• "bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez. henüz bir delikanlıyken sezdiğim bir şeydi bu, beni öğretmenlerden uzaklaştıran şeydi.

    dinle, hiç bir gerçek yoktur ki karşıtı da gerçek olmasın! yani şöyle, bir gerçek ancak tek taraflıysa, dile getirilip sözcüklere dökülebilir. düşüncelerle düşünülüp söylenebilen ne varsa tek taraflıdır, hepsi tek taraflı, hepsi yarım, hepsi bütünlükten, mükemmellikten ve birlikten yoksun. ulu gotama öğrencilerine dünyadan söz açarken, çile ve esenlik diye ikiye ayırdı. başka türlüsü olanaksızdır, öğretmek isteyen birinin izleyeceği başka yol yoktur. ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir.

    bir insan ya da bir eylem asla tümüyle sansara, tümüyle nirvana değildir, bir insan asla tümüyle kutsal ya da tümüyle günahkar olamaz. böyle görünmesi yanılmamızdan, zamana gerçek bir nesne gibi bakmamızdandır. zaman gerçek değildir, ben sık sık yaşadım bunu. zaman gerçek değilse, dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi de bir yanılgıdan başka şey değildir.

    dünya mükemmellikten yoksun ya da mükemmellik yolunda ağır ağır ilerliyor değildir: hayır her an mükemmeldir o, tüm günahlar bağışlanmayı, tüm küçük çocuklar yaşlıyı, tüm bebekler ölümü, tüm ölenler sonsuz yaşamı kendi içinde taşır."

    siddhartha - hermann hesse
  • stoa felsefesinde seneca'nın "dokunulmaz" olarak tasvir ettiği, zarar verilemeyen kişi olarak açıkladığı kavramdır.

    seneca der ki:
    "...yaralanmaz olan, darbe almayan değil, darbeden incinmeyendir."

    bilge büyük olduğu için hakaretleri umursamayandır. sebebi kendini beğenmişlik değil, ruhunu güvende tutabilmesi ve gücünü burada yoğunlaştırdığı içindir. tanrısal bir tasvire başvurur ve şöyle der: "eğer yaratıcıya küfür etseydiniz, cevap verir miydi?" o kudretin ve yetkinin siz de olmadığını belirtir. (zaten o bilgeliğe ulaşılsaydı küfür etmezdiniz. farkında olurdunuz.)

    "...nasıl tapınakları tahrip edenler ve resimleri yakanlar tanrısallığa zarar vermiş olmazsa, aynı şekilde bilgeye ne yapılırsa yapılsın, şımarıkça, edepsizce, küstahça yapılmış, içi boş bir girişim olarak kalır."

    bilgelik zor elde edilebilen yüksek bir ruh eğitimidir. olaylar kişi tarafından kendi içinde çözülmelidir. talihe güvenilmez. çünkü "talihin" getirdikleri yine "talih" tarafından götürülebilir. bilge için bunlar zaten kayıptır, bu yüzden de kaybedilemez. tek gerçeğin erdem olduğu düşünülür. o da kaybedilecek bir şey değildir. maddeye ait her şey; para-pul dünyaya da kalır. kaybedilemez ancak el değiştirebilir.

    --- spoiler ---
    talih önemli midir?
    --- spoiler ---
    birinin talihi diğerininkinden daha iyi olabilir ve kontrol edilemez. her ne kadar kazanmış görünse de talih sabit değildir ve o kişiden diğerine geçer. bilge bunu bilir ve kaybettikleri için üzüntü duymaz. yenilgi hissetmez.

    örneğin hakaret veya haksızlık kavramları önemlidir. doğası gereği haksızlık daha ağırdır ve zayıf kişilikler tarafından ellerinden iyisi gelemediği için gerçekleşir. bu deneyimden kötüsü olamayacağını sanırlar. bu kişiler bu kadar kolay inciniyorsa, "bilgeye" zarar vermeleri olası değildir.

    fiziksel özellikleriniz; boy-pos-saç gibi "gerçeklerin" zarar verme kapasitesi olmamalıdır çünkü size aittir. özelliklerinizi gizlemeye çalışmak demek kendinize hakarettir. karşı taraftan önce siz bu gerçekleri dile getirirseniz haz almalarını engellemiş olursunz, bu da intikam almaktır bir çeşit. stocacı ise karşı tarafın haz alamadığı için duyduğu derin üzüntüyü görür ve hazın ne kadar tehlikeli olduğunu kendine tekrardan ispatlar.

