hesabın var mı? giriş yap

  • dün gerçekleştirdiğim harikulade eylem. marketten alacağımı aldım, kasaya geldim. kasiyer "x liri ifindim" dedi, anlamamış gibi tekrar sordum. yine "x liri ifindim" dedi. göğsüm dik bir şekilde, tok bi sesle "bunun bedeli 15 temmuz'da ödendi" diyerek poşetleri aldım çıktım. arkamdan "ama nasıl olur" diye seslendi. ben de "ne feto'cu musun yoksa? " diye bağırdıktan sonra öfkeli bir kalabalık kendisine doğru koşmaya başlamıştı bile. ben de aynı mağrur ifade ile osmanlı tuğralı doblo'ma binip yoluma koyuldum.

    bu millete bir daha darbe yapamayacaksınız alçaklar!

  • lost'u altyazısız izleyen türk gençliğinin kendini kanıtlamak için uzun zamandır beklediği fırsattır.

  • erkeklerdeki master ve doktora yapma meraki diye bir baslik yok. cunku bir erkek ancak kendini gelistirmek, yeni birseyler ogrenmek, kariyerinde daha iyi bir yere gelmek ya da sadece ilgi duydugu icin master veya doktora yapar, degil mi?

    bir de o kadar entry girilmis, tespit sicilmis. askerlikten kacma bahanesi olmasa universitenin kapisinin onunden gecmeyecek tipler sirf ogrenme sevkiyle master veya doktora yapan kadinlara laf edecek cesareti nasil buluyor anlamiyorum.

  • kontak kapatmasının benim için anlam ifade etmeyeceği olaydır. çünkü zaten bulamıyorum yani olmayan birşeyin hayatından çıkması bana bir kayıp yaratmaz.

  • sanırım üniversitenin amacını henüz kavrayamamıştır. boşa derse girdiğini söyleme sebebi, profesörün yoklama almamasıydı.

    türkiye'nin gelişmeme sebebi işte ne yazık ki bu zihniyet. gençliğin derse boşuna geldiğini düşünmesi çok acı.

    not: derse asistan olarak katıldım. konuyu benim mesleğim olarak algılamayın. sadece örnek vermek için söyledim yukarıdakileri. sabahın köründe başlayan bir ders değildi. 11.30'da başladı. hoca prensip gereği yoklama almıyor, dersine katılımı da inanılmaz fazla. sınıfta 110 öğrenci varsa, 90'ı kesinlikle dersine geliyor. öyle yorgun, argın, yaşlı birisi de değil. 45 yaşında profesör olmayı becermiş, mesleğini seven, sevdirmeye çalışan birisi. konu akademisyen değil. zaten yoklama almasa o sınıfı dolduramayacak kapasitedeyse, kürsüyü bırakması gerekiyor her görevlinin.

    gelelim üniversite öğrencisine, son 4 yılda yaptığım bir gözlem var. yeni öğrencilerin hepsi çok zeki ama tembel. üniversite öğrencisinin başarısızlık nedenleri başlığına da yazmıştım. akademik istekten yoksunlar. bu istek olmayınca haliyle akademisyenler rahatlıyor.

    azerbaycanlı bir öğrencinin türkiye'deki üniversite ve akademisyenlerle ilgili acımasız bir eleştirisi vardı, "türk öğrencilerinin bilimden anladığı isim yapmış 3-4 üniversiteden birisine gidip hiçbir şey öğrenmeden, ancak dersleri geçmek uğruna konuları ezberlemektir."

    bu söylediğim öğrenci zihin olarak üniversiteyi kavrayamadıysa, sıraları eskitmekten başka ne iş yapıyor?

    mustafa inan'ın hayat hikayesi bir bilim adamının romanında bu durum çok güzel açıklanmış oğuz atay bu durumu.

