hesabın var mı? giriş yap

  • " barcelona'lı futbolcuların hakeme itiraz etmesi, yazılıdan 95 alıp da kağıdıma bakabilir miyim demekle aynı. "

  • şahsen öncesinde hiç bilmediğim olayın, netten tarayınca ortaya çıkan ayrıntılarının kompakt hali. benim gibiler faydalansın.

    2009 johnny depp “the rum diary” filmindeki rol arkadaşı amber heard’le tanışır. öyle aralarında pek bir şey olmaz.
    2011 amber vogue dergisine, “johnny ile çalışmak işkence gibiydi, olmaz olsun öyle rol arkadaşı” diyerek çemkirir.
    2011’in sonları ya da 201’nin başları bu ikisi çıkmaya başlarlar.
    2014 amber’ın parmağına yüzüğü takar. johny depp de evet nişanlandık, çatlayın der.
    https://pbs.twimg.com/…goml?format=jpg&name=900x900
    2015 la’deki evlerinde aile arasında yemekli bir cemiyetle evlenirler.
    2016 amber johnny’e fiziksel şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle boşanma davası açar. mahkeme de johnny’e uzaklaştırma kararı verir. hanım kız der ki bu adam bana telefonunu fırlattı, yüzümde çürükler oluştu buyrun bakın. johnny depp, külliyen yalan der.
    2016 amber uzaklaştırma kararını kaldırtır, 50.000 dolarlık nafaka talebini geri çeker. johnny ile birlikte ortak basın açıklaması yaparlar, yok şiddet middet yok derler.
    2017 sonunda boşanırlar.
    2018 amber gazeteye şiddete maruz kaldığını yazar. ama johnny yaptı demez. haydaa.
    2019 johnny amber’a gazetedeki karalayıcı demeci yüzünden 50 milyon dolarlık dava açar.
    2020 ocak, medyaya amber’ın johnny’i darp ettiğini ifade ettiği ses kayıtları sızar.
    2020 temmuz 3 hafta sürecek iftira davası başlar. karşılıklı olarak fiziksel şiddet şikayetlerinde bulunurlar.
    2020 kasım mahkeme depp aleyhinde karar verir. 4 gün sonra da johnny depp fantastik canavarlar 3 filminden ayrılmasının istendiğini söyler ve ayrılır.
    2021 mart, johnny’nin temyiz talebi reddedilir.
    2021 nisan, karşılıklı olarak yine davalaşırlar. 100 milyon dolarcık.
    dava aşamasında
    1. johnny mahkemede, amber ilişkileri sırasında şiddete ihtiyaç duyuyordu gibi bir açıklama yapar.
    2. tartıştıktan sonra parmağını votka şişesiyle kestiğini söyler.
    3. ayrıldıktan sonra amber’ın bir arkadaşının bunların yatağında kakasını yaptığını ifade eder.
    4. ha bir de amber johnny’nin yüzünde sigara söndürmüş, johnny’nin ifadesine göre.
    dava sürüyor.

  • (bkz: aha da ben)

    lisenin son 2 senesini arkadaş olarak geçirdikten sonra üniversite sınavının akabinde sevgili olduk. ayrı şehirlerde 4 sene boyunca sözlükte imkansız olarak görülen uzak mesafe ilişkisini yaşadıktan sonra 3 sene de benim okulu bitirmemi ve stajımı tamamlamamı aynı şehirde bekledik * son 3 senedir de evliyiz. bir de oğlumuz oldu 40 gün önce, ellerinizden öper.

    allah ömür verirse 80 yaşıma kadar da yanında olmak istiyorum eşimin. oluyor yani, olmaz diye bir şey yok. işin sırrına ermek isteyenlere bir yeşil kadar uzaktayım. **

