• sevgili bedelli asker;

    millet seni askerden kaçıyor zannederken sen yüksek lisans/doktora uğruna saç ağarttın. 30 yaşında saçların beyazladı. başkaları askerde komutanın karısına özel şöförlük yaparken sen uluslaralarsı makale yayınlayarak ülkene faydan dokundu, onlar seninle dalga geçti ama. seni her gördükleri yerde iğrenç asker espirileri yaptı. bu saatten sonra ben mi yapayım zaaa dedi. sen bunları takmadın. türkiye'deki eğitim sistemine inat biryerlere gelmeye çalıştın ve yaşın ilerledi.

    sana tavsiyem onların laflarına kulaklarını tıka. askere gidenler boş işlerle uğraşıyor. bir celp döneminde 215.000 asler alınıyor, bunların sadece doğuya giden çok küçük bir kısmı gerçek askerlik yapıyor. onlara lafım yok, ama kalanı bedelli askerliğe laf ediyor ya, sırf üşüyerek nöbet tuttuğu için ben yaptım sen de yap diyor ya, onların ben ta amına koyayım.
  • sizi erkek olmamamakla suçlayacaklar.
    sizi vatanını sevmemekle hatta hainlikle suçlama gafletinde bulunacaklar.

    kulak asmayın.
    siz evdeki çocuğunuza, eşinize, işinize daha sıkı sarılın.
    bu vatan siz askere gitmediğiniz için birilerine verilecek değil, onlar 15 ay yaptığı için de her şey sulh içinde güneşli değil.

    ayıptır.
    erkeklik ve vatan sevgisi 150 çift ayağın kokusuyla uyumak değil.
  • edit: entryi sonunda güncelleyip detaylandırdım. biraz geç oldu. idare edin.

    bedelli askerlikten yeni dönmüş biri olarak tecrübelerimi paylaşacağım başlık.

    yer: kütahya

    1- teslim olma tarihinde öğle saatlerinde birliğe gittim. önümde öyle bir sıra vardı ki anlatamam. yaklaşık 4 saat kapıda sıra bekledim. su ve kullanıyorsanız sigara bulundurmalısınız.

    2- kesinlikle sigara stoğu ile gidin. bedellide çalma çırpma olmuyor. orada kantinde 1 saat sıra bekleyip "sigara bittiii" diye bir ses duymak cidden insana koyuyor. içerde parliament, marlboro satılmıyor.

    3- mevsime göre içlik olmazsa olmaz. merak etmeyin. içliğe rağmen hasta olacaksınız.

    4- ilaç en önemli husus. yanınızda grip ilaçları ve antibiyotik kesinlikle götürün. orada hasta olduğunuzda saatlerce sıra bekleseniz de muayene olup reçetenizi alıyorsunuz. ancak askeriye ilaçlarınızı minimum 3 gün sonra alıyor. 3 gün öyle amele gibi bekliyorsunuz ve tüm koğuşu hasta ediyorsunuz.

    5- bot vatkası ve silikon tabanlık. aman allahım o postallar neydi öyle. terhisimin üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen ayaklarım hala sızlıyor.

    6- bozuk para. kantindeki sıradan bahsetmiştim. o sıraya girmek yerine makinelerden her türlü içecek ve paketli ürünü direk alabilirsiniz. büyük kolaylık sağlıyor. gün içinde zaten çok az boş vaktiniz var. o vakti de uzun kuyruklarda harcamayın.

    7- yeterli sayıda iç çamaşırı. bu da sizi uzun kuyruklardan kurtaracaktır.

    8- telefon. en önemli konu.
    içeri girerken hem üst araması (yalandan) hem de valiz x-ray kontrolü (ekrana bakan erler muhabbette) mevcut. yani soktuğun telefonun giriş aşamasında yakalanması imkansız. neyse orayı geçince turkcell masa kurmuş, askercell masası. adamlar soruyor "telefon var mı? askercell var mı?" ikisine de var dersen kamera kontrolü ve askercell kontrolü yapılıyor. telefonun arkasına askercell bandrolü yapıştırıyorlar.

