• "param var alırım sanane" bunu yazanların çoğunda para yok.

    "adamın parası vardır alır sanane" bunu yazan zaten fukara.

    ayıla bayıla övdüğünüz iskandinav ülkelerinin hiçbirinde şatafat ve lüks düşkünlüğü olmadı hiçbir zaman. o insanların elinde böylesi pahalı telefonlar yok. caddelerinde bu kadar pahalı lüks otomobil yok. eğer sen maaşının tamamını ya da 2 katını bir telefona veriyorsan sen görgüsüz değilsin de kim görgüsüz amına koyim? biz görgüsüz ve müsrif bir milletiz. bunu dürüstçe söylemek lazım.
  • "bir telefona o kadar para verilir mi?", "para benim size ne istediğimi alırım", "bu sene 7 arkadaş birleşip iphone x'e gireceğiz" yeni bir iphone piyasaya çıkıyor, tartışmalar hata espriler bile aynı yıllardır.

    abd, ingiltere, almanya gibi ülkelerin asgari ücretli vatandaşları tek maaşlarıyla çok rahat iphone 7 alıp, üstünede maaşlarının % 35-40'lık kesimi de ellerinde kalıyor. bunun yanında bizim asgari ücretli vatandaşımızın iphone 7 alabilmesi için 3 aylık maaşını biriktirmesi gerek. defalarca kez yazıldı, paramızın $'ın 3'te biri olması, ağır vergi yükümlülüğü. kısaca telefon pahalı değil biz fakiriz, en azından ben.
  • telefon ve teknolojiden hiç anlamam. bütün proğramları indirip hazırlayıp verirler telefonu. ama bende türk'üm sonuç olarak. arada görgüsüzlük yapmazsam bunu nasıl belli edebilirim ki?
    iphone telefon henüz çıkmıştı ki, dünya onu bekliyordu. birden bitim kanlandı ve "ilk alanlardan biri olayım bari" gibi saçma bir böbürlenme hissiyatına kapıldım. anlasam ne gam ama hemen amerika 'ya giden birilerine, üstüne az daha eklesem ikinci el (bilemedin üçüncü)araba alınacak parayı verdim. neyse... beklerken öğrendim ki, o sırada türkiye' de 150 kişi sıradaymış( yasal giriş için).

    telefon geldi. gelmez olaydı da, kırılıp boynu kopaydı. ilk çıkan iphone' ların şifre kırılması masr'a insanlı araç gönderme proğramı kadar uzun sürdü. önce bunu bekledim. şifre kırıldı, kayıtlar yapıldı, telefon sürekli sistem dışı kaldı; telefonsuz kalmak bi yana sürekli şifreyi kıran telefoncuların kapısında yatar halde kaldım. bu sırada zaten az da olsa yaygınlaşmaya başlamıştı telefon.
    bi gün, alım gücü sorunu olmayan birisinin elinde gördüm( sorun parası değildi, o bile bu telefonun peşine düşmüştü!) bu işte bi sorun var, o zaman bende olmamalı, dedim. bi senesi dolmadan yeğenime verdim telefonu; çocuk sevinçten bi süre uykusuzluk çekti.

    "aaa! senin iphone 'un yok muydu?" diyenlere,ters ters bakıp, hayır!... deyip sustum.

    ama dedim ya, türk'üm ve görgüsüzüm. telefonun ne, kimliğin o kaygısı(!)
    bi sene önce isveç'ten gelen arkadaşımın yeni olan samsung note 4 telefonunu aldım. ekranı büyük. benim yaşıma uygun, sorun yoktu yani...

    geçenlerde isveç'e gittiğimde kaşındım yine. hadi bunun bir üst modelini alalım,dedim.

    dükkancı çocuk " yok bize gelmedi daha" dedi. nasıl yani? koca isveç nasıl olmaz?gibi baktım çocuğa... çocuk anlamış olmalı; aslında kem-küm burada çok önemli değil yeni modeller hemen gelmez buraya, çok sürüm olmaz - burada insanların telefonu çalışıyorsa kullanırlar, kimliklerini, kullandıkları telefon modeliyle belirlemezler, egoları da zaten yeterince şişik- alt yazısı geçen bişeyler söyledi gülümseyerek.
    arkadaşım bi yerlerimi çimdikleyip " sölemiştim sana, yıl sonunda promosyon yaparlar, çok ucuzlar, ellerinde kalıyo zaten neredeyse bedava veriyorlar..." dedi.

    hiç akıllanmayız biz!... bu telefonları çıkaran adamların ülkelerinde bile kullanmıyorlar o pahalı telefonları. üçüncü dünya ülkelerine satmak için üretiyorlar, ee bizde beşinci dünya ülkesi olduğumuza göre?

