hesabın var mı? giriş yap

  • tenis maçı seyretmek için tv'yi açmış ergenin halet-i ruhiyesini parçalayan olay.

    "sharapova servis mi kıracak acaba?" diye bakarken cart diye "flaş gelişme!!!" giriyor ekrana. aziz tahliye edilmiş, çağlayan karışmış falan. taraftar başkanını omuzlara almış, ağlayanlar var. o sol taraftaki adam... lan?!

  • --- spoiler ---

    dördüncü sezonun on ikinci bölümününden sonra ortaya çıkan tablo şu; jesse-walt-gus üçlüsünün aynı anda hayatta kalması söz konusu değil. üçünden biri ölecek ama bu sezon sonunda ama gelecek sezonun başında. dizideki rol dağılımını göz önüne alınca; gus'ın ölmesi ihtimalini diğerlerine oranla daha yüksek bir ihtimal olarak görüyorum. peki soru şu;

    gus nasıl ölecek?

    her yeri izleyen, iş ortamında güvenliği üst düzey olan, arabasına bomba konulmasına dahi uyanan bir suç örgütü lideri nasıl öldürülür? yakın mesafeden silahla öldürmek söz konusu değil, arabasını patlamak işe yaramadı. zehirlemek en azından artık kısa vadede bir opsiyon değil. hal böyleyken ne yapılabilir? güvenliği ikinci planda bıraktığı, tek başına olduğu, öldürülebilir olduğu tek bir yer var. salamanca'tı ziyaret ettiği yer. sezon başından beri bu buluşmaları izliyoruz ve son buluşmada; aldığı intikamın hazzıyla kibrine yenilen, salamanca ziyaretini şahsi şovuna çeviren gus, burada öldürülebilir. walt bilse burayı zaten kafadan hallederdi işi ama yeri bilen jesse ve o'nun kafası görece ağır çalışıyor. walt, elinde bombayla gelip; arkadaş adam bomba kokusunu alan k9 gibi hareket etti, bombayı tespit etti dediği zaman nihayet jesse'nin kafası çalışacak ve salamanca'nın kaldığı yeri walt'a anlatacak. walt, elinde patlayan bomba ile salamanca'nın yanına gidecek. durumu anlatacak; bu eleman senin ailenin kökünü kazıdı, o'nu öldürmek için bir fırsatın var diyecek. salamanca'nın üstüne ya da tekerlekli sandalyesine yahut orada artık televizyonun yanına, arkasına bi yere bomba konulacak. gus, salamanca'nın yanına gidip yüzüme baksana diye havalara girecek. salamanca bu defa yüzünü gus'a doğru çevirecek ( ve bölüm ismi hakkını verecek ) bir bakış atacak ve belki de gülerek zile basacak... boommmm. gus sizlere ömür.

    dizinin dördüncü sezonu boyunca karşılıklı gus-salamanca sahneleri izlemiş olmamız. gus'ın kendisine bakmasını istemesi. jesse'nin bu yeri biliyor olması ve bölümün adı birleşince neden olmasın?

    --- spoiler ---

  • clio'ya binen herkesin aslında audi'ye binebilecekken aç gözlü devletimiz yüzünden clio'dan devam ettiğini gözler önüne seren bir entry. tekrarlayalım o halde.
    fahiş vergi aç gözlülüktür. dünya'nın hiçbir ülkesinde bu denli vergi oranı yoktur. devletin yaptığı soygundur. alkollü içkilerden ve arabadan alınan yüksek vergiler karşılığında aldığımız hizmet gerçekten rezalet ötesi.

  • her sektörde olduğu gibi yemek sektöründe de özellikle restoran işletmeciliğinde algı yönetimi uygulamalarının çok etkin kullanılabileceği ve müşteri psikolojisinin yönlendirilebileceği birçok alan vardır ve bunlardan en önemlilerinden birisi de müşterinin önüne koyduğunuz menülerdir. menüler kullanılarak yapılan algı yönetimi taktiklerine birkaç örnek vermem gerekirse.

    1) insanlar önlerine konulan menüleri kitap gibi baştan sona okumazlar. bir müşteri önündeki menüyü eline alarak çok hızlı bir şekilde gözleriyle taramaya başlar ve bu gözle tarama aşamasının süresi yapılan bilimsel araştırmalara göre 109 saniye civarıdır. bu da demek oluyor ki restoranların müşteriyi etkilemek ve onun sipariş sürecini yönlendirebilmek için çok az süresi vardır. bu sebeple menünün çok rahat okunabilir, özellikle başlıkların dikkat çekici ve kolay bulunabilir olması önemlidir. her restoran menüsünde o mekanın işletmecisinin özellikle satmak istediği hazırlaması basit, malzemesi ucuz ve kar oranı yüksek ürünler bulunur. menüde uygulanacak algı yönetimin amacı müşteriyi bu ürünleri sipariş etmeye yöneltmektir. burada uygulanabilecek birçok teknikten bir tanesi menü sayfasında yiyecek ve içecek isimlerini yatay bir şekilde alt alta sıralamak ve satmak istediğiniz ürünleri sayfanın en başındaki ve en sonundaki maddelere yazmaktır. bunun sebebi insan gözü bir sayfada yatay şekilde yazılmış metinleri tararken genelde en tepedeki ve en sondaki metine odaklanır ve ortada yazılanlar pek dikkatini çekmez. hızlı şekilde menüyü tarayan bir müşterinin aklında kalacak olan ürünler sadece sayfanın en başındaki ve en sonundaki ürünlerdir.