    çoğu kişi telefonum yok diyor. ya gizlice içeriye sokuyor ya da birkaç gün sonra ailesinden isteyip sonradan içeri sokuyor.

    telefon yakalanırsa şarjda yakalanır! bunu unutmayın odalarda tek priz oluyor ve çavuşlar alışmış odaya girer girmez prizlere bakıyorlar. 270 kişiden 46 kişi telefonunu yakalattı. en az yüz kişi yakalatmadı. içerdeki akıllı telefon sayısını düşünün.

    neyse yakalanınca telefonu kendin gidip teslim etmişsin gibi kayıt tutup evrak odasına kaldırıyorlar. sağ olsunlar tutanak vs tutulmadı benim dönemde. bizden bir önceki dönem 4 kişinin askerliğini 1 hafta uzatmışlar.

    9- doktorlar. dizi adı gibi oldu. içeride en önemli ihtiyacınız bir doktor. çünkü subaylar çavuşlar vs kimsenin sizin sağlığınızı umursadığı yok. içtima sırasında kaç kere bayılan oldu. komutan bakıyor uzaktan "tamam tansiyonu düştü, bir şey yok" deyip devam ediyor. şaka gibi. veya hastayım dediğinde tamam bu önemli değil birkaç gün sonda gidersin hastaneye acelesi yok deyip sallıyorlar. kaç defa böyle bayılanı veya ciddi hastalığı olanları direk acile çekmişliğim var. kimseyi hastaneye götürmedikleri için bizim koğuş zaten muayenehane gibi olmuştu. 3 doktor aynı koğuşa denk geldik yapacak bir şey yok.

    bizim dönemde uzun dönem erlerden biri öldü. basına yansımadı. 19 yaşında şeker hastası bir genç bayılıyor. neyse hastaneye kaldırılıyor ancak 1-2 saat sonra. adım gibi eminim oradaki komutan "bir şey yok tansiyonu düştü" dediğine. neyse çocuk şeker koması ardından 2 gün yoğun bakım sonrası ex. bu şeker koması vs konularında şekere müdehale anlık mesele. belki anlık bir müdehale ile bırakın hastaneyi revir odasından 5 dk sonra çıkacak çocuk maalesef öldü. sonuç: eğitim zaiyatı. vicdanınıza tüküreyim.
  • dekontu kaybetmeyin.
  • en kötü ihtimalle (4 yıllık üniversite mezunuysan) 5 ay 5 gününü kurtardın tadını çıkar kıymetini bil, türklüğüne erkekliğine bok atanlara kulak verme.

    ben askerliğimi doğuda yaptım her gün 6-8 saat aynı yerde nöbet tutarak. sonra ne mi oldu, biz teskere alınca kışlada asker sayısı azaldı diye benim nöbet kulemi ve diğer birkaç kuleyi nöbet listesinden sildiler demek ki orda bi asker titreye titreye nöbet tutmasa da oluyormuş. onun yerine 30 bin lira versem eminim ki devlete daha çok faydam olurdu.

    hoş o para kimin cebine hangi köyün duble yoluna yatardı bilemem, ama ben askerdeyim diye kimsenin daha rahat uyumadığını biliyorum.
  • bu soğuk kış günlerinde bankaya giderken içlik giysinler. askeri malzemeler satan iççamaşırcılardan temin edebilirler.
  • elinize bir kadeh viski alın ve evinizin en güzel yerinde bu yazılanları okuyun. sonrada aşığılarcasına gülün. aynı erol taş gibi.
  • yanlış anlamadı isem yeni düzenlemede bedelli askerler kışlaya bile gitmeyecekleri için herhangi bir tavsiyeye gerek yoktur. paranızı iyi sayın. dekont almayı unutmayın. bitti. kolay gelsin. özellikle futbolcular yaşadı. 30bin tl yüzlerce futbolcu için 1 günlük maç primi hehe.
  • kimseyi kafanıza takmayın ama yavşak yavşak da gülmeyin. sizin giymemek için 30.000 lira verdiğiniz üniformayla ölen yüzbinlerce insan var.

    size sunulan bir haktan faydalandığınız için kimsenin sizi suçlu ilan etmesine izin vermeyin ama taşak geçilecek bir durum yok. efendi olun, verin dekontu ve bankadaki güvenlikten ricada bulunun bankanın kapısından atsın sizi, tezkere alıyormuş gibi.
  • komando kıyafetleri giyinip elinizde m4a1 maketi ile abidik gubidik fotoğrafçılarda poz vermeyin.
hesabın var mı? giriş yap