ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rte'nin ekrem imamoğlu'na fetö'cü demesi
-
biz kimin fetöcü olduğunu iyi biliyoruz.
edit: imla
mansur yavaş'ın devredilemez yetkilerini koruması
-
ağır racon içeren müdafaadır.
yavşaklara bak lan. yasa ile belediye başkanına verilen yetkileri belediye meclisine almaya çalışıyorlar.
yasa gereği bu yetkiler belediye başkanının şahsına verilmiş. sen hangi mantıkla bu yetkileri meclise alalım diyorsun?
ankaralı %50.93 oyu boşuna mı verdi mansur başkana?
akp ve mhp'nin dilinden düşürmediği milli iradeye hiçbir saygısı olmadığını açıkça görüyoruz. karşılarında %51 oy almış bir başkan var ve bu adamın yetkisini hukuka ve yasaya aykırı biçimde elinden almaya çalışıyorlar. ve tabi sonucunda da ayarı yeyip oturuyorlar.
edit: halk iradesine saygı göstermeyen akp ve mhp gruplarının rezilliklerini ifşa için bütün chp'li başkanların meclis toplantılarını canlı yayınlayacak sistemler kurması zorunluluktur. tbmmtv'de nasıl kimin fetö araştırılsın önergesi verdiği, kimin reddettiği açıkça görülüyorsa belediye meclislerinde de kim milletin seçtiği başkana takoz oluyor, kim hizmeti engellemeye çalışıyor canlı olarak izleyebilmeliyiz.
edit2: şu ana kadar hiçbir akp belediyesinde belediye şirketlerine ilişkin yetkiyi meclise vermeyi teklif eden 1 tane akp meclis grubu yoktur. işte bunlar böyle iki yüzlü, böyle etikten uzak insanlar. başkan chp'li olunca yetkilerini meclise devretsin, akp'li olunca kendi kullansın. bu demokrasinin neresinde var arkadaşlar? böyle bir şeyi cumhur ittifakı seçmenleri de kabul etmez.
bu arada (bkz: ankara belediyesi twitter hesabının takip listesi)
gençlik parkı'ndaki küçük tren
-
tipik bir anadolu kasabası olan ankara, başkent oluşundan sonra planlı ve modern bir şekilde yeniden inşa edilirken şehrin simgesi olabilecek bir park yapılması düşünülür. bu sebeple gençlik parkı şehrin en merkezi yerine yapılır. 1943 yılında hizmete giren bu park, atatürk orman çiftliği ile beraber ankaralılar için çok güzel bir mesire alanı haline gelir.
1950'li yıllarda bu parkın içerisine minyatür bir tren koyulması planlanır ve tamamen yerli imkanlarla eskişehir cer atölyelerinde üretilen iki adet buharlı tren (mehmetçik ve efe) 1957 yılında hizmete girer. parkın içinde oluşturulan iki adet istasyon arasında gidip gelen bu trenler halk tarafından çok sevilir.
1970'li yıllarda metro yapılacağı gerekçesiyle parkın ortasına kocaman bir çukur açılır ve bu minyatür trenlerin güzergahının yarısı ortadan kaldırılır.daha sonra çukur kapatılsa da tren rayları yeniden döşenmez. 80'li yılların ortalarında ise trenler tamamen kaldırılır.
geçtiğimiz hafta eskişehir'e gittiğimde devrim arabaları müzesine gitme fırsatım oldu. amacım ülkemizin ilk yerli otomobili olan devrim'i görmekti.
görsel
o sırada müzede bulunan minyatür lokomotif dikkatimi çekti. yanında bulunan tanıtım yazısını okuduğumda hissettiğim duyguları anlatmak imkansız. çocukluğumda gençlik parkına gittigimizde bindiğim, çocuk aklımla sanki başka bir şehire gidiyormuş gibi sevindiğim o küçük lokomotif önümde duruyordu. lokomotifi görene kadar gençlik parkında bir tren olduğu, benim o trene defalarca bindiğim tamamen aklımdan çıkmıştı. unuttuğunuz bir anıyı karşınızda görerek yeniden hatırlamak çok ilginç bir deneyim.
ukrayna'nın başkenti kiev'de, oldukça büyük bir parkın içinde, kondüktörlüğünü, bilet kontrolünü, istasyon görevlerini çocukların yaptığı minyatür bir tren var. çocuklara demiryollarını sevdirmek ve sorumluluk bilinci aşılamak için oldukça güzel bir yöntem.
