ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fahrettin altun'u eleştirmek devleti eleştirmektir
-
devleti de eleştirirsin, fahrettini de, tayyipi de...
devlet kutsal değildir, insanların kurduğu bir organizasyondur. devlet pttdir, sgkdır, bağ-kur`dur. bu kurumlar ne kadar kutsalsa devlet de o kadar kutsaldır.
çağla şikel'in hala formda olmasının sırrı
-
sıfır gluten, sıfır lektin, kuruyemiş yok, süt ürünü yok, abur cubur yok, sıfır meyve.
lektin nedir diye baktım, fasülye, barbunya, nohut, mercimek, domates, patlıcan, yer fıstığı, buğday, tahıllarkn tümü lektin içeriyormuş.
la olm bunları bile yemeyecekseniz niye geldiniz bu dünyaya amk. avuç avuç toprak yiyin bari.
4 mart 2020 engin özkoç açıklamaları
-
bop eşbaşkanı olduğunu söyleyen birine,bop eşbaşkanı suçlaması yapılmıştır. bu hainliktir, derhal yargılanmalı.
239 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz
-
biz vatandaş olarak o 239 milyarı ödeseydik, bu ödenmeyen para merkez bankasında basılmasaydı daha az zararımız olurdu.
vergi gelirinden vazgeçtiniz de nasıl sübvanse ettiniz durumu? para basarak.
enflasyon bir de bu sebepten patladı.
motor işi sakat abi
-
kendinize veya bir yakininiza kotu birsey olana kadar bu lafi edenlerle kafa bulmaya devam edebilirsiniz.
tavuk döner 2 lira efendim büyron
-
orijinali taukdöne ikiyra efeim büyron olan haykırış, imgelem, devinim.
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
ahmet arif'in oğlu filinta önal'ın tolstoy'un torunu natalie tolstoy ile evli olması.
erdal özyağcılar
-
yalan olmuş bak bak.
arap asimilasyon mağdurları öz türk inancı için "yalan oldu" diyor.
ne gunlere kaldık.
edit: şaman degilim.
bir haftada 5 kilo vermek
-
kolumu keserek yaptığım eylem.
eşi ölünce alyansını çıkarmayan insan
-
annemdir.
içinde babamın isminin yazdığı ince, düz, sade bir halka ama annem için her şeyden değerli. bu alyans annem için ne kadar değerliyse babamın alyans takmayışı da o kadar dertti. babam nişanlandıktan kısa bir süre sonra ekonomik sebeplerden dolayı kendi yüzüğünü satmak zorunda kalmış. yıllarca belini doğrultamadığı için de ikinci bir alyans alamamıştı.
anneler malum kirli çıkıdır, ellerine üç beş kuruş geçse hep biriktirirler. ne zaman kenarda köşede bir birikim yapsa babama yüzük almayı teklif ederdi, babam da çok isterdi, birçok erkeğin aksine alyans takmayı sevdiğini söylerdi, her ne kadar çok kısa bir süre takmış olsa da belki de tadını çıkaramadığı için hep içinde kalmıştı. ama yıllarca annemin birikimleri hep farklı yerlere, onlara göre bir alyanstan daha gerekli olan yerlere yani bize harcandı; kardeşim ve bana.
nihayet yıllar sonra annem de işe girmiş çalışıyorken alyans alacak kadar parayı biriktirdiler. hiç unutmam hep beraber gittik seçmeye, bir tane beğendik içine annemin adını yazdırdık. ikisi de öyle mutluydular ki.
bir süre taktı babam alyansını. sonra hastalandı, art arda ameliyatlar, kemoterapiler, işten ayrıldı. ekonomik sıkıntılar yine başladı derken babam yine alyansını satmak zorunda kaldı. bir alyans kaç para edebilir ki? en azından bizim aldığımız çok bir şey değildi ama hayat bazen insanı bir liraya bile muhtaç edebiliyor, işte öyle bir zamanda sattı babam alyansını. her ne kadar üzülseler de buna mecbur olduklarını farkındaydılar. yine alırız dedi babam anneme.
yine alırız dedi ama yine alacak kadar yaşayamadı maalesef.
annem için bu alyans babamdan sonra parmağından çıkması düşünülecek bir şey bile değildi, gözü gibi, ne bileyim eli gibi bir şeydi. insan eşi ölünce gözünü çıkarıyor mu? en fazla kalbini çıkarıyordu sanırım, bu da öyle bir şeydi.
yine alırız demişti ya babam, o hep istediği ama almanın bir türlü kısmet olmadığı alyanstan kardeşimle ben aldık anneme, babamdan dört yıl sonra içine ikisinin adını yazdırdık. 27 yıldır hiç çıkarmadığı incecik alyansının üstüne taktı, sanki babam yıllarca parmağında taşımış da ölümünden sonra anneme emanet etmiş gibi, öyle bir bağlılıkla.