ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- neden bankacılık sektöründe çalışmak istiyorsunuz?
- gittik hıyar gibi işletme okuduk yani nabalım, ton balıgı mı olayım mına koyim.
dönence
-
türk rock müziğinin zirvelerinden birisi olan şarkıdır. grup müziği nedir nasıl yapılır ders niteliğindedir. barış manço şubat 1982 tarihli “tvde 7 gün” dergisine şarkının hikayesini, ne anlatmak istediğini şu şekilde paylaşmıştır:
"dönence dünyanın iki ayrı kutbundaki meridyenlerdir. ve hiçbir zamanda birlikte olamazlar. insanın doğasında da iki zıt kutup vardır. bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür. örneğin kış mevsiminde yazın gelmesini bekler yazın da kış mevsimini ararız. insanlar hiç bir şeyin tamamına sahip değillerdir. her şeyin yarısını yaşarlar. örneğin 12 saat geceyi 12 saat gündüzü yaşıyoruz. ama 24 saat boyunca gündüzü veya geceyi yaşayamıyoruz. yani devamlı bir beklenti ve umut içinde yaşayıp duruyoruz. bu beklenti ve umudunda bir sonu yok dönüp duruyor.
işte tüm bu düşüncelerin ışığında dönence doğdu. şarkının müziğini kurtalan ekspres'ten bas gitarist ahmet güvenç ve tumba ritmdeki celal güven isimli arkadaşlarım yaptı. aslında “dönence” yoruma açık bir parça. çünkü bizim dinleyici kitlemiz çeşitli kesimlerden oluşuyor. bu çeşitli kesimlerden gelen insanlarda bu parçadan kendilerine göre bir sonuç çıkarıyorlar. zaten arzu ettiğimiz bu soyut parçadan herkesin arzu ettiği somut sonuçları çıkarmasıdır.
"simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız bekliyorum
uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
görüyorum dönence….."
bu sözlerle insanların beklentilerini vurgulamaya çalıştım. geceyi yaşayan bir insanın gündüze olan özlemini dile getirdim. çünkü insanlar her gece aynı duyguları duyuyorlar..
"kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
biliyorum dönence…."
burada insanlardaki tatminsizliği ve olmayanı arama duygusunu açıklamaya çalıştım. devamlı gelecekte olacakları umut ederek yaşayan insanları yani…..”
aynı şekilde trt’de katıldığı programda dönencenin hikayesini kendisinden dinlemek isteyenler için:
https://youtu.be/3jaer6jsws4
interneti kapatıp yapılabilecek daha faydalı işler
-
çevrimdışıyken bilgisayarı kurcalamak.
lan internet bu kadar yaygin degilken bilgisayarin bilmemne dll'sinden system dosyalarina kadar her haltini bilirdik.
simdi isletim sistemi bile skimizde deil. browser var mi, var. yallah.
lösev'in kan donduran mart bülteni
-
göz göre göre kanser tedavisinin önüne geçildiğini gösteren kan dondurucu bültendir.
edit: arkadaşlar linkler uçmuş, papucumun entrysi sağ olsun eksiup'a yüklemiş, güncel linkler:
https://s3.eksiup.com/db95e8e1e237.jpg
https://s3.eksiup.com/e51200364261.jpg
https://s3.eksiup.com/8b965add7584.jpg
edit 2: okumak isteyenler için bültenin tamamı:
https://www.losev.org.tr/…19/ruhsat_bulten_2019.pdf
edit 3: arkadaşlar, twitter üzerinden #lösevetamruhsat hashtag'i aracılığıyla elinizden geldiğince tweet atarak olayın yayılmasına ve gereğinin yapılmasına destek olabilirsiniz.
çıkarılması zevk veren şeyler
-
butun gun bileginizi sikmis corap. hele bir de iz yapmissa saatlerce kasinarak mukemmel kombo yapilir.
dipsiz göl eskisinden çok daha güzel oldu
-
hükümet taş yağdırsa "kafam yamuğudi düzeldi" diyecek adamlar oy kullanıp benim hayatımla oynuyor lan. sana su veren itfaiyenin hortumuna dipsiz gölden su çeksinler.
istanbul'u itici yapan detaylar
-
- aşırı kalabalık, sıra oluşmayan hiçbir yer yok. ki halkımızın sıra kavramını düşünün. evet istanbul halkı daha bi cahil.
- suriyeliler her tarafta. özellikle geceleri çıkıyorlar, berbat.
- pahalılık. sonradan görme halk. en kötü ev 1000 lira olur mu??
- yemek olayı. "yok o orda yenir yok bu burda yenir" diye diye, dışarda yemek yemek ateş pahası, her yer isminin başına "tarihi" eklemiş. kim kimi dolandırabilirse.
- eminönü'yü hiç söylemeyeceğim. hayatımda gördüğüm en kaos ortam. bir deniz kenarı bu derece "bok" edilebilirdi.
- aşırı dar sokakları ve trafiği de söylemeyeyim.
iyi yan say deseniz cidden zor. insanlar ayda bir deniz görebilmek için deli gibi çalışıyorlar. facebook mutlusu o insanlar. "beykozda kahvaltıya geldik xdxd" emin olun gelmeden önce 2 saat trafikte takılıp, mekan önünde de 1 saat kahvaltı sırası beklemişlerdir. (evet orada da sıra var)
belçim bilgin
-
bu insanlar hayatın her yerinde aslında. torpili, referansı, dayısı, kocası bir yerlere getiriyor işte . bu durumu artık hayatın bir gerçeği olarak kabul ediyorum yeter ki suratımıza tükürür gibi yetenekten liyakatten bahsetmesinler.
ben devletin yalakasıyım hamdolsun
-
çok basit biz yalaka değiliz.
edit: beyefendinin sorusuna cevabımı verdim bende kendisine bir soru sorayım, fazıl say'ın da dediği gibi siz ne işle uğraşıyordunuz? hakan ural hangi sanat dalıyla uğraşıyor ben kaçırmışım kendisini.
kim lan bu ssg
moral bozukluğuna iyi gelen şeyler
-
(bkz: uyumak)
manhattan
-
woody allen'in hannah and her sisters, annie hall ve crimes and misdemeanors ile birlikte en bilinen, kendisi sonradan pek beğenmediğini söylese de en önemli filmlerinden biridir.
modern yaşamın başkenti diyebileceğimiz new york'un manhattan'ında bir grubun karmaşık duygusal ilişkilerini konu edinir. allen yüksek ihtimalle kendisini oynamakta, diyaloglarda kendi korkularından, saplantılarından, vesveselerinden bahsetmektedir ve aslında bu cesareti için takdiri haketmektedir. çünkü allen filmde aslında bir çoğumuzun kendine itiraf edemediği duyguları ve yaşamaya cesaret edemediği şeyleri yaşamış biri olarak tüm bunları dürüst bir şekilde eğrisiyle/doğrusuyla aktarmıştır.
filmin en güzel kadını tabii ki ernest hemingway'in torunu olduğunu öğrendiğim mariel hemingway idi. ilginç bir not: manhattan'daki rolü ile oscar'a aday olan hemingway yıllar sonra nedense sermiyan midyat'ın ay lav yusunda rol almış.