hesabın var mı? giriş yap

  • "şayet yumurta dış bir güçle kırılırsa yaşam sona erer. içerideki güç ile kırılırsa yaşam başlar. büyük şeyler her zaman içeriden başlar."

  • genelde takımın en iyi oyuncuları yapar bunu..
    takımı üst üste hatalı goller yiyince "yaa taam bırakın abii ya..çık abi yaa..taam abi yaa!!" diyerek kaleciyi eliyle itekleyerek yeni kaleci olduğunu deklare eder..
    sonra da topu eliyle oyuna sokup kimseyle paslaşmadan, milleti çalımlaya çalımlaya karşı kaleye doğru ilerlemeye başlar..
    genelde üç dört, beş derken sonunda kaptırıverir topu, adamlar da boş kaleye takarlar tabi 30 metreden..

    bu gene bozmaz ama hiç, takım arkadaşlarını işaret edip "ben daha napim abi ya bizim takımın hepsi mal görüyosunuz!" gibisinden ellerini açar karşı takım oyuncularına doğru, karşıdakiler de "haklısın abi sen elinden geleni yaptın adamlar mal elden bişi gelmez" der gibi kafa sallayıp teselli ederler bunu..

    ha bu arada;
    (bkz: o hikayedeki mal benim)

  • tweet'in altına yazılan şu yorum duygulara tercüman olmuştur!

    "muhtemelen sadece 1 caminin acilmasini mekkenin fethi sanacak kadar aptal olmadiklari ve corona kapmak istemedikleri icin evdeler"

  • zappa efsanesinin başlangıcı kısa şöyle olur:

    zappa ilk başlarda davul çalmak istiyordu. iki baget edindi ve ailesi artık dayanamayıp ona trampet alana kadar mobilyalara vurmaya devam etti. o zaman kadar hiç r&b dinlememişti, orkestra müziğine ilgi duyuyordu. ama ilk kez r&b dinlediğinde bu müziği yapan bir grupta yer almak istediğine karar verdi ve grup kurmak için para biriktirmeye başladı.

    kendi söylemiyle "o zamanların solo enstrümanı gitar değil saksafondu." ama zappa gitarın potansiyelini farketti ve 18 yaşında davuldan vaz geçip kendine 1.5 dolarlık bir gitar aldı. telleri çok yüksek olan gitar yüzünden akor basamasa da bu solo çalışmasına engel değildi. hepimizin yaptığı gibi o da bir süre dandik ergen şarkılarının sololarını çaldı. akor basmayı ise bundan ancak bir yıl sonrasında öğrenmeye başlayacaktı.

    zappa ilk grubunu (blackouts) lisede (antelope valley high school), henüz gitara başlamadan önce kurmuştu. yaşadığı kasabanın ilk kez r&b ile tanışması, 1954'te buraya konsere gelen birkaç grup sayesinde olmuştu ama bu gruplarla birlikte gelen eroin satıcıları halkı oldukça korkutmuştu. bunun yanında o zamanlar polis bile gençlerden korkuyordu çünkü her yerde çete savaşları sürmekteydi. böyle bir dönemde şehre taşınan zappa kurduğu grupla 10 şarkılık bir repertuar oluşturdu. grubu tek destekleyen, kasabanın dışındaki sun village isimli siyahi yerleşiminde yaşayan insanlar oldu. ama burada verdikleri, siyahi insanların danslarla eşlik ettikleri konserler kasabalının hiç hoşuna gitmiyordu. bir konser öncesi zappa serseilik yaptığı gerekçesiyle tutuklandı ve geceyi kodeste geçirdi.

    bu gruptayken tanışan captain beefheart ve zappa, okul sonrası birlikte takılmaya, her gün sabahlara kadar birlikte müzik dinlemeye ve okulu asmaya başladılar. aynı şarkıları o kadar çok dinlediler ki artık gitar sololarını ağızlarıyla da olsa çalabiliyorlardı. bunun yanında vakitlerini, hangi sanatçının kaç albümü var, son albümü hangisi, şarkıyı kim yazdı gibi sorularla sınav yaparak geçiriyorlardı.

    zappa o dönemdeki şartları şöyle anlatır:

    "artık gençler her şeye daha kolay sahip oluyor. o zamanlar arabanın anahtarları için babanızla birlikte çalışmanız gerekirdi. şimdi ise babanızda araba istiyorsunuz ve "hangisi?" diye soruyor. o zamanlar dışarı çıkmak için zar zor izin alırdınız ve gece yarısı evde olmanız söylenirdi. ve olurdunuz. bugün kimse size kaçta eve geleceğinizi söylemiyor, çünkü geri gelmemenizden korkuyor. asit kullanabilir, bir rock grubuna katılabilirsiniz. eskiden bunu yapmak için evden kaçmanız gerekirdi. şimdi her zaman size göz kulak olan yaşça daha büyük birine sahipsiniz. o zamanlar evden çıkmak tehlikeliydi. sizden yaşça büyük insanlar, arkadaşlarınızdan daha tehlikeliydi."

    derken bir gün jimmy carl black, karnını doyurabilmek için zillerini rehin bırakmak üzere girdiği rehincide roy estrada ile karşılaşır. orada konuşmaya başlayan ikili soul giants'ı kurar. ray collins'in de katılımıyla bir klupte çalmaya başlayan grup, ray'in gitaristle tartışması sonucu gitaristsiz kalır ve zappa'yı arar.

    gecede adam başı 0 ile 7 dolar kazanan ekip geçim derdine düşer. yeterince uzun süre bir arada kalırlarsa eninde sonunda para kazanmaya ve albüm yapmaya başlayacaklarını düşünürler. ancak o zamanlar etkin olan ingiliz akımı işleri olumsuz etkiler. mekanlar the beatles, the rolling stones tarzı müzik yapan grupları işe almaktadır. oysa zappa ve arkadaşları bu akımla kıyaslandığında oldukça garip bir müzik yapıyorlardı ve sürekli kovulup başka bir yerde iş aramaya başlıyorlardı. sonunda isimlerini mothers olarak değiştirip ilk çalıştıkları bara yeniden girdiler.

    uzun süre barlarda çaldıktan sonra bir menajere ihtiyaçları olduğunu düşündüler. mark cheka, gruba mondo hollywood'un yönetmeni robert carl cohen'in verdiği partide iş ayarladı. orada bulunan herb cohen -grubun yaptığı müzikten hiç anlamasa da- ekibin ticari potansiyeli olduğunu düşündü ve birlikte çalışmaya başladılar.

    herb, ekibin hollywood'da bir turne için seçmelere girmesini sağladı. grup 6-7 ay önce aynı seçmelere katılmış ancak saçlarının yeterince uzun olmaması sebebiyle geri çevrilmişti (o zamanlar imaj her şeydi). bu tecrübeden hareketle zappa ve arkadaşları mor gömlek ve siyah şapkalarla kendilerine bir imaj oluşturdu ve bu imajı satmayı başardı. 4 haftalık bir sözleşmeyle grup ilk çıkışını yapmaya hazırlanıyordu. bu turnenin ardından whisky'de çalma fırsatını yakaladılar.

    ekip buarada mgm'nin ilgisini çekti ve kayda girdiler. kaydın ilk gününde yemek yiyecek paraları dahi yoktu. zappa, "eğer jesse kay bize 10 dolar vermeseydi açlıktan bayılacaktık" diye anlatır. 10 dolar ile karnını doyuran ekip o gün altı şarkı kaydetti ve olaylar gelişti.

  • evli bir arkadaşa evlilik nasıl ? ben de evlensem mi ki dedim,
    evlen tabii senin benden daha mutlu olmaya hakkın yok dedi...

  • burada ayıplanması gereken o peynire alarm takan market değil, buna mecbur bırakmış müşteri portföyüdür. yoksa kim hangi market fantazi olsun diye peynire takmak için alarma ekstra masraf yapmak ister?

    edit: yahu nasıl insanlarsınız mesaj kutumu patlatmışsınız. şu an penire takılan alarmın önemini daha bir farklı anladım. hırsızlığı legal kılmaya çalışan mı ararsınız (10 liraya satılacak peyniri 60 liraya satarlarsa tabi çalınırmış, hakediyorlarmış), sistemi suçlayacağına mazlum insanı suçlama (ve daha buraya yazamayacağım argo ithamları) diyeni mi ararsınız... sanki o peyniri ben 60 lira yapmışım gibi yazanlarınız var gerçekten ne kullanıyorsunuz? ben entry'imde sistemi övmedim, 60 lira peynir çok güzel gidin alın demedim. her entrimde politik bir sorunun altını çizmek zorunda da değilim. bombok bir sistemin bombok bir ekonomik sonucu içinde olduğumuzu zaten biliyoruz. neden politik bir eşeştiri yapmadın diye dm atmanız o kadar saçma ki... buyurun siz yapın. ama sistem bozuk deyip kendi pisliklerinize masum kulplar bulmaya çalışmayın. sistem bozuk zaten diye suçlayalım sistemi, keselim milleti, yağmalayalım marketleri oh ne kafalar ya.