hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---
    istanbula 17.395 adet taksi yeterlidir, yeterli olmayan tek şey tarife ücretidir.
    dünyanın hiç bir yerinde bir bardak kahveden daha ucuz taksimetre tarifesi yoktur.
    istanbulun hakiki taksi müşterisinin taksiye ulaşamamasının tek sorumlusu @ekrem_imamoglu ve @istanbulbld dir.
    --- spoiler ---

    şeklinde olan açıklamadır. kaynak.

    utanmazlar. bunlar son zamanlarda iyice işin suyunu çıkardılar. yolcu falan almıyorlar. 10 tane boş taksi geçiyor biri lütfedip durursa biniyorsunuz. dünyayı örnek vermişler. taksimetre tarifesi asla ucuz olmadığı gibi istanbul'daki taksi sayısı da skandal derecesinde yetersizdir. istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan londra'da 21 bin, yine istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan new york'da tam 86 bin taksi var.

    şaka gibi ya. bunlar devleti sarı öfke diye tehdit edip uber'i yolladılar ülkeden. türkiye'de über'in memnuniyet oranı sanırım %98 falandır. yazık. plaka rantı sebebiyle 20 milyonluk şehir taksicilerin ve plaka sahiplerinin oyuncağı olmuş durumda.

    edit: murat ongun dün şöyle bir açıklama yapmış: https://twitter.com/…tatus/1427575734189580322?s=21

  • zerre kadar samimiyeti hissettirmemiş reklam, yok efendim “çayımı aldım karşınızda içiyorum” yok “ipad’im yanımda”, yok “kronik hastalığınız var, dikkat edin” bir de kucakta çocuk falan hani sanırsın yardım kuruluşunun reklam filmi.

  • annenin yakın arkadaşlarından oluşan bir whatsapp grubuna katılmasıyla asıl etkilerini hissedersiniz. her gün kadim dostlar whatsapp grubunda neden onun da özlü sözler içeren görseller paylaşamadığı, o görselleri bulanların nasıl bulduğu (- "kızları buluyor tabi onların sen bana hiç bulmuyorsun") ama kendisinin bulamadığı, ayşe hanım'ın son gönderdiğine nasıl bir cevap yazması gerektiği ayrı bir olay oluyor. ama grubu okuması çok zevkli ehehe:

    - günaydın hanımlar bugün hava yağmurlu
    - günaydın neclacığım, evet hava yağmurlu
    - kızlar günaydın (her arkadaş grubundaki gönlü genç teyze) burada yağmur var (2 ilçe öteden bahsediyor asdf)
    - günaydın, nasılsınız, yağmur berekettir
    - günaydın gülerciğim, haklısın. şemsiyenizi almayı unutmayın.

    anne: acaba ben ne yazsam, bir şey söylesene.
    ben: hepiniz yazınca bugün havanın yağmurlu olduğunu nihayet anladım, saolun kızlar yaz ahahsd.
    anne: git.

  • abd tarihinin en büyük nakit soygunu olması ile birlikte sözlükte başlığı açılmamış olması garibime giden olay. 1.04 milyar dolar (nisan 2022 itibari ile 1.62 milyar dolar) abd hükümeti ve ordusunun cebine gitmiştir.

    18 mart 2003'te ikinci körfez savaşı patlamadan iki gün önce saddam hüseyin'in oğlu kusay hüseyin, ırak merkez bankasına giderek saddam hüseyin'in imzası olan el ile yazılmış notu verir, notta paranın amerikan saldırganlığından korumak için gerekli olduğu yazıyordu. 5 saat süren bir operasyon ile 1 milyar doları metal kutulara doldurarak 3 tır ile kaçırdılar. operasyonda silah kullanılmamış ve 5 saat tamamen para saymak ile geçmişti, o kadar büyük bir miktar paradan söz ediyoruz, belki de en barışçıl banka soygunu olabilir bu olay. operasyon gerçekleştikten bir gün sonra koalisyon güçleri bağdat'taki başkanlık sarayına hava saldırısı düzenledi. 9 nisan'da abd bağdat'ı tamamen ele geçirdi ancak parayı bulamadılar. paraların 661 milyon doları birkaç ay sonra kusay hüseyin'in abisi ile birlikte temmuz 2003'te abd tarafından infaz edilmesinden saddam'ın sığınaklarından birisinde sonra bulundu. bu paraya abd, ırak içinde direnişi körüklemek için kullanacağı gerekçesiyle el koydu. geriye kalan 359 milyon doların abd ordusu arasında tıpkı kelly's heroes filmindeki gibi paylaştırıldığı tahmin ediliyor. abd'de şu ana dek kalan paranın sadece 18.9 milyon doları fbi tarafından bulunabilmiş ve 6 adet rütbeli amerikan askeri göz altına alınmış. ayrıca 2012 yılında pentagon bulunan 661 milyon doların 100 milyon dolarının kaybolduğunu açıklamıştı. birçok abd'li o dönemlerde soygunu 11 eylül 2001 saldırılarının intikamı olarak kabul etmişti.

    bu olay 2. körfez savaşının patlak vermesinin en önemli sebeplerinden birisi olması ile birlikte ortadoğu'da emperyalizmin yükselmesine ön ayak olmuştur.

  • her iki dedem de köylü değildi. ikisi de memleketlerinden 4-5 yaş civarı aileleriyle çıkıp başkente gelmiş, her ikisi de memur olmayı seçmiş. hatta bir tanesi 1950 de ankaranin belediyecilik anlayışla yapılan ilk semtinden taksitle ev almış. yanlış duymadınız. 1950 de milletin boş arsaları telle çevirip benim dediği zamanlarda adam gitmiş taksitle ev almış. dedelerden memuruz yani biz. babam da anam da memurdu. hal böyleyken ben de dünyaca ünlü bir tasarımcı falan olamazdım heralde ola ola ben de memurum oldum :)

    ha tabii bir de her iki dedenin de köylü olmaması demek ilkokulda yazin millet köyüne giderken senin gidecek bir köyün olmaması demek o yaşlarda üzülmek demek..