzerine işler yapan bir fabrika olduğunu, açıldıktan 3 yıl sonra kapandığını, fabrikanın parçalarının réunion'a gittiğini okuyabilirsiniz.
şimdi, orada yalnızca birkaç lab. kalmış durumda. bunlardan bir tanesi de jeofizik lab.
yer bilimlerinin bu disiplini ile ilgilenen birçok tanıdığım, genelde benim gibi özgür yazılım kullanıcısı/geliştiricisi. bu nedenle, ilgili yeri bir de openstreetmap'te inceledim. neticede, orada yaşayan bilim insanları, kendi yaptıkları yayınlara harita eklemek isteseler, openstreetmap'ten en güncel haritayı alabilir. özellikle de işleri jeofizikse.
bakın openstreetmap'te harita nasıl gözüküyor:
http://www.openstreetmap.org/…18/-49.34994/70.22009
yani orada google maps'te geçen adlar yok.
peki o adlar nasıl göründü? aklıma gelen 2 olasılığı yazayım.
olasılık 1) google, tele atlas gibi yazılım ve veri tekelleri, kendi harita verisi çalınırsa kontrol edebilmek için, gerçekte olmayan sokaklar uydurur. birisi kopyalarsa, oradan yakalatıp tazminat alabilmek için. bokunu çıkarıp, kolombiya'da gerçekten olmayan bir şehir bile koymuşlar hatta. aşağıdaki bağlantıda bir sürü örneğini görebilirsiniz.
http://wiki.openstreetmap.org/…opyright_easter_eggs
buradaki sahte sokak adları da, google'ın böylesi bir hareketi olabilir.
olasılık 2) vaktiyle erovizyon bakı'da düzenlenince, ermenistan (azerbaycan'la savaş durumunda olduğu için) katılamamıştı. ancak ermeni hacker'lar, bunu protesto için google maps'e "şu sokağın adı yanlış girilmiş, doğrusu budur." diye bir sürü istekte bulundular. bu sayede, erovizyon'un düzenleneceği yerin çevresindeki birçok caddenin adı "taşnak caddesi", "ermeni soykırımını tanıyın bulvarı" gibi adlara sahip oldu. google düzeltene dek, birçok yabancı, bindiği takside "karabağ ermenistan'dır caddesi"ni sorup dayak yemişti.
işte buradaki sokak adlarının nedeni de bu olabilir.
oradaki jeofizik lab.'a da bir mail atıp soracağım işin doğrusunu.
dünyanın en talihsiz hırsızı
-
90'ların başı, bir yaz gecesi. arkadaş evinde toplanılır. güzel vakit geçirilir, kafalar da çeşitli yollarla güzelleşmiştir. geyik yapmaktan bıkıldığı noktada tv açılır, sesi kısılır, karanlıkta çıt çıkarmadan seyredilir. derken yukarı kattan* bir cam kırılma sesi gelir. burada atlanmaması gereken nokta, ev sahibinin imitasyon katana koleksiyonu olduğudur. ve hepsi de aşağı katta, bulunduğumuz salonun duvarlarında asılıdır. cam kırılma sesinin ardından sanki telepatik uzaylılarmışız, sanki yıllardır bunun için eğitilmişiz, sanki biri bir düğmeye basmış gibi hepimiz sessizce kalkar ve duvardaki kılıçları alırız. gerçek kılıç olmadıklarından keskin değillerdir ama elde çok ürkütücü durdukları da bilinmelidir. psikopat ninjalar gibi karanlığın içinde kılıçları havaya kaldırır, gözümüzü merdivene dikeriz. saniyeler sonra tvnin ışığında şüphelinin ayaklarını görürüz. merdivenden yavaş yavaş iner. başı gözüktüğü anda ev sahibi ışıkları yakar. göz göze gelinir. karşılıklı çok kısa bir donmanın ardından topluca haykırmaya ve adama doğru koşmaya başlarız. adam ışık hızıyla yukarı fırlar ama durmayız. kovalamaya sokak boyunca devam ederiz. ama hırsız akıl almaz bir hızla kaçar. hoş, yakalamak istiyor muyuz, yakalasak ne yapacağımızı biliyor muyuz belli değildir. adamın o an ne hissettiğini canlandırmaya çalışıyorum gözümde. dört adam. dördü de entel kuntel tipler. şortlu, gözlüklü, keçi sakallı, 20'li yaşlarda gençler. ellerinde japon işi kılıçlarla pozisyon almış seni bekliyorlar. hatta içlerinden biri yeniçeri taarruzundaymış gibi allah allah allah diye bağırıyor. "ne kadar postmodern" diyecek zamanı olmuş mudur?
edit: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12497984.asp
sabaha karşı verilen otobüs molası kafası
-
yerler ıslaktır. hava soğuktur. üstün incedir. satılan yiyecekler de bok gibidir. yani her şey boktur.
28 şubat 2016 gaziantepspor galatasaray maçı
-
babam,galatasaray'la aramızda kaç puan fark oldu dedi..ağzımda lokma vardı elimle de gösteremedim aq.
not : bjk
lebron james'in canlı yayında malafatı açması
-
(bkz: yok artık lebron james)
ailesiyle vedalaşıp savaşa giden ukraynalı baba
-
https://twitter.com/…tatus/1496812559772663811?s=21
ailesini güvenli bir bölgeye gönderip kendisi savaş adına kalan babadır.
duygulandırmıştır ve üzmüştür. suriyelileri ve hatta eşini çocuğunu bile ülkede bırakıp türkiye’ye gelen afgan erkeklerini utandırması gerekir.