umarım gelecekte, cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi, bizim çocukluğumuzda olduğu gibi, yeni nesiller tren yolculuğunun keyfini kısa da olsa çıkarabilecekleri gerçek trenlerine kavuşabilirler.
görsel
görsel
kaynak
erkan baş
-
yaklaşık 1,5 saattir halk tv'de konuk olan tip genel başkanı
son zamanlarda o kadar popüler oldu ki, cumhurbaşkanı adayı olsaydı muharrem'in 3 gündür toplayamadığı imzayı 2 günde toplardı eminim.
konuşması güzel ve birleştirici. aday olmak varken, potansiyel oyu da varken aday çıkarmadı ve millet ittifakı'na desteğini belirtti. önceliğimiz akp'nin gitmesi diye bas bas bağırıyor ve ona göre de davranıyor. öte yandan 5 sene önce tayyip'in karşısında aday çıkan muharrem efendi cumhur ittifakı'nın ekmeğine yağ sürmekle meşgul.
bir oyum dedeme bir oyum tip' e
not: alemin gözü yaşlı erkan baş da beşiktaşlı.
ilber ortaylı'nın ilginç evlilik yorumu
-
adam diyor ki bizim toplumumuzda erkekler "özel hayat" kavramını suistimal ederler, karılarını evde bırakır giderler, aldatırlar. evde bırakılan, kendini oyalayacak işi gücü, aklını meşgul edecek bir fikri, meşgalesi olmayan kadınlar da dırdır ederler, adamı bezdirirler. ve hem kadınlara hem erkeklere genel bir eleştiri getiriyor ve diyor ki "türkler yalnız kalmayı, meditasyon yapmayı, tefekkürünü geliştirmeyi bilmez, dedikodu yapar, boş boş işlerle uğraşır." yani adam özetle diyor ki bu ülkenin insanları mıçmıç ilişkiler ve evlilikler yaşar, kendi iç dünyaları sığ olduğu için birbirinin tepesine biner, dedikodu eder, kadını da erkeği de yalnız kalmayı, kendini geliştirmeyi, birey olmayı bilmez, birbirine saygı duymaz, dolayısıyla bunların yapacağı evlilikten de bir halt olmaz, sadece zaman kaybıdır.
ben burada ne kadın düşmanlığı, ne evlilik karşıtlığı görebildim. eleştirinin gittiği yer belli, ve o eleştirilenler de muhtemelen bu videoyu izleyip, ana mesajı anlamayıp "ilber hoca da evlilik boş iş diyo yea" şeklinde konuşacaklar orda burda.
doğuda görev yapan genç bekar öğretmen kız
-
3 lira maaş alıyor diye her türlü pisliğe katlamalı gerektiği düşünülen insan. amk paranın köpeği olmak böyle bir şey, gel veriyim maaşını akşama kadar taciz edeyim, ayağımı koklatayım.
engin ardıç'ın mirgün cabas'a verdiği efsane ayar
-
engin ardıç ın değil birine kolundaki saate bile ayar vermesinin mucize olacağı bir dünyada yaşarken ekşiye düşen komik başlıktır..
mesai saatleri dışında ulaşılamayan çalışan
-
cuma günleri bilişim sektörü için "read only" günüdür.
sen kodunu cuma günü canlı bir sisteme entegre etme riskini alıyorsan, sonuçlarına da katlanırsın.