    "...efendim, bir bahçıvanın oğlu olan gauss, daha ilkokulda okurken kendini göstermiş. birg ün öğretmenleri yaramazlık yapan sınıfa bir ceza vermiş: birden yüze kadar sayıları toplayıp getirin bana, demiş. herkes hesap yapmış, sayfalar doldurmuş. gauss bir kaç dakika düşündükten sonra defterine bir satır yazıp hocaya uzatmış. 'nasıl olur canım' demiş öğretmen, 'senden akıllısı yok mu?' herhalde yokmuş. öğretmen bile bu kadar akıllı değilmiş. 'çok kolay öğretmenim,' demiş gauss, birden yüze kadar sayıları düşündüm: ilk sayı bir, son sayı yüz. toplamları 101 ediyor. sonra, baştan ve sondan iki sayıyı düşündüm: 2 ve 99. onların toplamı 101. sonra 3 ve 98, sonra 4 ve 97... hepsinin toplamı 101. bu 101'lerden ne kadar var? yüzün yarısı kadar. öyleyse 100/2 ile 101'i çarparım. istediğiniz toplam 5050 olmalı'. öğretmen şaşırdı; çünkü bu metod matematik dünyasında bilinmiyordu henüz. küçük gauss'un bulduğu yeni bir formüldü. 100 rakamıyerine 'n' sayısı konulursa, 1'den 'n'e kadar sayıların toplam formülü çıkıyordu ortaya n(n+1)/2. öğretmen ertesi gün gauss'a, bulabildiği en iyi matematik kitabını satın alarak hediye etti..."

    bu hikayenin adı ülkemizde eksik olan sistem diye devam ediyor kitapta. sonra ekliyor oğuz atay,

    "sistemi anlamak için" dedi profesör, "daha doğrusu, sistemin gerisindeki matematik düzeni anlamak için, formüllerin gerisindeki matematikçiyi, onun nasıl düşündüğünü sezmek gerekiyor. bunu öğretmiyorlar size; belki liseden sonra da öğretmiyorlar, hiç öğretmiyorlar. matematikçinin neden ve nasıl düşündüğünü hiçbir zaman bilmiyorsunuz belki. matematiği bir takım uzun ve yorucu işlemlerden ibaret gördüğünüz için de bilim çekici gelmiyor size. sayıların ve eski yunanca harflerin gerisinde canlı ilişkiler olduğunu sezemezseniz, sayılarla hayatın arasındaki ilişkiyi göremezseniz, matematik ve dolayısıyla fizik çalışmanın tek amacı sınıf geçmek olur"

  • avengers: endgame'in ardından en fazla hype yapılan süper kahraman filmlerinden biri spider-man: no way home olsa gerek. hatta belki de farklı evrenlerden karakterlerin gelişi ve nostalji duygularımıza hitabeti yüzünden bir çok kişi için endgame'den bile daha büyük bir heyecana neden olmakta. ikinci fragmanın yayınlanması fanlar için beklemesi zorlu bir süreç oldu. özellikle covid-19'dan sonra fragmanların filmin vizyon tarihine biraz daha yaklaştıklarını gözlemlemek mümkün. no way home gibi gizemlerle dolu bir film ise ikinci fragmanını vizyon tarihine bir ay kala verdi.

    fragmana geçmeden önce bir düşünceme netlik kazandırmak istiyorum. internette filmle ilgili neredeyse her gün sayısız iddia ortaya atılmakta. o kadar çok şey dönüyor ki elbette bazıları doğru çıkacak ama çoğunluğu doğru çıkmayacak. ben tobey maguire ve andrew garfield'ın filmde olacaklarına inanıyorum. her şeyden önce hikaye anlatıcılığı anlamında eski dönemlerin villainları çıkıyorsa kahramanlarının da çıkması gerektiğini düşünüyorum. bunun dışında charlie cox'un daredevil rolüyle bu filmde kısada olsa karşımıza çıkacağını ve diğer mcu işlerinde görünmeye başlayacağını, sonunda da kendi solo projesini alacağına da inanıyorum. bunları aradan çıkarayım ki fragmana odaklanabilelim.

    fragman final savaşının dramatik bir anı olduğunu düşündüğüm bir sahne ile açılıyor daha sonra far from home'un sonu ile bağlantılı olan peter'ın kaçış sahnesini izliyoruz. mj'e söylediği bir konuşmaya tanıklık ediyoruz. bu sahnelerin fragmanın finalinde gördüğümüz düşüş sahnesine gönderme içerdiğini düşünüyorum. mj o düşüşten sağ çıkar mı çıkmaz mı göreceğiz ama sırf bu açılış bile peter'ı bu filmde bazı kötü olayların beklediğini işaret etmekte.

