• bestseller üzerine şunları söyleyebilirim:

    1. dili on iki yaşındaki bir çocuğun anlayabileceği kadar basit olmalı
    2. konu olarak özellikle kadınların ve gençlerin ilgisini çekecek konular seçilmeli
    3. muhakkak bir aşk ilişkisi bulunmalı
    4. içinde seks olmalı
    5. piyasada hangi tür o günün şartlarında çok satıyorsa o mevzuda yazılmalı
    6. kitabın isminin albenisi olmalı, isim bulunurken pazarlama kuralları dikkate alınmalı
    7. kapakta ve arka kapakta kullanılan tanıtım yazıları okuyucunun ilgisini çekecek yapıda olmalı ( uluslararası best seller, inanamayacaksınız, hayatınızı değiştirecek vb. türü abartı ibareler yer almalı)
    8. okuyucu kitabı okurken aklıyla değil duygularıyla var olmalı yani kitabın bir düşüncesi, felsefesi olmamalı
    9. gençler hedef alınıyorsa içinde mistik doğa üstü unsurların olduğu yapıtlar daha çok iş yapar
    10. kadınlar hedef alınıyorsa romanın merkezinde kadın karakterler olmalı ve hayata yeniden başlama teması üstüne kurulmalı hikaye
    11. best seller'ın ilkesi ne çok satar sorusudur.
  • bir süre sonra marketlerde 3,50 tl den satılmaya başlarlar, yolculukları eğlenceli hale getirirler, genellikle sürükleyici ve akıcıdırlar; açıldıktan sonra en fazla bir haftada tüketmek gerekir ve unutmamak gerekir ki hangi kitap olursa olsun insana mutlaka bir şeyler katar özellikle bestseller olmuş bir kitabın mutlaka söyleyecek bir şeyleri vardır. okumak güzeldir bestseller deyip sıradanlaştırmak ya da tam tersi gözde büyütmek hata olur bence.
  • bir çoğu su gibidir.

    tek seferde bitirilir ve geriye ne özgün bir tat ne de bir iz bırakır.
  • çok satan kitap yazma yollarının ilk dersi kierkegaard'dan gelsin: "günümüz yazarı, öğrenme lehine tutkunun yok edildiği bir çağda kaderini kolaylıkla öngörebilir. okurları olmasını isteyen bir yazar, kitabını bir öğle sonrası şekerlemesi esnasında kolaylıkla okunabilecek bir biçimde yazmaya özen göstermelidir."
  • ilk duyduğumda hiçbir anlam çıkartamadığım ecnebi ifade. çünkü ingilizce olduğu hiç aklıma gelmemişti, bestsel'in çoğulu olduğunu düşünüp kendi kendime bestsel de ne ola ki diye sorup dururdum. iyi ki bu düşüncemi kazara yüksek sesle ifade edip elalemin içinde rezil rüsva olmamışım. nadiren de olsa kafam basıyor. afferin.
  • kitap okuduğunu sanan insanların en sevdiği tür. bunlar genellikle katili bulmaya çalışır. bir gecede de bulur çıkarlar. sorarsan kitaptan kopmayı başaramayıp yemek yiyemediklerini de duyarsın. çok akıcıydııııı diyerek kitaba olan hayranlıklarını da ifade ederler. sanırsın bir kitabın kıstası bitirilme süresidir. bir cümle üzerine dakikalarca düşünmek, sayfayı çevirememek kötü kitaplarda başa gelir. iyi kitaplar hemencecik biter...

    bestseller okunmamalı demiyorum tabi ancak bestseller okumak kitap okumak değildir, bu bilinmeli. dizi izlemek gibi bir şeydir. arada sırada kafa dağıtmak için okunur, o kadardır. kafa sahibi olmaya yaramaz...
  • "düşünsenize: gregor'u gecemizin absürt idolü yapan franz kafka, "lan acaba!" diye yabancılaşmış tepkilerle edebi yaklaşımımızı temellendiren albert camus, korku'yu ve titreme'yi çocuksu kavramlar olmaktan çıkaran soren kierkegaard, gereksizse öldür felsefesini bir sinekle temellendiren "bulantı"nın mucidi j.p. sartre, içimizdeki peygamberi dürtükleyen emile cioran gibi adamlar olmasaydı, şu an kitap raflarında "çok satan" pozisyonunda bulunan paçavraları "lan demek bu adamların edebiyatlarında farklı bir doku var!" diyerek tarihin en büyük yanılgısına yalın ayak koşacaktık. bu yüzden iyi ki varsın heifetz. neyin kafasını yaşıyorsun perlman?

    hülâsası: çok satan rafları yıkılsın, yerine taharet muslukları yapılsın..."
  • bu çok satan kitaplar hakkında biraz düşündüm. oldukça çaplı yazılacak bir konu ama bence özeti şu:
    1994'te orhan pamuk'un yeni hayat romanı yayınlandığında fiyatı pahalıydı ve kitap çok satıyordu. bu kitabın korsanı yoktu. kısa sürede okunmuş nüshaların eski kitapçılara satmaya getirileceğini düşüyordum fakat öyle olmadı.
    tezim şuydu: kitap çok satıyorsa, geri dönüşü çabuk olmalıydı. yani okunuyor olmasını kabul etmek, bence böyle bir şarta bağlı olmalıydı...
    istisnaları geçelim, 1994'ten bu tarafa çok satan kitaplar listesine orhan pamuk'tan daha ciddi giren isim bence turgut özakman oldu. şu çılgın türkler kitabı da fiyatı pahalı olmasına rağmen çok satıldı. bu kitap için tezim kabul buldu ve gerçekten bir geri dönüş oldu. üstelik geri dönen kitaplar ilk başta korsan değil orijinaldi. hadi korsanları da istisna sayalım...
    soru şu: şu çılgın türkler kitabı, çok satıldı; peki çok okundu mu?
    cevabı hayır, çok okunmadı. bu kanıya varmamın sebebi de yine geri dönüşler oldu. evet, roman ilgiyle karşılandı. yer yer indirimli satıldı ama kitabın sonraki baskıları okullara ve öğrencilere bedava dağıtıldı. işte bahsettiğim geri dönüşler de bu bedava dağıtılan kitaplarla oldu.
    diyeceğim odur ki bu çok satan kitap konusu biraz karışık olsa da özeti bu.
  • (bkz: #50821993)
  • kıstasına dair çıkarımlar jerry seinfeld'ın bir sorusu üzerinden yapılabilir: ''başarısızlıklarla ilgili bir kitap satmazsa; bu başarı mıdır, başarısızlık mıdır?''
hesabın var mı? giriş yap