    şu bahsi geçen telefon iyi bişi mi arkadaşlar? alayım mı ben?/:
  • adam "bu ülkenin vatandaşı bir telefona 4000 tl veremez, vermemelidir" demiş. o paranın zaten çoğu devlete vergi olarak gidiyor. o yüzden 4000 tl o telefon. apple bizim ülke kadar kazanamıyor iphone başına.
  • kimin ne fiyata telefon aldığı beni ilgilendirmez elbet, parası vardır kişinin basar alır elbet bana ne..
    ancak şu var ki o kadar parayı facebook, instagram falan gibi şeylere girmek için vermek salaklıktır..
    yok "bu kamera çok piksel, yok şunun ön flaşı var" diye almak gerçekten çok saçma..

    mekana gittiğinde masanın üstüne s3 koyamam ben demek, normalde sarma sigara içen birinin arkadaş ortamında en pahalı sigara ile arz-ı endam etmesi kadar geri zekalıca bir şey..

    en fena olanı ise kendi parasını dahi kazanamayan lise gençliğinin bu saçma akıma katılması ve o geri zekalı ergenin aile ekonomisini skip atması..
    ağzına ağzına vuracaksın otur yerine..

    3 senedir aynı telefonu kullanıyorum, ekranı defalarca kırıldı, bir iki kere yaptırdım en sonunda canım sıkıldı, bir kaç kere şarj soketi değişti ve android sürümü güncelleme almıyor..
    periscope izleyemiyorum, pokémon go oynayamıyorum diye üzülecek değilim..
    bana ne..
    hatta ben bu telefon ile forex'te para kazanıyorum, iş alıyor iş veriyorum..
    gayet memnunum..

    görgüsüz diyemem direk o size kalmış ama çok gereksiz ve bana göre para israfı yapıyorsunuz..
  • olaya bu yonden bakarsaniz sonu gelmez bu tarz onermelerin. bir yemege 300 lira verenle baslarsiniz, bir telefona 4bin lira verenden devam edersiniz, 10 saatlik ucusa 10bin lira veren, bir arabaya 300bin lira veren, bir eve 5milyon lira veren diye ustune koya koya gidersiniz.

    bence olaya dunyada ayni telefon uc assagi bes yukari x liraya satilirken, turkiye'de neden 2x fiyata satiliyor yonunden bakmak lazim. bunun da sebebei vergi. uretimin olmadigi, betondan gayri dogru duzgun sanayinin olmadigi ulkede devletin carklarinin donmesi icin halki bu sekilde ..kiyolar. alan razi, veren razi olduktan sonra denecek bir sey yok.
  • maalesef görgüsüzlüktür. öncelikle belirtmem gerekir ki -tartışma da bir trik olarak sunulan- zengin fakir skalasında orta sınıfta bulunuyorum. yani cihazı rahat bir şekilde edinebilirim, düzenli olarak da değiştirebilirim.

    gelelim konumuza.

    sorun bir ürünün 4000tl olması değil, amerika'da 700 dolar olması hiç değil. sorun insanların bu cihazı bir "zenginlik nişanesi" olarak görmesinden kaynaklanıyor. birçok insan bu ürünü "çok kaliteli abi ya" diye almıyor. ürüne masaya koyacağı araba anahtarı ve marlboro paketinin altına yapacağı altlık olarak bakıyor. veya otobüste eline aldığı zaman tüm dikkatin o cihaza odaklanması için cihazı satın alıyor. yani bizim ülke insanının kronik problemi "gösteriş merakı" burada da kendisini gösteriyor. sen "zengin imajı" yaratmak maksadıyla gösteriş tutkun ve özenti hislerinle bunu satın alıyorsan -ki bahsettiğim şekilde ülke halkının çoğu- net görgüsüzsün. bakıyorsun memur adam aylık maaşının bile üstünde olan bu ürünü satın almaya çalışıyor. asgari ücretli adam kredi çekiyor, borca giriyor yine de bunu ediniyor. sistem falan zırvalamaya gerek duymuyorum, modernitede gelişen gösteriş algısı ve şark toplumunun ihtişam hisleri (bkz: osmanlı sarayları) (bkz: aşiret düğünleri) toplumu buna itiyor. şimdi bu tuzağa düşen adama ben görgüsüz demeyim de ne diyeyim?

    zengin adam alsın, hatta 2 tane alsın yedek telefonu yapsın. ancak orta direk aileler bu telefonların taksidini ödemek için sabah 8 akşam 6 mesaide kafa patlatmasınlar. ayrıca yazarın değindiği fight club benzetmesi gerçekten isabetli. toplum eleştirisi yapıp bu parayı bu cihazlara vermek için esek gibi çalışan insanlar görgüsüzlükte tavan yapıyorlar.

    soran olmadan not olarak ekleyelim: telefonum lg g3. daha iyisini alacak param da var imkanım da. bozulana kadar değiştirmeyi düşünmüyorum. 1,5 yıllık seviyeli bir ilişkimiz var kendisiyle.
  • (bkz: ne sövmüşler lan)
    allahtan üç bin dörtyüze aldım.
  • bu işi fakirler yapar, 4000 liraya statüsünü yükselttiğini sanır, mutlu olur, olsun eyvallah...

    ama bizim ülkenin zenginleri de bu görgüsüzlüğü yapıyor o çok sakat işte...
hesabın var mı? giriş yap