• kan davasından, ölümden bahseden bir gülten dayıoğlu romanı.. çocukluğumda okuyup ağlaya ağlaya bi hal olmuştum.. kapağında da bu erek denen çocuğun ilüstrasyon bir resmi vardı, hep o yüzü canlandırırdım kitabı okurken, hatta erek öldüğünde surat ifadelerini ve mimiklerini bile hayal etmiştim.. korkutucu bir kitaptı sanırım çocukluk için, gerilimdi..
  • icinde bir siyasi cinayet bile olan cocuk kitabi. nasil yani?
  • şimdilerde bir kampanya. sanki meclis damını aktarmış olan birinin payı var.
  • erek adlı çocuğun bebekliğinin keyifle okunduğu, sonrası ise üzücü olan öyküsü. sanırım 80 lerde çocuklara bir şey öğretmek ve ders vermek adına onların psikolojileriyle oynamak doğal karşılanıyordu. (bkz: çocuk kalbi) (bkz: yurdumu özledim)
  • 11 yaşındayken okumuş olmama rağmen neredeyse her ayrıntısını hatırladığım, ara ara aklıma gelen roman.
  • ben büyüyünce upuzun tırnaklarım (çocukken oyun hamurundan yapardım.) ve sapsarı saçlarım olacaktı. kocaman bir telefon ve babam kırmızı mini cooper alacaktı. ben de evlenmeyip her gün istediğim topuklu ayakkabımla işe gidecektim. içimdeki kız çocuğunun istekleri hala aynı. eriştiği şeyler için de sevinçten tepiniyor.
  • buyuk isler yapacagini zanneden her cocugun hayallerini ya da hedeflerini anlattiklari cumlelerin baslangici
  • hangi akla hizmet çocuklar için uygun olduğuna kanaat getirildiğini anlayamadığım kitap. altıncı sınıfta öğretmenimin tavsiyesiyle okumuştum. üzerinden yaklaşık yirmi sene geçmesine rağmen özellikle son kısımları olmak üzere pek çok detayını anımsıyorum. şakağın nerede olduğunu bu kitaptan öğrendim mesela. nur topu gibi travmalar yaratmama adına belirli yaş gruplarından uzak tutmak şart. bahtsız erek'in dramlardan dram beğendiren hayat öyküsü bana bu yaşımda bile ağır gelebilir gerçi.
  • cocuk kitabi olarak fazla dram dolu oldugunu dusundugum gulten dayioglu kitabi gozyaslarimizi tutamadiydik ya la.
  • gülten dayıoğlu'nun kırsal kesimdeki ailelerin dramlarını anlattığı kitaplarından biridir. bu da benzerleri gibi dramatik bir türk filmi izlenimi verir. bu romanda öne çıkan mevzu kan davasıdır. sınıkçılar ve ayıngacılar olarak bilinen iki büyük aile arasındaki kan davasında roman kahramanı, sınıkçı ailesinin en küçük bireyi erek'in amcalarından biri öldürüldükten sonra erek'in babaannesi sürekli öç alma konusunda diğer çocuklarına baskı yapmış, sonunda erek'in anne ve babası kan davası baskısına dayanamayıp çocuğu nine ve dedeye bırakarak almanya'ya giderken erek'in amcası ayıngacılar'ın iki ferdini trafik kazası süsü verip öldürmüştür. bu olay sonrasında erek'i kan davasından kaçırmak için nine ve dede, çocukla istanbula yerleşmiş ve bu sefer küçük çocuğun ve nine ile dedenin istanbula alışma süreci başlamıştır. ama büyük şehirde de o dönemler siyasi cinayetler ve suikastler vardır ve erek kan davasından kurtulmuşken pisi pisine siyasi bir cinayet anına denk gelip kaza kurşunları ile can verecektir. her okuduğumda üzülürdüm, tüh, almanyaya annesinin babasının yanına gitmesine az kalmışken pisi pisine ölüyor çocuk diye.
hesabın var mı? giriş yap