hesabın var mı? giriş yap

  • butun sinifin babasinin terzi oldugu almancadir.

    - was ist dein vater von beruf? (baban ne is yapiyor)
    - mein vater ist ein schneider. (babam terzi)

    butun sinifin fix cevabi buydu bizim anadolu lisesinde. *

    ayrica yine herkes yillar sonra bile sorulsa, bu dili ilk ogrenmeye basladigi yastadir.

    - wie alt bist du? (yasin kac?)
    - ich bin dreizehn jahre alt. (13 yasindayim.)

    ayrica bu almanca'da kahvaltida yenen seyleri yillar boyu hic ogretmezler ama;

    - um wie viel uhr fruhstuckst du? (saat kacta kahvalti yapiyosun?)
    - ich fruhstucke um sieben uhr. (saat 7de kahvalti yapiyorum.)

    kahvalti saatini sormayi sular seller gibi ogrenirsin.
    ve yine butun sinif ayni saatte yapar kahvaltisini. *

  • tanrının varlığına akıl yoluyla ulaşılamayacağına, bu nedenle "tanrı var mıdır" sorusunun mantıksız değil, sorulması ve cevaplanması mümkün bir soru olmadığına inanan kişi.
    (bkz: mete tuncay)

  • çok konuşan ama bir türlü restoranın adını ve konumunu söylemeyen anne.

    söylesin de kapsama alanımızdaysa gidip elin eniğinin zırıltısını dırıltısını dinlemeden huzur içinde bir yemek yiyelim.

  • annemin süperşifre almaya niyetlenerek attığı sms'tir.
    "şifre" yazar ama bunu 2222'ye göndermek yerine, rehberin başında yer alan sivaslılığı ve otoparkçılığı ile meşhur ağır abi bir aile dostuna atar, şifre gelmedi diye bu işlemi tam 12 kez tekrar eder, şifre olarak " sen kimsin gardaş, sigecem şifreni ha!" diye cevap gelir. ailemizin en süper şifresini böyle alırız.

  • evet sonuçları kötü, ancak unutmamak gerekir ki hastaneye yatışta %100 başarılı.
    mevcut durumda aşı olursanız hastaneye yatacak kadar kötü durumda olmuyorsunuz.
    haberde diyor ki;
    "aşının enfeksiyonu önlemede yüzde 50.6, tedavi gerektiren vakaları önlemede yüzde 83.7 ve hastane yatışları ile ölümcül durumlara karşı ise yüzde 100 koruma sağladığı ifade edildi."

  • yıl 2011, o zaman lise üçüncü sınıftayım. izlediğim bir filmin sonunda çalan şarkı baya hoşuma gitmişti. o zamanlar shazam falan da yok, google’a kelimeleri yazıp öyle buluyorsun şarkıyı. bunun kelimeleri yazıyorum hiçbir şey çıkmıyor. filmin müziklerinin yapımcısı kim onu aratmak sonradan aklıma geldi. film düşük bütçeli izlanda yapımı bir filmdi, çok bilgi yok hakkında internette. neyse, bir şekilde buldum şarkıyı ve söyleyen adamı. adamın diğer şarkılarına da baktım baya hoşuma gitti. araştırdım adamı, kendi ülkesinde ünlü bir şarkıcıymış. baktım facebook’ta* 4 bin tane falan takipçisi var sadece, oradan mesaj attım. ilginç bir şekilde adam cevap verdi. bir şarkısı için gitar tabları var mı, çalmayı öğrenmek istiyorum dedim. adam tab yok ama müsait olduğumda senin için nasıl çalındığının videosunu çekip atabilirim dedi. tabii şok oldum o an, vay aq dedim. nitekim adam hakikaten attı da iki ay sonra, 15 dakikalık bir video çekmiş nasıl çalındığını gösteriyor falan. ben de adama inanılmaz minnet duydum, bir hediye göndermek istedim. ev adresi yazıyordu profilinde. o adrese kendimce ufak bir hediye gönderdim. sonradan yazıp teşekkür etti, gerek yoktu vs dedi falan.

    ben aradan geçen 12 yılda adamı fazla takip etmedim. geçen baktım bir tane albüm çıkarmış, birkaç tane de farklı projesi olmuş vs. daha da meşhur olmuş. geçenlerde instagram’da görüp bir story atmış, üzerine yazdım, cevap verdi. gönderdiğin hediyeyi hala kullanıyorum dedi fotoğraf falan attı. o kadar sevindim ki. reis yaşlanmış sadece baya, ona üzüldüm biraz.

  • - dunya sadece siyah ve beyaz renklerden olussaydi, sizce neler degisirdi?
    - su sacma morcivert kravatinizi takmamis olurdunuz..