hesabın var mı? giriş yap

  • kayıtlara geçsin diye söylüyorum, kendisi benden çok daha yakışıklıdır, kız olsam şu anki halime vermeyip direkt rüzgar'ı tercih ederdim. ciddiyim.

    28 m turkey.

  • böyle düşünen insanlara gaz vereceğini düşündüğüm bir yazıyı izninizle paylaşmak isterim.

    --- spoiler ---

    amerikalı bir iş adamı meksika’nın küçük bir kıyı kasabasında iskeleye oturmuş denizi seyretmektedir. bu sırada bir balıkçı teknesi kıyıya yaklaşır. teknenin içinde bir balıkçı ile birkaç tane de ton balığı vardır. amerikalı, balıkların kalitesini övükten sonra bu balıkları tutmanın ne kadar sürdüğünü sorar.
    meksikalı “çok az sürdü.” diye yanıtlar.
    bunun üzerine amerikalı “o zaman niçin denizde daha uzun kalıp daha fazla balık tutmuyorsun? ” diye sorar. “peki geriye kalan zamanda ne yapıyorsun?” diye sorularını sürdürür.
    balıkçı ailesinin ihtiyacı kadar balık tuttuğunu anlatmaya çalışır.
    amerikalı sormaya devam eder “peki geriye kalan zamanlarda ne yapıyorsun?”
    balıkçı yanıtlar:
    -geç yatarım. çocuklarımla oynarım. karım maria ile öğle uykusuna yatarım. her akşam kasabanın merkezine inerim. dostlarımla şarap içerim. biraz gitar çalarım. dolu ve meşgul bir hayatım var bayım.
    amerikalı balıkçıyı alaylı bir tavırla süzdükten sonra konuşmaya başlar. ”harvard’dan derecem var. sana yardımda bulunabilirim. bunun için balık tutmaya zaman ayırmalısın. kazandıklarınla daha büyük bir tekne almalısın. bu büyük tekneyle kazanacağın paralarla, daha başka tekneler alabilirsin. böylece bir balıkçı filosu kurabilirsin.”
    balıkçının dikkatle dinlediğini gören amerikalı konuşmasını tam gaz sürdürür.
    “tuttuğun balıkları bir aracıya satacağına doğrudan onları işleyenlere satarsın. sonunda kendi fabrikanı açarsın sonra da bu küçük kasabadan ayrılır önce mexico city’e ardından los angeles’e oradan da new york’a taşınıp kendine ait bir firma açıp onun başına geçersin.”
    balıkçı sorar “peki bayım tüm bunlar ne kadar sürede olur?”
    “15 veya 20 yıl.” diye yanıtlar amerikalı.
    balıkçı sorar “sonra ne olacak bayım?”
    amerikalı gülerek konuşmaya başlar “hikayenin en güzel kısmı da bu ya.” der ve konuşmasını sürdürür “zamanı geldiğinde şirket hisselerini halka satar, milyon dolarların olur. çok zengin olursun.”
    balıkçı “sonra ne olacak bayım?” dedikten sonra amerikalı yanıtlar “sonra emekli olursun. geç yatacağın, akşamları bir şarap evinde, dostlarınla şarap yudumlayacağın, gitar çalacağın, küçük bir sahil kasabasına taşınırsın.”
    --- spoiler ---

  • kahramanımız ve kuzeni 5 yaş grubunda, anasınıfına devam etmektedir, kahramanımızın kendisinden 5 yaş büyük ablası da aynı okulun ilkokuluna. okul, lise, ilköğretim ve anasınıfının birlikte eğitim gördüğü geniş çaplı bir okuldur. 10 kasım törenleri öncesi, abla törende okuyacağı şiiri evde yüksek sesle ezberlerken, kahramanımız ve kuzen de, bir an önce büyüme isteği ve heyecanıyla aynı şiiri ezberlerler. aynı abla, din dersi için sübhaneke'yi de ezberlemiştir, tabii bizimkiler de onunla birlikte...

    10 kasım törenlerinde tüm okul bahçeye dizilip lise ve ilköğretim sınıflarından öğrenciler, dramalarını yapar, şiirlerini okurlar, öğrenciler ayrı ağlar, öğretmenler, veliler ayrı... tören sonunda okul müdürü, anasınıfındaki yavrucakları da taltif etmek ister, "anasınıflarından da şiir okumak isteyen varsa memnun oluruz" tadında bişeyler geveler.

    kahraman ve kuzen, heyecanla el kaldırırlar, sahneye koşarak çıkar ve yanyana dikilirler. mikrofon boylarına göre ayarlanır. bizimkiler aynı anda başlarıyla selam verip başlarlar şiire(!):

    sübhaneke!

    sübhaneke
    allahümme
    ve bihamdik....

    tüm okul kopar, 10 kasım ciddiyeti yalan olur...