hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • - benim ilaçlarım var, yazılcak.
    - nedir teyzecim?
    - biri ümürhan, öteki piridlon.
    - neyy?
    - ümürhan!
    - imuran mı?
    - hee.
    - öteki?
    - piridlon.
    - haa, prednol mü?
    - hee.
    - ne için kullanıyosun teyze bunları? böbrek nakli mi oldun?
    - yok, pemfigus vulgaris var bende.
    - ?!? (pemfigus vulgarisi dosdoğru söyledi.)

  • desteklediğim ve insan haklarına saygısı olan herkesin desteklemesi gereken devlettir. kürt halkının çektiği zulüm yetti de arttı, onların da devletinin olması gerekiyor. insanca yaşayabilecekleri bu devlet kurma mücadelesinde faşist fransa devletine karşı bir türk olarak kürtlerin yanındayım.

  • "kazların kadın şahıslara ait olduğu belirlenmiş, görevlilerinin müdahale etmesi üzerine, kadınlar kazları tekrar yanlarına alarak parktan ayrıldıkları anlaşılmıştır” link

    sözkonusu arap aklamak olunca emniyet teşkilatımızın ne kadar sıkı ve titiz çalıştığını gözler önüne seren bir açıklama olmuş.

  • romantizme çok gerek yok gibi, devir değişti. “instagram vaktimizi çalıyor” diyenlere, “girme o zaman” diyorum. senin elinde. retrospektif şekilde bakınca “ne günlerdi ya” diyerek o günleri yad ediyoruz ama zahmetliydi işte. ama o dönemde de o oldukça pratikti çünkü ne sinemaya gitmen gerekiyordu ne tv'de yayınlanmasını beklemen, istediğini alıp izliyordun. şimdi netflix'ten keyif almıyorsan git film satın al izle desem, izlemezsin. izlemezsin çünkü hayat daha hareketli, buna ayıracak zaman kolay yaratılmıyor. o günlerde filme ulaşmak zahmetli olduğu için kıymetliydi. o çaba, arkasından evdekilerle veya arkadaşlarla birlikte film izleme zevkini getiriyordu. film izlemek için organize olma vardı. şimdi yalnızsın. belki de birlikteliği özlüyorsundur. kulaklığını takıp yalnız başına telefondan bişeyler izlemek, kimseyle paylaşmadan sıkıcı geliyordur belki de. ayrıca şimdiki süreç şımarıklık getiriyor. izlediğin önünde izlemediğin arkanda. o kıymetin olmadığı bi' düzen.

    yukarıdaki zamanlar hala mektupla iletişim kurulan dönemlerin biraz sonrasına denk geliyor. mektupla iletişim bile zahmetli gelmiyordu.

    bu 90'lar ortasından 2000'lerin başına kadar olan sürece duyulan özlem başka hiçbir dönem için duyulmuyor heralde.

  • ''her şeye baş kaldırıyorum. başka insanların kendilerini üzerimde yetke saymalarına, başkaları tarafından egitilmeye, başkalarının bildiklerini bana kabul ettirmeye çalışmalarına baş kaldırıyorum. kendim bulmadıkça hiçbir şeyi doğru kabul etmiyorum. başkalarının benden farkli düsünmesine karşı değilim, ama onların bana düşüncelerini, yaşamla ilgili görüşlerini zorla kabul ettirmeye çalışmalarına katlanamıyorum. daha küçük bir çocukken de baş kaldırıyordum. dinliyor, izliyor, ama bir yandan da sözlerin yanılsamasının ardindaki hakikati arıyordum.”