• sinemalarım, köpekbalıklarım, filmlerim, kitaplarım, bilgisayarlarım....
    hatta,erimesin diye buzlukta sakladığım kardan heykelciğim ,rubic küpüm, şimdilerde pek elime almaya cesaret edemediğim hasır şapkalı çiftçi bebeğim, ekimden bu yana kullanımı fazlasıyla artmış çaydanlığım, yıpranmasın diye sadece özel günlerde giydiğim t-shirt'üm, ikincisinin parçaları evin her yanına dağıldığından tek başına biraz sıkılan yeşil kültablam, miyavladığını her duyduğumda gitti şimdi belki yarın gelir sana yumurta yapar dediğim şehla kedim.....
  • "five feet of heaven in a ponytail."
  • şans eseri rastladım blog'undaki bir yazıya. okudukça okuyasım geldi, imrendim. sonra google'da ararken sözlükte buldum kendisini, burada yazıyormuş da ben görmemişim meğer. hem tespitleri o kadar doğru, hem dili o kadar güzel ki: her katmanında değişik bir lezzet aldığınız nefis bir yiyecek gibi. öyle ki, okurken aldığım zevki ve kendisine olan hislerimi anlatırken güzelliğini sıradanlaştırmaktan korkuyorum, beceriksizliğimden ötürü. güzelliğine zarar vereceğim korkusuyla bakmaya kıyamadığınız şeyler vardır da yine de gözlerini alamazsınız ya hani, öyle bir yazı işte benimkisi.
  • gönüllerin şampiyonu, saçım hâlâ uzunsa bunun tek sebebi, ailemizin şampuanı.
  • benedikten papazlarini cagristiran muhtemel latincede kutsanma anlamina gelen bir kelimeden turetilmis bir sözcük.
  • "don't call me chris, my name is elvis"
  • kianceta. küçük dev kadın. bir parça... benden
  • yirmidokuzuncu yaşını neşeyle kutluyoruz kendisinin, her tür yeşil bluzunün hastası oluyoruz, ne denli şahane bi insan olduğunu anlatmakta güçlük çekiyoruz. çok yakınız, hepimiz... valla bak
  • bana ayar verdigini sandigim ama esasinda oyle bir niyeti olmayan, alinmamam icin entry'sini silecek kadar ince dusunen, bir pazartesi sabahi yeni uykudan kalkmisken bana "seker sey" gibi iltifatlar ederek gulumsememi saglamis olan sicakkanli insan.
  • onun gibi az saçlı, mavi gözlü, ve çiğ balık yiyen birini daha tanıyorum: gollum *
hesabın var mı? giriş yap