hesabın var mı? giriş yap

  • göz göre göre işgal ediliyoruz ve halkımızın yarısına bunu anlatamıyoruz. nasıl bir çaresizliktir bu?

  • - kuzen italya'dan gelecek yarın sabah onu alacam havaalanından...

    - kuzenimin sevgilisi gelecekmiş bugün...

    - bizim kuzen de kısa film işleriyle uğraşır...

    - tatilde kuzenlerin yazlığına gideceğim...

    - kuzenle çok eğlendik yaa

    kim abi bu kuzen herkes kuzenini anlatıyor diye sordum kendime. ne güzel kuzenler bunlar. kuzenler ne kadar karizmatik, ne kadar eğlenceli ve sempatik. herkesin ne kadar orijinal kuzenleri var.

    kuzen ben de halamgilin oğluna denk geliyor. kendisi traktör gibi heriftir. belki de sırf bu yüzden ona hiçbir zaman kuzen demedim. adam ozan arif, cengiz kurtoğlu dinleyip, kartal'la tur atardı şehrin sokaklarında; hala kurtlar vadisi izler mesela. son yıllarda artık geçim derdinde; göbeği de saldı. amcamgilin oğlu versiyon kuzen de öyle adam direksiyonun koynuna girmiş bıçkın şoförler gibi servis çekiyor sultanbeyli'de. kimseye de eyvallahı yok sorsanız.

    o yüzden bende kuzen filan yok, halaoğlu dayıoğlu var. bi milletin kuzenlerine bakıyorum; bi' benim amcaoğluna bakıyorum başım dönüyor şerefsizim.

  • çoraplı ayaklarla girilen tuvalette ıslak bir terlik giydiğinin fark edildiği an ve hemen akabinde çorapta hissedilen ıslaklık hissi. o an insan hayattan soğur, bütün enrjisini yitirir. çarşısının kitlendiğini duyan askerden, en sevdiği yemek takımının tabağının kırıldığını gören anneden bile daha mutsuzdur, hüzünlüdür o an...

  • az önce aşağıdaki gibi bir diyalog yaşanan program ;

    - nerelisin ?
    - izmir.
    - neresinden ?
    - manisa.

  • ilaçla tatmin edici sonuç vermeyendir. anladığım kadarıyla yani. kremler falan da etki etmiyormuş suna dumankaya nın kitabında bir formül ve öneriler buldum kutsal bilgi kaynağında kendi yorumlarımla birlikte paylaşmak isterim.

    öncelikle suna ablamız diyor ki;

    selülit kremlerini alım gücü yüksek olanlar alabilir. (bkz: zengin). ama evde ucuza da formüller hazırlayabilirsiniz.

    malzemeler: (üşenmeyin gidin alın aktardan. bacaklar gamzeli gamzeli gezmekten iyidir.)

    1 kase deniz tuzu (selülitle ilgili her soru sorulduğunda bunu illa söylüyor o konuya da geleceğim.)
    1 kase susam yağı
    10 damla biberiye yağı
    10 damla okaliptüs yağı
    10 damla funda yağı

    yağları karıştırıyorsunuz. elinizi önce yağ karışımına sonra tuza batırıp peeling yapıyorsunuz. 15 dakika sıcak havluya sarıp bekledikten sonra duş alıyorsunuz bu kadar.

    bunu her gün her gün yapmaya gerek yok. haftada bir - iki kez yapsanız yeterli.

    ancak tuz tüketimine dikkat. günde 2-3 litre su için. aklınıza ne zaman gelse için. sigarayı bırakın. sağlığınız için bırakamıyorsanız selülit için bırakın, sararan dişler için bırakın, pis kokusu için bırakın ama bırakın yani. hayvansal yağı azaltın.

    yok aga ben bunlarla uğraşamam kebap yer, tuzu döker üstüne sigara içerim diyorsanız siz bilirsiniz

    ama bu işin yaz'ı da var. siz selülitlerinizi saklamaya çalışırken sevgiliniz havuz kenarında taş gibi kızlara bakarsa bozulmayın. ben diyim de.

    neyse soru cevap kısmına geliyim bir arkadaş suna dumankaya'ya sormuş:

    + deniz tuzunun selülite iyi geldiğini duydum peki nasıl kullanılır?
    - elin önce susam yağına batırıyorsun sonra tuza. masaj yapıyorsun. verdiği cevabın özeti bu. bence haftada 2 iyidir.

    + gazetede susam yağı ve deniz tuzu ile çözümü okudum. bebe yağı ve limon suyu olan reçete de gördüm. hangisini uygulayacağımı şaşırdım.yardımcı olursanız sevinirim.
    - beslenmenize dikkat etmelisiniz. bol bol limonlu su için. mümkün olduğunca açık havada yürüyüş yapın . masajın faydaları da büyüktür. keselenmek dekan dolaşımını hızlandırdığından selülitle savaşta etkili bir yöntemdir.( bunu bir kaç yerde daha okumuştum. keselenin.iyi fikir.) tariflerin de hangisini yaparsanız yapın faydasını görürsünüz.

