hesabın var mı? giriş yap

  • ben bu yazıdan mutlaka dolar alın yakında şakkadanak 12 olacak anlamı çıkardım.

    biliyorsunuz 3 lirayken verdiği dolar düşürme taktikleri neticesinde şakkadanak 9,80'e geldik.

  • (bkz: geceleri uyumamak)

    yeminle bir anneyi bu kadar çıldırtan ve bir evladı bu kadar korkutan başka bir şey yoktur.

    bilgisayar başında kendinden geçmiş, tüm evrenden soyutlanmış, nirvanaya varmak üzereyken, karanlıktan derinlerden bir ses gelir...

    -naaapıooosuuunn buuuu saattteeeee yaattt artttııkkk

    +mnıskim noluyo lan?
    hee annemmiş...

    not: aynı zamanda dünyanın en hızlı laptop kapağını kapatma anıdır bu an.
    artık ne izleniliyosa, o saatte???

  • birçok çorba ismi var ama bazı menülerden içerikleri yer alırken bazı restoran menülerinde de içerikleri bilmeniz beklenir. ülke dışına çıktığınızda sık sık karşılaşırsınız. uzun zamandır yemek ile ilgili içerik paylaşmıyorum bu şekilde kendimi affettireyim dedim.

    öncelikle aşağıda yer alan içerikler “çorba isimleri” olarak dikkate alalım. çorba çeşitleri çok başka bir şeydir ve ileride o konuyu da ele alırız.

    bisque çorba: şimdi bu çorbayı menüde gördüğünüzde aklınıza hemen patates püresi kıvamından hafif cıvık bir püreli çorba gelmesi gerek. normalde kabuklu deniz ürünleri ile birlikte 4-5 çeşit sebzeyi püre yap, içerisine krema ekle.. hoooop. bisque çorba. ülkemizde domateslisini çok yapıyoruz, tabi bildiğiniz üzere içerisinde kabuklu ve kabuksuz deniz ürünlerinden eser yok.

    chili çorba : bu da koyu bir çorba çeşidi. kırmızı et ve domatesi karıştır püre yap. içerisine chilli biberi ekle. bulamazsan chilli biberi tozu işinizi görür. ülkemizde kırmızı herhangi bir çorba içerisinde eser miktarda tiftiklenmiş hindi eti ve bolca acı sos ile servis edilmektedir.

    chowder: içerisinde tane sebze olan balık çorbası işte.

    konsome: oooo, şimdi önümüzü ilikliyoruz. tamamen yağsız sığır kıymasını yumurta akı ve birtakım sebzeler ile çok ama dikkatli bir şekilde kısık ateşte pişirilmesi ile elde edilir. zaman ve ustalık ister. berraktır, içerisine eklenen malzeme ismini alır. ör: içerisine küp küp patates atarsanız patates konsome, ekmek arası balık atarsanız, balık ekmek konsome olur.

    fumet: balık kemiklerin sebze ile haşlanıp süzülmüş hali.

    gumbo: aklımıza hemen bamya geliyor çünkü gumbo bamya demekmiş. şimdi burada ironik olan nokta ise birçok gumbo reçetesinde gumbo göremememiz. neyse klasik kabuklu deniz ürünlerini iyice kaynatıp un ile bağlıyoruz. içerisine bamya ilave ediyoruz. iğrenç oldu değil mi? işte buna gumbo diyoruz. evlerden ırak..

    ek: gumbo bamya değil sulu yemek anlamındaymış. bende öğrenmiş oldum. ffemmefatalee' ye teşekkürler!

    püre çorba: anne mutfağı kokar. sebzeleri haşla, ver blenderi .. çok az et suyu ve krema ilave et. karıştır. karabiber ve kırmızı biber değirmenini servis masasına koy... menülerde püre çorba resimleri genelde kocaman olur, bütçenin amiral gemisidir.

    yahni çorba: bizdeki tandır çorba işte.

    court bouillon: sebze çorbası ama bizdeki gibi sebzelerin canını çıkarırcasına kaynamamış hali. kemik suyunun içerisine havuç, kereviz, mayanoz sapını at, 30 dk kısıt ateşte tıngırdat. koy menüye. tatsızz tuzsuz. 30 euro mis gibi.. ortamlarda çok yoruldum dersin nerden bilecekler.

    minestrone: court bouillon yaptık mı? evet. bunun içerisine o haşlanan sebzelerin küp küp doğrayarak ilave edilmiş hali. bitti gitti.