  • gerçek ismi esat tomruktur. çok haşarı bir çocukluk geçirmiş ve istanbul limanında içini merak ettiği için bindiği gemide iki gün sonra tayfalarca bulunup geminin kaptanına teslim edilmiştir. ingiliz kaptanın bu kaçak yolcuya, bu küçük osmanlı çocuğuna hemen kanı kaynamış ve londra'ya döndüğünde onu da yanına almıştır. erkek evlat hasreti çeken kaptan ve eşi, küçük esat'a senelerce anne-babalık yapmışlardır. esat çok kısa sürede ingilizceyi öğrenmiş ve bir kaç sene boyunca okula da gitmiştir.

    bir puslu londra gününde, okulun serseri çetesi ile başı derde girmiş ancak çete liderini attığı tek yumrukla bayıltmış ve bu duruma şahit olan bir öğretmen tarafından bileğinden tutulduğu gibi müdürün odasına çıkartılmıştır. kendini savunmak için vurduğunu anlatmaya çalışmış fakat bir süre sonra müdür ve öğretmenin konuşmasından kendisine ceza vermek gibi bir niyetleri olmadığını anlamış ve esas amaçlarının az önce tek yumrukta yere serdiği çete reisi gibi onu da boks takımına almak olduklarını anlamıştır. nitekim tek yumrukta nakavt ettiği çocuk o dönemin liseler arası boks şampiyonudur.

    boks kariyeri de böylece başlamış olan esat vurduğunu deviren, şampiyon bir boksör olarak seneler sonra memleketine dönmüştür. milli mücadelede büyük faydalar sağlayan casusluk çalışmaları olmuş ve göstermiş olduğu çabalar, ele avuca sığmayan yapısı ile mustafa kemal ve silah arkadaşlarınca büyük takdir toplamıştır.

    balıkesir'den, bandırma'ya papaz kılığında giderek, orada karargah kurmuş anzavur ahmet ve ayaklanıcıları ve yabancı güçleri teftiş etmiş ve foyası ortaya çıkınca binbir macera yaşayarak kendisini kurtarmayı bilmiştir. ethem bey güçlerinin, anzavur'u dağıtmasına yardımcı olacak çok kıymetli bilgiler edinmiştir.

  • eşinin doğumuyla ilgili şöyle ufak bir haber dikkatimi çekti..

    "hastane masrafları hediyemiz olsun

    maslak acıbadem hastanesi yönetimi, ahu yağtu-cem yılmaz çiftine jest yaptı, “bizim doğum hediyemiz” diyerek doğum ve tedavi karşılığında hiçbir ücret almadı. doğuma giren prof. dr. cihat ünlü’nün de çiftten para almadığı öğrenildi."

    yahu cem yılmaz'dan almıycan kimden alcan bu hastane masrafını merak ediyorum.. tamam belki reklam için, belki adama olan saygınızdan böle davranıyosunuz, ama inşallah sıradan insanlara da arada bi böle jestler yapıyosunuzdur..

  • woody allen filmlerinde en çok hoşuma giden şeylerden biri, toplumdan entelektüel yönüyle ayrışan ve bu yüzden belli problemleri dert edinen tiplerin toplum/çevre tarafından dışlanmasının (ki genelde woody allen filmlerinde tüm ana karakterler aynı kadere mahkumdur, bu yüzden de kendisinden büyük bir parça vardır hep bana göre) keyifli bir hicivle anlatılması. olayı "siz ne anlarsınız :s" modundan çok, karşılıklı bakış açılarına göre vermesi hoşuma gidiyor.