nostaljik uzay fotoğrafları
-
güneş'in ilk fotoğrafı, 2 nisan 1845
orion nebula'nın ilk fotoğrafı, 1880, henry draper
orion'un yıldızlarının görülebildiği ilk fotoğraf, 1883, andrew ainslie common
andromeda'nın ilk fotoğrafı, 29 aralık 1888, isaac roberts
dünya'nın uzaydan çekilen ilk fotoğrafı, 24 ekim 1946, v-2
dünya'nın ay'dan çekilen ilk fotoğrafı, 23 ağustos 1966, orbiter 1
dünya'nın ilk renkli fotoğrafı, 24 aralık 1968, apollo 8
ay'daki ilk ayak izi, buzz aldrin'e ait, 20 temmuz 1969, apollo 11
dünya'nın ilk tam fotoğrafı, 7 aralık 1972'de, apollo 17
başka bir gezegen yüzeyinin ilk fotoğrafı, venüs, ocak 1975, üstteki venera 9'un, alttaki venera 10'un fotoğrafı
mars'ın ilk panoramik fotoğrafı, 20 temmuz 1976, viking 1
mars'ın ilk yüzey fotoğrafı, 20 temmuz 1976, viking 1
mars'ın ilk renkli fotoğrafı, viking 1
ay ve dünya'nın birlikte ilk fotoğrafı, 18 eylül 1977, voyager 1
venüs yüzeyinin ilk renkli fotoğrafı, 1 mart 1982, venera 13, 482 santigrat derecede çekilmiş
dünya'nın mars'tan çekilen ilk fotoğrafı, 8 mayıs 2003, mars orbiter camera
titan'ın ilk yüzey fotoğrafı, 14 ocak 2005, cassini
güneş sistemi dışındaki ilk gezegen fotoğrafı, 30 nisan 2005, kahverengi cüce 2m1207b ve gezegeni, vlt yepun
***
debe edit'i: ay'ın ilk detaylı fotoğrafı, 1840, aynı zamanda kayda geçmiş ilk astrofotoğraf, john william draper
bu john william draper denilen adam, orion nebula'yı ilk kez fotoğraflayan henry draper'ın babasıymış. bunlar babadan oğula nesil herhalde.*
rock'n coke'un bitmesinin sebepleri
-
bir zamanların şehir efsaneleri h2000, rock’n coke, rock istanbul, radar live, barışa rock, bunların içinde en istikrarlısı rock’n coke olmuştu.
festivale ilk darbe; hazerfen havalimanında çevre halkının rahatsız olması dedikodularıydı. sözde basına yansıyan hevesli gençliğin alana sığmaması gerekçe gösterildi. hemen akabinde bir sonraki sene festivali istanbul parka taşıma kararı alındı.
ikinci darbe; festivalin son günü dönemin başbakanı rte’nin tesadüfen sabiha gökçen havalimanına iniş yapması ve istanbul park civarından geçerken, konvoyu farkeden gençlerin kendisini barış işaretiyle selamlaması protesto amacı taşıyor denilip, bahane gösterilerek, iki sene de bir yapılmak koşuluyla festival yeniden hazerfen havalimanına taşındı...
sonrasında zaten herkesin bildiği üzre alkol yasakları, sponsor sıkıntıları, kızlı erkekli muhabbetler, yabancı organizatörlerin elini eteğini tr den çekmesi, sanatçı ve grupların can güvenliğini bahane ederek fiyatları uçurması, bir takım yatırımcı ve prodüktörlerin daha fazla riske girememesi, ülke ekonomisi, iç savaş derken kimsenin artık festival filan havası kalmadı. kafası kaçtı.
rock müzik bitmiş değil sadece bir grubun en az 10 kişilik ekibine para akıtmaktansa, bir tane dj getirerek sabaha kadar tek günlük festival yapmak daha mantıklı bir çözüm gibi gelmiş olabilir. ayrıca o dönem prodüksiyon şirketlerinin bir kısmı kepenk kapattı. bunun da nedeni gergin siyasi ortam ve ekonomidir. kaldı ki asi rockçıların önünü alamayan 4/5 gün gece gündüz süren bir festivaldense tertemiz bir iki gecelik dans festivali yapmak herkesin işine yaradı. biraz da 90ların o buhranlı rock punk ve metal akımı 2013 lerin sonuna doğru bozuldu denilebilir.sadece tr değil dünya da artık bu tarzda üretim yavaşladı yerini yeni akım undergrand elektronik müziğe bıraktı. bu durumu da uyuşturucuyla bağdaşlaştırmanın bir anlamı olduğunu sanmıyorum. sonuçta uyuşturucu dünya da 60lardan sonra yaygın olarak kullanılan ve müzik piyasasını yönlendirme de her zaman aktif olan bir sebepti. sadece müzikte seçenekler arttı. tarzlar fazlasıyla değişti, teknoloji ve hızlı yaşam sosyolojik kültür alt yapılarını ele geçirmeye başladı. rock müzik artık elektronik alt yapıyla mutasyona uğradı. adını duyuramamış ne kadar sanatçı varsa teknoloji sayesinde ülkesinden dışarı adım attı. biz buna gelişim dönüşüm ve çağa ayak uydurma diyoruz. bilmem anlatabildim mi ! hiç bir şey eskisi gibi kalmaz, kalamaz. monotonlaşmaya başlar. her zaman yeni bir maceraya ihtiyaç vardır. en azından dünya genelinde müzik için durum böyle gibi....