    doctor strange'den bir önceki filmde kimliğinin ortaya çıkması üzerine yapılan büyünün ters gittiğini ve villainların diğer evrenlerden geldiklerini öğreniyoruz. doctor strange bu gelen kişilerin kaderinin spider-man ile dövüşürken ölmek olduğunu söylemesi çok önemli. belli ki peter burada bir karar verecek. anladığım kadarıyla peter bu kişileri o kaderden kurtarmak isteyecek ama işler hiç tahmin ettiği gibi gitmeyecek.

    peter'ı bazı kötü olaylar bekliyor demiştim. villainları kurtarmak için aldığı kararın filmde belli sonuçları olacak gibi duruyor. peter'ın etrafındaki herkesin bu filmde tehlikede olduğunu düşünüyorum. tom holland bu konuya ufak bir göndermede yapmıştı. zannediyorum yakın çevresinden biri ölecek. final savaşında mj ve ned var. may yengeyi bu filmde kaybedebilir diye düşünüyorum.

    doctor octopus bu fragmanda da diğer villainlara göre daha fazla kendisine yer bulmuş. köprü sahnesinde peter'ın kostümünün teknolojisini çalıyor gibi görünüyor. bu ve benzer şekillerde bütün villainlar upgrade alacaktır film boyunca. alfred molina'yı rolde tekrardan görmek harika bir his. spider-man 2 de muhteşem bir iş çıkarmıştı.

    her ne kadar doc ock fragmanlarda ön planda olsa bile ben filmin ana düşmanının green goblin olacağını düşünüyorum. diğer karakterlere kıyasla esas manada kötü ruhlu olan kişi norman osborn. onun filme kadar asıl niyetinin saklanacağına ama filmde kötü adamları onun manipüle edeceğine inanıyorum. green goblin filmde iki kostüm giyecek gibi. birincisi ilk spider-man filminde giydiği klasik kostüm. ikincisi ise fragmanda çok az gösterilen maskesiz kostüm. o kostüm muhtemelen çizgi romandakine daha yakın bir kostüm olacak çanta vb.

    electro tasarım olarak beni the amazing spider-man 2 filminde müthiş bir hayal kırıklığına uğratmıştı. no way home'da ki görünüşüne ise bayıldım. çizgi romandakine uygun bir electro görmek beni çok memnun etti. karakterizasyon olarak da biraz daha iyi yazıldıysa the amazing spider-man 2'den daha güzel düşünceler bırakacaktır seyircinin zihninde.

    sandman ve lizard ise genel olarak aynı gözüküyor. filmde biraz daha az yer alacak villainların onlar olacağını düşünüyorum. ama ters köşe bir durumda olabilir. özellikle sandman ile spider-man 3 filminde yollar kötü şekilde ayrılmamıştı. screen time olarak az olabilirler ama etki olarak kesinlikle önemli şeyler yapacaklardır.

    fragmanın bir kısmında j. jonah jameson'ı da görüyoruz. karakteri çok özledim. andrew garfield döneminde ve tom holland döneminde gözlerim hep aradı. bir önceki filmin after credits sahnesinde görünmüştü bu filmde ise hikayenin içerisinde olacak. jameson ve daily bugle bir spider-man hikayesini tamamlayan en güzel unsurlardan biri benim için.

    spider-man'in iki yeni kostüm giydiğini görüyoruz. biri siyah ve altın rengi olan kostüm. bu kostüm var olan kostümün ters giyilmiş hali olacak. electro ile dövüş sırasında kostümün devrelerinden yararlanabilir gibi görünüyor. doctor strange ufak bir büyü eklemesi yapmış. muhtemelen villainları zindan-hapishaneye atmak için portal görevi görecek. diğer kostüm ise ıntegrated suit. ıron spider zırhı bir nevi mavi olan kostümün ıron versiyonuyken, ıntegrated siyah olanın ıron versiyonu gibi duruyor. en azından ben kafamda öyle kategorileştiriyorum :)

    filmin final dövüşü çok güzel görünüyor. tekrar tekrar izleyeceğimiz harika bir sahne vadediyor. yönetmen jon watts'ın her filmde üzerine koya koya gittiğini düşünüyorum. bu filmde de önceki filmlerin üzerinde bir iş çıkaracağına inanıyorum.

    evet spider-man: no way home'a artık çok az kaldı. marketing sürecinin hızlanacağı, daha fazla bilgi alacağımız, bir çok tv spot göreceğimiz, röportajlarla, kliplerle geçecek bir aylık süreç biz fanları bekliyor. beklentileri karşılayacak bir film olması dileğiyle...