    2) bir müşteri menüyü ilk olarak eline alıp gözüyle sayfayı taramaya başladığı anda bilimsel araştırmalara göre gözün ilk başladığı yer sayfanın sağ üst köşesidir. buraya pazarlamak istediğiniz en pahalı yemeğinizi dikkat çekici bir grafik eşliğinde koyarsanız büyük bir avantaj sağlamış olursunuz. çünkü müşterinin beyni sayfanın geri kalanındaki tüm yemekleri ilk gördüğü ve menüde çekici bir şekilde sunulmuş yemekle kıyaslayacak ve ister istemez o yemek “gözüne daha hoş “ gelecektir. tabi burada kullanacağınız grafiğin çizilmiş bir grafik mi yoksa bir fotoğraf mı olacağı işin püf noktasıdır. sağ üst taraftaki bu avantajlı bölge menünün şekline ve sayfanın büyüklüğüne göre değişim gösterebilir. burada uygulanabilecek başka bir teknik de menü üstünde kullanılacak bir takım özel şekil ve grafiklerle müşterinin gözünün ilgili bölgeye bir defadan fazla çekilmesinin sağlanmasıdır.

    3) menü üzerinde satışını yapmak istediğiniz ürünlere müşterinin gözünü çekebilmek için bir takım “göz mıknatısı” uygulamaları kullanılabilir. bunlar dışarıdan çok masum gözüken bir takım kutucuklar, geometrik şekiller ve yuvarlaklardır. bazı durumlarda ürünün isminin yazıldığı harf puntosundaki hafif bir değişiklikte göz mıknatısı olarak kullanılabilir. burada amaç müşterinin dikkatini sizin istediğiniz ürünler üzerinde toplamak ve seçimini kendi özgür iradesiyle yaptığını sanmasını sağlamaktır. tabi işin gerçeği müşteri belli yemeklerin çok güzel olabileceğine dair fikrini menü üzerinde kullanılan göz mıknatısları sayesinde edinmiştir. mesela menüde gördüğü yemek hakkında hiçbir fikri olmayan bir müşterinin bazen yanındakilere “bu yemek çok güzele benziyor” demesinin esas sebebi budur.

    4) menülerin rengi de önemlidir. her renk insan zihninde farklı bir duygu uyandırır. kırmızı ve mavi renklerin belli tonlarının kullanılması müşterinin iştah seviyesini arttıracak ve menüde gördüğü yemekleri olduğundan daha lezzetli algılamasını sağlayacaktır. tabi renklerin kullanılması bu kadar basit ve kolay değil. mesela egzotik yemeklere sahip lüks bir restoranın kullanacağı rengin tonuyla daha çok et yemekleri üzerine uzmanlaşmış bir restoranın kullanacağı renk tonu aynı olmaz. burada renkler bilinçsizce kullanılırsa yarardan çok zarar görülür.

    5) menüde yemek fotoğraflarının kullanılması çok önemlidir. burada dikkat edilmesi gereken nokta bu fotoğrafların yerine göre ve etkili bir oranda kullanılmasıdır. mesela aşırı fotoğraf kullanılan bir menü o restoranın imajının müşteri tarafından ucuz ve kalitesiz olarak algılanmasına sebep olabilir. bu sebeple lüks bir restoran menüsünde fotoğraf kullanılması pek tavsiye edilmez. menüde kullanacağınız fotoğrafların genelde her sayfada bir tane olması ama o tek fotoğrafın çok bilinçli bir yere konumlandırılması gerekmektedir. fotoğrafın yerindeki en ufak bir yanlışlık müşterinin tüm sayfadaki yemekleri beğenmemesine sebep olabilir. fotoğraf yerine kullanılabilecek güzel çizilmiş grafiklerde son derece olumlu bir etki yaratacaktır.

    6) menüde satışa sunulan ürünlerin isimleri ve kullandığınız kelimelerde algı yönetiminde büyük önem taşır. mesela sadece “biftek” kelimesi kullanmak yerine “italyan usulü özel modena bifteği” kelimelerinin kullanılması müşterinin zihnini çok daha farklı etkileyecektir. insan duyularına hitap eden “ipeksi, kekik kokulu” gibisinden kelimelerde son derece etkili olur. kısacası yemek isimlerinde yapılacak özel oynamalarla son derece etkin sonuçlar alınması mümkündür. bu tür özel etkisi olan kelimelere birkaç örnek daha vermem gerekirse “ev yapımı”, “organik” veya “geleneksel” gibi kelimeleri verebilirim. kısacası bir menüde sadece “ıspanak” yazılmasıyla “organik ıspanak” yazılması arasında çok ciddi psikolojik farklar vardır.

