ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zincir marketlere sigara satış yasağı
-
bakkallar kredi kartıyla sigara vermiyor ya da ekstra para alıyor. bunu da çözecekler mi ?
als
-
amyotrofik lateral skleroz.kalıtımla ilgiisiz olduğu söylenebilir.nedeni bilinmeyen motor sinir harabiyeti bu hastalığa sebep olur.emg(elektromiyogram)ile tanı koyulabilir.
güçsüzlük zaman içinde başladığı bölümden diğer uzuvlara [kol, bacak, dil ve yutak kaslarına) yayılır. bütün vücutta kaslarda erime, güçsüzlük, seyirmeler nedeniyle hastanın günlük yaşam aktivitesi kısıtlanabilir. tek başına iş göremeyebilir. yemek yiyemez, giyinemez, yıkanamaz.yataktan dahi kalkamayabilir. hastalığın kritik dönemi solunum kaslarının da güçsüzleştiği zamandır.o takdirde hastanın hızlı ve yakın tıbbi desteğe ihtiyacı vardır. hastalığın başlangıcından itibaren hayatta kalma süresi genellikle dört-altı yıl ise de, on yıl veya daha uzun yaşayan pek çok hasta da vardır. yirmi yıl yaşayan hastalar olduğu gibi ilerlemesi duran, şikayetleri geçen hastalar da bildirilmiştir. bu farkın nedeni tam olarak bilinmemektedir.
riluzol hastalığın seyrini yavaşlatır ve hastanın yaşam süresini uzatır ancak kesin tedavisi maalesef yoktur.
okulun ilk günü ağlamayan efsane çocuk
-
93 senesindeki efsane benim.
önümdeki iki dallama ağlıyordu. arkamdakiler ağlıyordu. yanımdaki çekik tip tip bana bakıyordu. herkesin anası-babası sınıfta. gri önlüğüm ve ceplerindeki iyi ütülenmiş beyaz mendillerimle etrafı gözlemliyordum. annem yanımdaydı. işe gitmesi gerekiyordu. hayır duasını edip öptü ve gitti. her teneffüste çekimser adımlarla kapının önüne çıktığımda milletin annesini görüyordum orada burada. ama benim annem yoktu. gerçi olsa ne boka yaracaktı orası da ayrı. akşam olunca geldi, aldı beni.
şimdi asıl ağlamama nedenime geleyim. annem ağlamazsam bana kardeş yapacağını söylemişti. ben de ağlamadım tabi ki. eve gitti kardeş yok. kardeşimi sorunca karnenin hepsini beş getirirsen kardeş yapacağım dedi. karne günü eve gittim, yine kardeş yok. bu sefer ikinci sınıfta aynı döngüye soktu. sanırım 4. sınıfta çocuğun ısmarlama bir olay olmadığını öğrendiğimde artık çalışkan bir öğrenciydim. bu vesileyle iyi bir not ortalamasıyla 8 yıllık zorunlu eğitimi bitirdim.
bu kadın yıllarca pepsi kola şişesine koyduğu siyah üzüm suyunu bana kola diye içirmiş kadın. ben mi aptaldım, bu kadın mı akıllı hala emin değilim. belki ikisi de. *
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
ilkokul yılları. anne baba boşanmış. baba bok gibi zengin, ancak sadece kendisine kadar zengin. anne 2 çocukla ortada kalmış, durumlar zor.
kış günü, bot alınması lazım. mecbur kalınca baba aranır;
- baba, ayaklarım 36 numara, botlarım ise 34 numara. yenisini almam lazım.
+ anana söyle
- peki
birisi "baba" mı dedi?
başkasının akbilini basan öğrenciye 10 yıl hapis
-
(bkz: yaşasın adalet)
az yemeyeceksin kardeşim, üç kuruşluk akbil parasını yersen hukuk peşini bırakmaz. yiyeceksen adam gibi, milyonları yiyeceksin ki sana dokunmasınlar.
sıkılınca sahibinden.com'da arabalara bakmak
-
sık sık yaptığım eylem. aha lan bunun fiyatı iyiymiş deyip, yeni sekmede falan açıp, uzun süre açık bırakıyorum sekmeyi ama sonra kapatıyorum. arada bir şımarıp pahalı arabalara da bakıyorum. öyle işte.
ekleme: araba aldım, hala bakıyorum.
1 temmuz 2004 karnımın acıkması
-
bugün itibarıyla 15. yılını deviren efsanevi olay. o günden beri hiç doymadık.
monty hall problemi
-
aynı problem kopya adıyla günlük yaşantımıza sirayet etmiştir;
zira sınavda önünüzde bir soru var ve doğru cevabı bilmiyorsunuz ama 5 şık var yani doğru cevabı bulma olasılığınız 1/5... ama o da ne öndeki arkadaşınız kıçını sağa kaydırdı ve siz onun cevap kağıdını gördünüz... ta taaa ama ya yanlış yaptıysa.. doğru olma ihtimali de söz konusu. ya yanlıştır ya doğrudur.. yani 1/2 şansınız var 1/2>1/5 direkman kopye çekilir
not:7.5 senede bitirdim
yaran behzat ç. diyalogları
-
t: ankara'ya film çekmek için gelmiş turist.
h: harun.
t: bu şehre geldiğime geleceğime pişman ettiniz beni ya!
h: e gelmeseydin keşke. niye geldin ankara'ya? gitseydin istanbul'da çekseydin filmini.
t: daha da ankaraya asla gelmem ben!
h: gelme! zaten ankaranın da çok sikindeydi ha. nolur gel. sen ne filmi çekiyon oğlum?
t: taşrada hayatın monotonluğu.
h: sen ankara'ya taşra mı diyon la! taşra mı diyon sen ankara'ya? oğlum burası başkent başkent. eskiden burda deniz varmış!*
5 dakika geç kaldı diye öğrencisini döven öğretmen
-
ulan bende dövüyo diyince tekme tokat girişiyo zannettim. bunun neresi dövme lan?
ayrıca hemen bilmeden hocaya bok atmayın yaptığı şeyi kesinlikle savunmuyorum ama görüntüler muhtemelen sürekli gerçekleşen bi durumda -derse geç girip konsantrasyonu dağıtma- hocanın artık sabrının bittiğini gösteriyor.
maalesef meslek liselerinde hocaya saygı duymayıp ondan çekinmeyen tiplerin işi abartarak hocalara kahır yaşattığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
not: işbu entry tüm linç ihtimalleri göze alınarak yazılmıştır.
kapıları açın masrafları biz karşılayacağız
-
cebinden veriyosun di mi reis? yanlış olmasın.