hesabın var mı? giriş yap

  • fenerbahçe takımı* şampiyonlar ligi maçı için sevilla'ya gidiyor, kameralar da uçakta. kamera sağa dönüyor, deivid almış yanına vederson'u milletle uğraşıp muzurluk yapıyor, arkaya dönüyor selçukla uğur türkü falan söylüyor, yanlarında kezman yine depresyonda pencereden bakıp memleketini düşünüyor, kazım her zamanki gibi izole olmuş psp'de maç çeviriyor. sonra objektif birden alex'e dönüyor, profesör geçmiş bi kenara takmış gözlükleri dostoyevski okuyor. işte bu adam böyle olduğu için alex de souza.

  • 2003 yılında discovery channel'da belgeseli çıktığında ağzım açık şekilde izlemiştim çocuk yaşımda. aradan 16 sene geçmiş hala yeni bilgiler-veriler çıkıyor ve beni hala şaşırtıyor bu adam. ötzi’nin genlerinden yola çıkılarak yapılan araştırmalarla, kilolu olmamasına ve hareketli bir yaşam sürmesine rağmen genetik olarak kalp ve damar hastalıklarına çok yatkın olduğu ortaya çıktı. ayrıca gen haritasında kenelerden geçtiği bilinen ve lyme hastalığına neden olan bakteriyel bazı kalıntılar saptanması da ötzi’ye tarihteki ilk lyme hastası ünvanının da verilmesine neden olmuştur.

    ötzi’nin laktoz intoleransına sahip olduğu bu yüzden de süt ve süt ürünleri tüketemediği de tespit edildi. ötzi’nin yaşadığı dönemde laktoz intoleransının günümüze oranla çok daha fazla olduğu düşünülüyor. ek olarak o dönemde hayvancılığa yeni geçilmiş olması ve süt ve süt ürünlerine pek ilgi duyulmaması da bunun nedenleri olarak gösteriliyor.

    benim düşüncem, kendisi bir kabile reisiydi, onun yönetiminden memnun olmayan daha genç erkekler ona insan yaşamının darbesini yaptı. *

  • enid karakterinin yasadigi sorunlarla, bir sekilde film' in anlatmaya calistigi olay: hayata uyum saglamanin ne kadar zor oldugudur. hayatta insanin iki secenegi olur, birinicisi herkes gibi olup, toplumun sizden bekledigi norm lara ayak uydurup herkes gibi giyinip, konusup,davranmak, kisacasi toplumun yarattigi binlerce klondan biri olmak. ikincisi ise ; topluma karsi tek basina direnen bir birey olmak. filmde enid, liseden daha yeni mezun olmus, hayatta ne yapacagini daha karar verememis, asiri mutsuz bir kizdir. enid, toplumdaki normal zekanin uzerindeki bir cok insan gibi, etrafinin geri zekalilarla cevrilmis oldugunu dusunmektedir( ve haklidir da). film boyunca enid, etrafindaki insanlar gibi hic bir sey dusunmeden bir bitki gibi yasamak yerine, hayata bir anlam aramaktadir, fakat tahmin edildigi uzere bir turlu bunu bulamaktadir.enid'in hayata anlam bulmak icin ciktigi yolculuk, bir cok insanin daha once cikmis oldugu ve bir cogunun da zafer kazanmadan geri donmus oldugu bir yolculuktur. enid'in trajik yolcugulu da nitekim zafer kazanmadan sonuclanmaktadir. toplumun, ailesinin, arkadaslarinin uzerine yiktigi sorumluluklardan bunalmis olan enid artik sadece dunya uzerinden yok olmayi dilemektedir.

    enid' in en buyuk sorunu, onu anlayan birinin olmamasidir; ve her yaptigi ya da soledigi sey herkes tarafindan yanlis anlasilmaktadir. kisaca, enid bir cok insanin icinde bulunan hic bir yere baglanamama duygusunu temsil etmektedir. aslinda enid'in yasadigi sorunlar bireysel sorunlar deil, toplumsal sorunlardir. ozetle, durum sudur, enid' in sorunlarinin sorumlusu; icinde hapsolmus oldugu "hayalet dunyadir".

    bir cok insan filmi izler, hatta bazilari film i sever bile, fakat enid'in neden mutsuz oldugunu bir cok kisi anlayamaz ve de filmin kotu yazilmis oldugunu iddia eder. ne yazikki durum bunun tam tersi dir, film'in senaryosu muhtesem bir sekilde yazilmistir. film kesinlikle toplumun her kesimininden insana hitap eden bir film deildir. film, bir cok american filminin aksine, izleyiciye herseyi bir bir anlatmaz, bunun tam tersine izleyicinin bir cok seyi kendi basina anlamasini bekler. kanimca bu da filmi daha gercekci yapmaktadir. filmin tam olarak anlasilmasi icin, enid karakterinin piskolojik durumu ve icinde bulundugu bunalimin nedenleri anlasilmalidir. ve bunu anlamanin tek yolu ise enid in yasadigi zorunlarin bazilarinin, ya da benzerlerinin, birey tarafindan da yasanmis olmasidir.

    aslinda, film toplumun farkli olan bir bireye ne kadar acimasiz oldugunu gosteren, toplumun neredeyse her parcasini elestiren, bir manifestodur. film bir nevi insanlara icinde bulunduklari uykudan uyanmalari icin ciglik atmaktadir. cunku yasadiklari tek duze hayati hic bir sekilde sorgulamadan yasayan insanlar, bir gun uyanacaklar, ve bir cogumuzun farkinda oldugu, su anda yasadigimiz anlamsiz "hayalet dunyanin" farkina varacaklardir. iste o zaman enid'in yok olma istegini anlayacaklardir.

  • ben çalışırım lan. 5 bin tl ve insanla uğraşmayacağım bir iş.

    nereye başvuruyoruz?

    zorunlu edit : ülkede çoban mafyası var galiba.
    mesaj kutum hep yeşil. kendimi özel hissetmedim değil hani.

  • kullanıcı profilinden troll olarak işaretlediğiniz yazarların sadece mesajlarını almamakla kalmıyor, yazdıkları entry'leri de görmüyorsunuz. o kişi sizin için sözlükten uçmuştan farksız oluyor. beter oluyor. bedbaht oluyor. kısmeti kapanıyor.

  • 2006 senesinde gerçekleşmiştir. anne televizyon karşısında zap yapmaktadır. aniden duraklar.

    a: enchanter, gel çabuk (ekranda sibel can)
    e: ne oldu? (ekrandaki sibel can leopr desenli elbisesinin içinde göbek atıyor. göbeği bağımsız hareket ediyor gibi)
    a: ekrana bak bakayım.
    e: ee?
    a: şimdi ben şu kadar yaşındayım, iki çocuk annesiyim, safra kesesi ameliyatı oldum, falan filan. son 30 yıldır aynı kilodayım.
    e: ee anne?
    a: söyle bakalım, hangimize daha çok benziyorsun?
    e: ?!?!?!
    a: boğazını tut biraz evladım. çok gençsin daha. aa...

    diyete girip 10 kilo verdim sonra evet. zalımsın hayat.

    debe editi: aiyy ilk defa debeye giriyorum. ne mesaj vereceğimi şaşırdım. hayat bayram olsun, dünya barışı, bir de mantı diliyorum. bol soslu.