    7) bazı durumlarda yemeğe insansı bir dokunuş katmakta onu satılan bir ürün olmaktan çıkarıp müşterilere daha samimi ve sıcak gelebilecek bir algıya sokabilir. örnek verecek olursam menüde sadece “baklava” yazılması yerine “hacı ömer ustanın geleneksel baklavası” kelimelerinin kullanılması müşterilerde bambaşka etkiler yaratacaktır. burada bazen belli mekan ve yer isimleri de kullanılabilir. örnek olarak “yayla peyniri” veya “köy peyniri” gibi bizde samimi algı oluşturacak mekan isimleri müşteri algısını etkileyebilir.

    8) insanlar lezzetli yemekleri yemekten çok hoşlanırlar ancak para ödemek kimsenin hoşuna gitmez. bu sebeple eğer menüde fiyatlar yazılacaksa en azından para biriminin yazılmaması veya çok küçük yazılması müşterinin psikolojik olarak ürün fiyatını olduğundan daha az algılamasına sebep olacaktır.

    9) menüdeki fiyatlar konusunda kullanılacak bir başka algı yönetimi tekniği de fiyatları alt alta dizmek yerine sayfanın çeşitli yerlerine serpiştirmektir. eğer fiyatları alt alta yazarsanız müşteri otomatik olarak en ucuz fiyatı aramaya başlayacaktır. bunun yanı sıra tek bir ürünü astronomik ve mantık dışı bir fiyatla menüde büyükçe göstermek ve diğer ürünlerin fiyatlarını daha küçük puntoyla yazmak da oldukça etkilidir. müşterilerin zihinleri otomatik olarak diğer ürünlerin fiyatlarını bu astronomik fiyatla kıyaslayacak ve diğer ürünler onlara normalden daha ucuz gelecektir.

    10) fiyatların yazılmasında 150 tl gibi bütünsellik algısı yaratan sayılar yerine 143 tl gibi rakamlar kullanmanız müşterinin beyninde çok daha farklı etki yapar. genel olarak tüm fiyatlarda en sonda sıfır sayısından uzak durmakta fayda vardır.

    restoranların sadece menülerini konu alan bazı basit ve bilinen algı yönetimi taktiklerinden bir kısmı bunlar. tabi bu taktikler hem en basitleridir hem de etkili şekilde uygulanmaları pek kolay değildir. her restoran ve menü için bir algı yönetimi uzmanı özel olarak çalışmalı ve danışmanlık vermelidir. işin daha da ilginci bir restoranda sadece menüde değil giriş kapısından, duvardaki resimlere hatta sandalyelerin şekline kadar birçok farklı algı yönetimi taktiği uygulanabilir. bu konularda benden eğitim veya danışmanlık isteyebilecek işletmecilerle paylaşabileceğim çok daha ilginç hususlar var ancak şimdilik bu kadar paylaşmam yeterli.

  • bir reddit kullanıcı olayı güzel anlatmış. buyursunlar:

    "bayağı doğan veya boz doğan gibi yırtıcı kuşlar sığırcık gibi belirli kuş türlerini kovalarken bu kuşlar bir araya gelerek flocking ya da murmuration (mırıltı) adı verilen büyük bir grup oluştururlar. mırıltı hareketi, ölçeksiz korelasyon adı verilen olgu ile kontrol edilir.

    temel olarak, gruptaki her kuş yanındaki kuşun hareketine tepki verir ancak sürünün lideri ya da yönü yoktur. dolayısı ile sürü kovalayan yırtıcıdan o kadar kuvvetli bir şekilde kaçabilir ki, kuşların bireysel tepkileri sürü içerisinde birikerek olüm dalışına giden sürece sebep olur. oldukça karmaşık bir sürü davranışı olan mırıltı hareketinde aksaklık olması oldukça yaygındır. çarpacak sert bir zemine yeterli uzaklıkta olduktan sonra bu aksaklıklar problem olmaz. zemin yakın ise videodaki gibi sonuçlar doğurur."

    kaynak: u/finchdad

  • sistemin dışına çıkmadan bundan emin olmamız mümkün müdür? bunu test etmek için evren simülasyonuyla yapay zekalı insanlar yaratıp onların simülasyon olup olmadıklarını anlayıp anlayamadıklarına bakmak isterdim *

  • nelson mandela'yı da benedict cumberbatch oynasın o zaman amk. beyazlara ırkçılık yapılıyor yazıklar olsun.

    orijinalliği bozulduğu an her şey bombok olur.