    --- spoiler ---

    bu filmde de aynı şeyi görüyoruz, ana karakterimiz mort rifkin, entelektüel birikimiyle para kazanan, sinema tarihi dersleri veren, kendi romanını yazmaya çalışan bir karakter. bu yönüyle de başta karısı olmak üzere hemen herkes tarafından bir küçümsenme hali var. çünkü "çok biliyor" ve hemen her konuşmada bilmeyenlerin asla anlayamadığı türden "referans verme kaygısı" olması hoş karşılanmıyor vesaire.

    bu yüzden filmde en çok patladığım nokta azrail'in mort'la satranç oynadığı sahne ve mort'un varoluşsal sancılarını anlattığı kısım oldu. azrail dinlerken o kadar cringe oldu ki, giderken aman kolonoskopini ihmal etme, sebze-meyve ye, yağlı tüketme, kendine lütfen iyi bak filan diyor dkjfkdjf. kendisiyle dalga geçebilen insanları seviyorum.

    --- spoiler ---

  • yok kardeş 3 kişi 5 kişi değil. 6.000.000 kişi. düşünün ki 18 yaş altı çocuklar, oy kullanmamış kişiler, yaşlılar falan yok. öyle boş yere horozlanmayalım. makul olalım. rasyonel seçimler yapalım.

    12.000.000 chp seçmenini saymıyorum bile.

    danimarka 5.605.836
    kırgızistan 5.551.900
    finlandiya 5.497.302
    slovakya 5.424.058
    singapur 5.310.000
    türkmenistan 5.240.000
    norveç 5.214.890
    lübnan 4.822.000
    kosta rika 4.667.096
    orta afrika cumhuriyeti 4.616.000
    irlanda 4.585.400
    gürcistan[8] 4.483.800
    yeni zelanda 4.472.390
    kongo cumhuriyeti 4.448.000
    filistin 4.420.549
    liberya 4.294.000
    hırvatistan 4.290.612
    bosna-hersek 3.839.737
    ...

    edit : ne demek istiyorum? bu insanlar 'varlar'. havuz medyası istediği kadar yokmuş gibi davransın varlar. ve birkaç kişi değiller. sevelim ya da sevmeyelim. seçimleri doğru olsun, yanlış olsun, seçimleri bize zarar versin ya da vermesin, yok edilemeyecek, ortadan kaybolmayacak, hatta sayıları artacak milyonlarca insan var.

    türkiye'de 20 milyona yakın muhalif seçmen var. hiçbir zaman ortadan kaybolmayacak bu insanlar. bu ne demek?

    çatışma kültürü sürdürülemez. uzlaşı şart. bir seçim değil. mecburiyet. uzlaşmak zorundayız.

    bu ülke eğer çatışmayı devam ettirmek istiyorsa, hınçla, öfkeyle yönetilmek istiyorsa, kaynaklarını hızla tüketecek. iktidarı yönetenlerden bahsetmiyorum. bizzat halkımız rasyonel davranmalı, kamplaştırma niyetinde olan insanlara mesafe koymalı.

    chp: 12.000.000 kişi, 12.000.000 müşteri, ekonomiyi çeviren, örgütsüz, plansız 12.000.000 insan. bu demek değil ki yoklar. varlar kardeşim. seslerini duyuramadıklarına bakmayın. çocukları duyurur, torunları duyurur ama eninde sonunda varlıklarını farkedersiniz.

    ve siz bu insanları zorla örgütlü olmaya itiyorsunuz. inanın bana nasıl dindarlar zamanında bir yere itildiyse, bu insanlar da karşınıza çok daha örgütlü ve hırsla çıkacaklar. siz akıllı davranın. ülkemizin kaynaklarını, insan kaynağını, gençlerimizi boş kavgalar için harcamayalım.

    daha farklı bir çatı kuralım. yeniden biz olmanın bir yolunu bulalım.

    edit 2 : değerli arkadaşlar hala algı operasyonu falan diyorsunuz. ysk sonuçları ortada. 6.000.000 hdp seçmeni yok mu? manyak mısınız nesiniz? gerçek bu. işine gelse de bu gelmese de bu. ne yapayım? dünyanın gerçeklerini mi değiştireyim? var olanı yok mu edeyim. iyi alıştınız.

    gerçeği değiştirmek istiyorsan önce onu kabul edeceksin.