hesabın var mı? giriş yap

  • bu cümleyi o zamanlar lise öğrencisi olan abime kurmuş olan babadır.
    adam öss'de %1'e girip tıp fakültesini bitirmiş, bir kaç sınavı kazanıp harvard'da uzmanlığının bir kısmını yapmış ama amerika'yı beğenmeyip burda mutlu değilim diyip geri dönmüş bir adamdır. 31 yaşında da çalıştığı hastaneye başhekim olmuştur.
    oysa bu sözü bana söyleseydi kanımın son damlasına kadar haklı çıkaracaktım kendisini. dağ gibi adamın sözleri havaya gitti.

  • küçük işletmelerin geliri aylık ortalama kazancı 10-20 bin tl aralığındadır. bunlar harbiden küçük olanlar tabi. normal küçüklükte olanlar 30-50 bin tl arası kazanır.

    türkiye'de eğitim, diploma vs. para kazandırmaz. dünyanın hiçbir yerinde maaşlı çalışan zengin olamaz bu ayrı bir konu ama türkiye'de maaşlı çalışarak orta sınıfa bile gelinemiyor şu an.

    onun dışında emekli olmak falan geçelim. emeklilik yaşı 65. bugün emekli olana kadar yaşayacak mıyız o bile meçhul. verdikleri maaş ise 3 kuruş. sen 3-5 bin tl maaş alıp 2.5-3 bin tl de emekli maaşı aldığın da ne olacak?

    adam kazancının fazlasını biriktirse emekli maaşı olarak alacağın paranın 2 katını faizle alır. en kötü parasını altına falan koysa siz emekli olduktan sonra 40 sene boyunca alacağınız maaşın kat kat fazlasını cebine koymuş olur adam.

    kendimizi avutmaya gerek yok. türkiye'de bir bakkal bile profesörden de doktordan da fazla kazanır.

    siz de kendinize güveniyorsanız yaparsınız bu işleri. güvenmiyorsanız da yapacak bir şey yok. ben bu işi yapamam diyorsan paranla nasıl yatırım yapacağını araştırırsın. maaşlı çalışırsın ama paranla risk alırsın.

    aksi takdirde avrupa'da çocuğun biriktirdiği harçlık kadar maaş alırsın.

    bugün almanya'da bir çocuğa günlük 10 euro harçlık verseler ve çocuk bunu 30 gün biriktirse 300 euro yapıyor. tl karşılığı 4800 tl.

    yani almanya'da bir velet harçlıkları ile sizi işe alıp çalıştırabilir. durum bu.

  • kabul edin ve nedenini sorun. krizi fırsata döndürüp sizin daha iyi bir insan olmanızı sağlayabilir nedeni. kendinizdeki eksik bir yeri doldurmanızı sağlayabilir. ama en önemlisi nasıl bir insanla beraber olmanız gerektiğine dair önemli ip uçları verecektir.

    bir neden olmadığını söylerse de (aşkı bitmiş, başkasına aşık olmuş, heyecanı kalmamış vs. ) bunları da bir neden olarak alıp, ilişkinize dışarıdan bakabilirsiniz.

    ayrılıklardaki en önemli nokta birinin gitmesi değil, kalanın kendini geliştirme fırsatı yakalamasıdır.

  • geçenlerde bu duruma uygunluğumu sorgularken çekiciliğime on üzerinden bir not vermeye karar verdim. kendime verdiğim not üçtü. tabii ki belli belirsiz ilk tepkim "hahaha ortalamanın üstü etkisi bana sökmüyormuş" diye düşünerek ortalamanın üstü etkisini yenme konusunda ortalamanın üstünde olduğumu düşünmemdi. sonraki milisaniyelerde durumun saçmalığına uyanarak bu kibir kalıntısına güldüm.

    sonra düşünmeye başladım. neden üçte karar kılmıştım? neden, hadi yanındaki sayılardan başlayalım, iki ya da dört değildi? neden üç?

    sonuç: biri bana çekici misin diye sorduğunda cevabım hayır olur. bu nedenle aslında skalada 5-10 arasındaki sayıları çöpe atmış oluyoruz. geri kalan sayılar içerisinde karar vermek kalıyor geriye. burada karar verirken, bir ya da iki demiyorum, çünkü ne çirkin, ne aşırı obez insanlar var sonuçta. yani ben, çekici olmayanlar arasında ortalamanın üstündeyim yine. tabi, tabi; öyle olmalıyım.

    işte böyle lanet bir şeydir.

  • a: arkadaş
    h:hemşire

    arkadaş uyanır ve;

    a: vuuuuooooaaaaaaa... kafam acaip güzellllll...vuuuuuooooaaaa... eve alalım bundan yaaaaaa.. pardooon satılıyo mu bunlar? eve de alalım oluuum..

    h: hehe satılıyo evet hehe.

    a: üstüm giyili. kim giydirdi benii??! kim giydirdi kiiim?? çok teşekkür ederim size. kızlar giydirmişler beni.. kim giydirdi? tavuk şiş yicem ben.

    h: neden tavuk şiş?

    a: çünkü en ucuzu. vazgeçtim lahmacun yicem.

  • galatasarayin ve milli takimin kalecisi... kendisi girişken bir insandır... milli takıma seçmedi diye mustafa denizli'yi dövmeye gitmiştir... aslında bunu her oyuncu yapabilir, ama hayrettin izmire gitmiştir, farkını göstermiştir...