    --- spoiler ---
    kötüler ve haksızlık
    --- spoiler ---

    seneca şöyle der:
    "sadece kötüler iyilere haksızlık yapmaya yeltenir, iyiler kendi aralarında huzurludur, kötüler ise iyiler için değil, kendileri için tehlikelidir."

    kötülük bir zayıflıktır. bilge kişi kendinden zayıf birinden zarar görmeyendir. gerçek iyiye ancak bilge olunarak ulaşılabilir. fiziksel şiddet bile görse umursamaz, çünkü bu onun seviyesine düşmektir. bilir ki "kötüler, kötüler tarafından cezalandırılır."

    seneca şöyle der:
    "ortada bir zarar veren olsa da zarar gören olmak zorunda değildir."

    ilk defa yasalara atıfta bulunmuş gibidir. bir kavgada karşı taraf kesici bir aletle saldırdığında karşı taraf zarar görmese de suç işlenmiştir. o kişi ceza almalıdır. bilge zarar görebilir fakat bunu bastırır, karşılık vermek onun seviyesine düşmektir. bazen de ciddiye almayarak güler. aynı küçük çocuklara benzetir ki onlar da annelerine saygısızlık yapar fakat anne bunları doğal karşılar. çünkü o küçüktür. bilge herkesi o yaşta görür. tek fark büyük çocukların(yetişkinlerin) altına-gümüşe önem vermesi, aç gözlü olmalısıdır.

    birçok insan hakarete uğramaktan korktuğu için gerçekli şeyleri yapmaktan, doğru olandan kaçınır. bilge bundan da korkmaz, çünkü dışsallıktan muaf tutar kendini.

    tabiiki büyük hatalar ceza almalıdır der seneca da fakat bu onu sinirlendiği için olmaz. amaç her zaman 2. teşebbüsü önlemek olmalıdır, yani ceza caydırıcı olmalı, intikamı tetiklememelidir. aynı doktor edasıyla hastasına teşhis koyar, sinirlenmez. bunlar bilgeliğe aykırıdır, aptallar ise eşittir.

    --- spoiler ---
    sonuç olarak
    --- spoiler ---

    bilge kişi talihe inanmaz, her şeyin fazlasını zarar görür, o sadece ihtiyacı olana sahip olmalıdır. sadece aklı kullanmak önemlidir. olaylar üstünde kontrolünüz olamaz ama kendiniz üstünde kontrol sahibiyseniz huzulursunuz demektir.

    bilge basit bir soru sorar kendine: "hakettiklerim bunlar mı? eğer öyleyse adaletlidir değilse adaletsizlik vardır ve bunu yapan utanmalıdır."

    ileri okuma için:
    seneca – bilgenin sarsılmazlığı üzerine, türkiye iş bankası yayınları
  • antikçağ yunan felsefesinde; akla uygun davranmak.
    sokrates'e göre; kendini tanımak
    stoacılara göre ; doğaya uygun davranmak
    epikuros'a göre; erdem yoluyla varılan yüksek bir sarsılmazlık durumu, salt dinginlik ve aldırmazlık'tır.

    ancak bilgelik tarihsel bir olgudur ve çağdaş bilginlik'le karıştırılmamalıdır.
  • ''onu geri çağıran sadece, canı yanmış dostunu rahatlatmak için yalayan hayvanın, içgüdüsel dilsiz bilgeliğiydi. yine de o bilgelikte, ged kendi gücüne yakın bir şeyler buldu, büyücülük kadar derin olan bir şeyler. o andan itibaren, bilge kişinin, kendisini, konuşabilseler de konuşamasalar da, yaşayan diğer varlıklardan ayırmayan kişi olduğuna inandı. daha sonraki yıllarda da, hayvanların gözlerinden, kuşların uçuşlarından, ağaçların ağır ve ulu hareketlerinden; konuşamayan bu varlıklardan öğrenebileceği şeyleri öğrenmek için çok çalıştı.''

    yerdeniz
    ursula k. le guin
    çeviri: çiğdem erkal ipek
  • masumiyet bir tür cehaletse, bilerek kötü olmaktır bilgelik...
  • "bilgelik neyi görmezden gelebileceğini bilmektir." (bkz: budizm)
  • "bilgeliği kendi kaidesine kurulmuş bulana dek, kendi heykelini yontmaya devam et." (s. 18)

    (bkz: pierre hadot)
    (bkz: plotinos ya da bakışın saflığı)
    (bkz: doğu batı yayınları)
  • bilgi ve erdemin birleşiminden oluşan olgunluktur.
  • hiç ummadığınız insanlarda bulunur genelde. siz o tarafa bakmadığınız için hiç göremezsiniz ama.
  • "bilgelik yaralarımızın kılığına bürünür. bize nasıl gizlice kanayacağımızı öğretir."
    (cioran, "yeni tanrılar"dan)
hesabın var mı? giriş yap