  • "sorun ne biliyor musun?

    sorun, senin gerçekleştirmek için çırpındığın hayallerini, başkalarının bakkaldan ekmek almaya gidiyormuşcasına kolay gerçekleştirmesi. hem de hiç haketmeden. "

    behzat ç.

  • seviyorum bu insanları, gördükçe keyifleniyorum. modern, yobaz olmayan bir şehirde yaşadığımı görüyor, erzurum, yozgat vb. gibi şehirlerin de kendilerini aşmasını can-ı yürekten diliyorum.

    sonuçta her koyun kendi bacağından asılır. içki içenlere afiyet olsun, oruç tutanların da allah kabul etsin.

  • bir erzurumlu olarak daha beter olmalarını en içten dileklerimle belirtir emeği geçen herkesi tebrik ederim.

  • askinizi gerekirse daglara yazin ama facebook duvarlarina, instagram sayfalarina yazmayin. ayrildiktan sonra tek tek o vicik vicik paylasimlarinizi sildiginizde arkanizdan cok dalga geciyoruz, cok.

  • karikatür gibi bir adamdan bahsedeceğim şimdi size, babamdan. ahlak değerleri yerlerde, çok kolay yalan söyleyebilir ve para için yapmayacağı hiçbir şey yok. ben ortaokula gidene kadar çocuklara harçlık verildiğinden falan hiç haberim yoktu. kış günü herkes evde şapka ve montla oturuyor zannediyordum. normali böyleymiş gibi hani. gözünüzde yeteri kadar canlandıysa hikayeye geçiyorum.

    iş çıkışı nasıl olduysa babamın canı kola içmek istemiş. büyük bir markete girmiş. eskiden kola kapaklarından hediye çıkıyordu şimdi de öyle mi bilmiyorum. aklına şahane bir fikir gelmiş. kolaları tek tek açıp kapaklarına bakmak.

    1, 2, 3……8,15,20…. derken güvenlik farketmiş. kavga dövüş açtığı bütün kolaları aldırmışlar.

    o gün babam bir kamyonet dolusu kolayla eve geldi. odanın birine dizdi kolaları kimseye de vermedi. bir sene boyunca şerbet gibi kola içti. bu konu hakkında konuşulmasını da yasakladı. çünkü yaptığından değil, ava giderken avlandığı için utandı.

    edit: bu kadar ilgi göreceğini hiç düşünmeden yazmıştım. çok fazla mesaj alıyorum bunun için bir anı daha yazma ihtiyacı doğdu :))

    babam bir gün 200 gr kıyma alırken kasapta etin çok pahalı olduğu kanaatine varıyor. “ineği kendim alsam bütün mahalleye kasabın yarısına bile satsam kar ederim” diye düşünüyor. çiftçilik yapan bir akrabamızdan o zamanın fiyatıyla 12 liraya inek alıyor. aldığı yerde kestiriyor.

    geriye etleri satma kısmı kalıyor. hatırladığım kadarıyla ilkokul öğretmenim bile ucuz et almak için evimize gelmişti. annem günlerce konu komşuya et satmaya çalıştı. evin her tarafı torba torba et doluydu.

    12 liralık inek babamın hesapladığı gibi kar getirmedi. 11 lira gibi bir fiyata bütün etleri sattı inek aldığı akrabayla da hayatı boyunca konuşmadı.

    çünkü hesaplarına göre kar etmeliydi, kar edemediği için kazıklandığını düşündü.

  • 1944 yılında doğu cephesinde ocak-nisan aylarında tüm sepeblerden 8148 sovyet tankı imha edildi. 1969'u anti tank atışları tarafından yok edildi. yani yüzde yirmi dördü.
    4 aylık periyotta 7.5cm ve üzeri anti tank topları 2.161.633 defa ateş etti. 1969 tank imha edildi.
    kill başına 1098 atış.
    panzerfaust ise 684.500 defa ateş etti. 264 tank imha edildi.
    kill başına 2593 atış.
    panzerfaust-how effective was it ?-military history
    yani savaş boyunca 6 milyon adet üretilmiş bir anti-tank silahı olarak bu zaman diliminde 8148 tanktan 264'ü panzerfaust tarafından imha edildi.