    + deniz tuzunu sürdüm. düzenli yürüyüş yapıyorum faydasını göremedim. ne yapmalıyım?
    - bol bol sebze meyve tüketin, bitki çayları için, yürüyüşlere devam edin, kese yapın, imkanınız varsa masaj yaptırın, bir de formül önereceğim: 1 su bardağı susam yağına yarım su bardağı limon suyu, 30 gr. kafur, 10 adet dövülmüş asprin, 10 damla öküzgözü esansı (?!), 10 damla biberiye, 5 damla servi ağacı yağı ekleyip karıştırın. bu karışımı masajla selülitli bölgeye yedirin. sıkmadan streç filme sarın. 2 saat bekleyin.

    bunu yaparsanız çabanıza hayran kalırım. ben üşenirim, denemek isteyen deneyebilir. bu extreme artık yani. ilk denilenler işe yaramazsa yapabilirsiniz.

    ben bugün mağazanın kabininde kendi durumumu farkettim. zayıf bir insanım nerden de çıkmışlar anlamadım. çok kötü değil ama çözülmesi lazım. 1 aya kalmaz sorunu çözerim. ben bisiklet sürmeyi seviyorum. spor olarak bunu yapacağım. hem bisiklet sürdüğüm dönemlerde hiç selülitim olmamıştı. su içme taktiği güzel. bir sürü yerde bunu okudum. çay-kahve kola tüketimini azaltıyorum. tek sıkıntım tuz. onu kesinlikle kesmeliyim. bitkisel yağ olayı da bana uyar. sigara alkol hiç tüketmedim. o açıdan rahatım yani. masaj konusunda da en basit masaj tekniği herhangi nemlendirici kremle masaj yapmak gibi geldi bana (bunu da birkaç yerde okudum.) baktım geçmiyor. ağır ağır deniz tuzu, masaj yağı deneyeceğim.

    siz de spor konusunda kararsızsanız ebru şallı ne güne duruyor? 1 2

    yok ebru şallı izlemem diyorsanız bu da sizin için bir seçenek olabilir.

    bu spor videolarına her gün yarım saat ayırsanız yarım saat de yürüseniz var yaa fıssstık gibi olursunuz kanımca.

  • süt akşamları sarı gözükür oğlum :(

    yıllarca inandım bu yalana, meğer annem çiğ yumurta katıyormuş süte benim içmem için.

  • üst edit: entry ile ilgili mesaj atan, destek olan, "aaaaaaaaaaa vallahi aynı ben" diyen herkese teşekkürler arkadaşlar. hepiniz kaderdaşımsınız; hepinizi çok seviyorum. fakat yaklaşık 2 yıllık bir vücut geliştirme süreciyle aşağıdaki maddelerin hemen hemen hepsini (hala komik yürüyorum amk sorun kamburlukta değilmiş) sikip atmış bulunmaktayım. yakın bir zamanda da çok ufak bir estetik operasyonum var. kısacası: kocalarınıza sahip çıkın ahahahaha.

    ***********************************************************

    muhtemelen hiçbiri bende olmayan detaylar. hiç kimseden bir iltifat duymadığım gibi, sevgilim de hiç olmadı denebilir. bu yüzden size kendi özelliklerimden bazılarını sayacağım ki bunları yapmayın, çekici olabilin. öhöm :

    -bir kıyafeti yırtılmadığı sürece asla değiştirmem. hatta kollarının uçları paramparça olmasına rağmen çok sevdiğim bir uzun kollum var. fermuarı da bozuk. nasıl seviyorum ama var ya ev yansa ilk bunu kurtarmaya çalışırım.

    - nadiren yeni kıyafet alırım.

    -marka takıntım yoktur.

    -olur da bir kıyafet alırsam renginin bana uyup uymamasını siklemem. rahat olması yeter.

    -ayakkabılarım genelde lescon gibi az kişinin bildiği süper ürünler sınıfındandır. dolayısıyla gösterişsizdir. birçok gören 'pazardan mı aldın bunları' demiştir.

    -berbere gitmek benim için tam anlamıyla bir eziyet. berberde olan biten sohbetleri geç , bir iş mülakatına gideceğim zaman sakallarımdan ayrılacağımın korkusu bile yetiyor bana.

    -hiç güneş gözlüğüm olmadı.

    -biraz kamburum. yürürken çok komik görünüyor.

    -dar paçalı pantolonlar klostrofobimi tetikliyor. o derece uzağım.

    -bir saatim var , fena birşey de değil. ama takmıyorum hiç.

    -gömlek giymem.

    tam terslerini deneyin işte. başarısız olma şansınız yok.

    edit: ben askerdeyken ev taşındı. bahsi geçen uzun kollumu annem atmış. yastayım. beyler :(

  • neo klasik iktisatin ekonomiler icin en buyuk itici guc olarak gosterdigi guclu talep yaratilmasinin, talebe yonelinmesinin aksine, bu teori, ekominin arz yonune odaklanmaktadir. teoride hos gozuksede, pratikte pek uygulanabilirliginin oldugu soylenemez. adim adim, basit bir sekilde aciklarsak, mekanizma soyle isleyecektir:

    1- devlet, ozellikle buyuk kazanc sahibi olan buyuk sermaye sahiplerinin vergilerinde indirime gider.
    2- indirimler sebebiyle, yatirimcilar, gelirlerinin daha buyuk kismi ile yeniden yatirim yapabilirler.
    3- boylece iscilerin de gelirlerinde artis saglanabilir.
    4- bu sekilde sermaye sahipleri daha cok yatirim yaparken, isciler eve daha fazla para goturecektir, daha fazla ve verimli calisacaklardir.
    5- bu durum ekonominin verimliligini arttiracak, piyasada daha cok mal ve hizmet olacak, dolayisiyla fiyatlar da dusecektir.
    6- sonuc olarak daha yuksek ekonomik buyume oranlari yakalanacaktir.
    7- daha cok mal ve hizmet satimi, azalan vergi oranlarina ragmen, devletin elde ettigi kumulatif vergi miktarini bile arttirabilecektir.
    8- ektisadi faaliyetlerin yukselmesi nedeniyle ekonomideki fazladan para enflasyon yaratmayacak zira verimli yatirimlarda kullanilacaktir.