ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yoklukta gideri var'ın ingilizcesi
babanın parasız kalması
-
dünyanın en buruk hislerini yaşatır. yalan değil, bazı arkadaşlarımın, cebinden tomarla para çıkardığı babalarını garipserdim, özenirdim.
çocuksundur, düşünmeden istersin bir şeyler, mahçup bir ifadeyle "bakarım ben, hallederiz" deyişlerini unutamam babamın. ikinciye soramazsın zaten, isteyemezsin, çocuk aklınla hevesin kırılmıştır. yatıya misafir gelecek, tuvalet kağıdı alamazdık, misafir yabancı değildi, bize destekte bulunurdu da alırdık, buruldukça burulurdu içimiz. hayatı boyunca borç ödeyen, hala da ödemekte olan, okullarımıza, düğüne derneğe, evine para yetiştirmek için kredi çekmekten başka toplu bir para kaynağı olmayan, derdine dert, borcuna borç katan, yine de buzdolabını boş tutmayan babama daha iyi bir evlat olamadığım içindir asıl pişmanlığım. daha iyi okullarda okuyup, daha iyi bir meslek edinebilirdim diyorum şimdi. o yüzdendir ki onu hayal kırıklığına uğratmamak, başarılı ve mutlu bir hayat kurmak için tırmalıyorum sevgili sözlük.
fakir edebiyatı yapmak değil de unutamamak bu, hatırladıkça gözlerin dolması durumu bu.
futbolcuların game of thrones'da karşılığı
-
manuel neuer - the wall
rus edebiyatı klişeleri
-
illa birileri asker olur ve illa birileri asker yolu gözleyen masum kız
işe yeni giren elemanın patrondan önce çıkması
-
-oo ıspanak bey, gidiyorsunuz demek.
-napiyim be piç kurusu mesai bitmedi mi? kov lan beni.
-kovmuyorum ulan.
-tamam hadi iyi akşamlar.
televizyona çıkmış sözlük yazarları
-
mal olduğumun küçükten belli olduğunun ispatı olacak ama bunlardan biri de benim.
yanlış hatırlamıyorsam sene 88 veya 89 ilkokul 2 veya 3'e gidiyorum, ankara'daki tanıdıklarımızın yanına gelmişiz yazın, tanıdıklarımızın kızı da benim yaşımda ve ted'e gidiyor, atakule'nin inşaatının bittiği ama açılmamamış olduğu zamanlar, susam sokağı'nın meşhur jenerik çekimleri yapılacak, kızla beraber ben de oraya gittim, hatta bizi atakule'nin tepesine falan çıkardılar, nasıl mutlu oldum anlatamam. sonrasında ise bizi toplayıp koşturmaya başladılar, nerden baksan 1 saat mal gibi koşturdular. en sonunda "şimdi şemsiyeler açılacak, onların etrafında koşacaksınız" denildi, yüzlerce çocuk üstünde susam sokağı'nın her harfi bulunan şemsiyeler etrafında koşarken, ben arasından geçmeye başladım, hatta şemsiyelere çarptığımdan harfler falan döndü. senelerce bu görüntüyü izleyip kendimin mal olduğu gerçeğiyle yaşadım.
[http://www.youtube.com/watch?v=ckgl9qxgicu http://www.youtube.com/watch?v=ckgl9qxgicu]
12 ve 13. saniyede şemsiyelerin arasından geçen beyaz şapkalı mal benim.
edit: link düzeltildi.
yaşlı sözlük yazarları
-
yaşlı bir sözlük yazarı olarak artık "dreamfactory" nickinin çok genç kaldığını düşünüyorum mesela. keşke nick değiştirme hakkı verilse. ne bileyim "bağkurlu" ya da "alzheimergirl" nicki daha uygun gibi artık.
içkiyi şeffaf poşette taşıyoruz kampanyası
-
içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet ile yıllardır dincinin hacının hocanın ekmeğine yağ sürüyoruz. içki tercihimizin utanılacak gizlenilecek bir şey olduğunu kendimiz de kabul etmiş duruma düşüyoruz. bence bir noktada organize olup bu muhabbeti bitirmek lazım.