ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir demet tiyatro'dan akılda kalanlar
-
züleyha: kızım o angutun kasedinden 5000 tane basılmış, 7500 tane iade gelmiş. korsancılar bile geri göndermiş kasetleri.
@naalakasivar https://youtu.be/mem6ocsyvoo?t=23m56s
şarkılarda sorulan en zor soru
-
(bkz: yoksa ben zurna mıyım?)
tüik sadece bana hesap verir
-
80 milyonun çalıştığı, ürettiği, kazandığı tüm değerleri ve tarihten gelen kurulu düzeni, kurumlarını; sırf seçim kazandı diye mülkiyetine geçirip kendi özel şirketi gibi yönetmek istiyor. yönetiyor da.
yaran dil sürçmeleri
-
lise 2, edebi metinler dersi, bi arkadaş: "keskin kürpe, sikine zarardır."
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
aslında ne tam anlamıyla bir dialog ne de komik.
aslında daha cok trajikomik.
arkadaşımın üstün zekalı kuzeniyle tanıştım bundan 4-5 sene önce. çocuk o zamanlar 8-9 yaşında.
arkadaşımla çocukla tanıştığım günün akşamında telefonda konuşuyoruz, velet de yanında:
ben: kuzenin beni sevmiş mi?
arkadaş: sevdin mi diye soruyor lan
velet: bu yaşta bir insanın böyle bir soru sorduğuna inanamıyorum. kendisini sevecek ya da sevmeyecek kadar tanımıyorum. sadece bir kaç saat beraberdik. ne duymak istiyor benden?
salak çocuk.
android telefonlara apk yüklemenin yasaklanması
-
(bkz: bir apple fanboyu ağlıyor gözleri yaşlı)
android açık kaynaklı bir yazılım paşam. tüm üreticiler topluca yasaklasa, gider root atar yine kullanırım o apk'yı.
gezi olaylarının arkasında da fetö var
-
geziyi falan boşver de, senin arkanda kim var onu açıkla yalçın akdoğan.
sen pendik belediyesi halka ilişkiler biriminde işçi statüsünde çalışırken nasıl birkaç yıl içinde önce başbakan danışmanı sonra başbakan yardımcısı oldun. bi anlat bakalım da öğrenelim, önünde arkanda üstünde kim vardı kim yoktu.
debe edit: (bkz: arda için yardım topluyoruz)
esenyurt'ta sokak ortasında kavga eden evli çift
-
hala esenyurt sokaklarına fotokapan kamera koymayan bbc ve nat geo yüzünden hd formatında izleyemediğimiz vahşi doğa olayı.
ücreti ödenen hizmeti rica ile yaptırmak
-
türkiye şartlarında saçmalıktır. biri daha çok güzel noktaya değinmiş; "türkiye'de kibarlık, korkaklık olarak görüüyor". sonuna kadar katıldığım cümle.
bakın haftasonu bir yerden yemek siparişi verdim. baya güzel pahalı bir yer ve yemek. saat 7.30 gibi gelsin dedim. tabi dediler. adresi verdim. süper. ödemeyi de yaptım. harika.
saat 7.30 oldu, gelen giden yok. 35-40-45 oldu eeh dedim 2 saat önceden bu saat için siparişi verdim 15 dakika da geç kalınmaz ki.
aradım mekanı, dedim 7.30 siparişim henüz gelmedi, nerededir?
"bakıyoruuuum, 7.30'a sipariş yok." oldukça kaba bir tonlama ile.
bir yanlışınız olmalı, 7.30 için x x x x siparişi verdim ve ödemesini de yaptım.
ben kibarca bunları söyledikle cevap şu;
"beyfendi, yog işte yani gözükmediğine göre yog. veriyorsan alayım yeni sipariş. en erken 9 gibi glir yalnız."
işte o an tekrar türkiye moduna girip, tüm o kibarlığı bırakıp; akşam akşam beni oraya getirtip rezillik çıkarttırma, ben saat 7.30 için ödememi yaptım, fişim de elimde. verdiğim sipariş yarım saat içinde ya gelir ya da ben gelirim oraya. başka da bir çözüm kabul etmiyorum demem üstüne.
"tamam beyefendi ne demek, benzer bir sipariş vardı zaten şu anda yola çıkmak üzere, hemen onu size yönlendiriyorum. en geç 10 dakika sonra sizde."
türkiye'de kabalık her şeydir. kabadayılık inanılmaz güzeldir.
türkiye 16. gün vs italya 16. gün
-
italya'da yanlış hatırlamıyorsam 6000-7000 civarı insan öldü. bu ülkede üzülerek söylüyorum her şey bittiğinde virüsten 50.000 kişi ölse o kadar normal karşılanır ki halkımız tarafından. şunu kabul etmek gerekir. insan hayatına hakkettiği değeri veren bir toplum değiliz. burada krizin ekonomik boyutu herkes tarafından kaç insanın hayatını kaybettiğinden daha çok önemseniyor. yeter ki ölen bizim yakınımız olmasın.
mağazaya sıçan 22 yaşındaki kız
-
ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.
hugo
-
o donem dunyada yayinlanan hemen hemen tum versiyonlari gibi kanal 6'daki de joystick portuna baglanmi$ telefon sinyal cevirici ile cali$an amiga uzerinde cali$an arcade oyunu. ara yukleme-disket degi$tirme partisyonlarini uzun surdugunden kucumen heyecanli cocuklarla ne konu$acagini $a$irirdi tolga garipoglu. verdigi oduller fena degildi hani, sega master system ve buyuk lego korsan hadisesi hatirliyorum. $u siralar show tv'de tekrardan ba$lami$. (bkz: skaermtrolden)
saniyelik salaklıklar
-
aceleyle evden çıkarken aynadaki görüntüye "görüşürüz" demek.