• birinin hayatından çıkmaktan çok çok farklıdır.

    ya zaten karşı tarafın hayatında hiçbir şey ifade etmiyorsunuzdur ve sizin çıkışınız o kadar alakadar etmiyordur ki onu, çıkıp gitmişsinizdir ama onun ruhu bile duymamıştır ya da bir zamanlar hayatınızda o kadar önemli bir yere koymuşsunuzdur ki karşı tarafı onun hayatından ancak sessiz sedasız çıkmanız gerekmiştir ve hayata geçirmişsinizdir onu.

    ya en tepede ya da en diptesinizdir bunu yaparken, arası yoktur; ya kusursuz bir sessizlikle gidersiniz ya da zaten kusursuz bir umursamazlıkla gönderilmişsinizdir.

    en kötüsü de bunu yaptıktan sonra yaşanmışlıkların peşinizi bırakmaması ve yaşadığınız özlemdir. eliniz gider, aklınız gider, kalbiniz gider ama siz geri gidemez ya da bir zamanlar gitmemesini istediklerinizi geri getiremezsiniz.
  • sessiz sedasız ya da bağırarak çekip gitmek hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. her türlü gitmek zorunda kalıyorsanız eğer ve karşıdaki kişinin umrunda bile değilseniz nasıl gittiğinizin de umrunda olacağını sanmak biraz aptallık oluyor bana göre. sessiz bile olsa önemli olan gitmeyi başarmaktır bence. sizi bu kadar umursamayan birinin hayatından çekip gitmeyi becermek insanın kendisiyle en gurur duyması gereken anlardan birisidir. umursanmadığınız yerde ne olursa olsun durmayın. çünkü o kişinin umursadığı bir başkası mutlaka vardır. bazen kırıp dökmeden, gururunuza sarılarak gitmek en güzelidir. kimse umursandığını bildiği bir ilişkiden sessiz sedasız çekip gitmez. insan bunu yapıyorsa mutlaka bir nedeni vardır.

    edit: bir yerlere not ettiğim alıntı sanırım bu duruma en çok yakışan şeylerden birisi "hiç kimse durduk yere kendi kabuğuna çekilmez, bunu tetikleyen bir neden mutlaka vardır. hafif bir rüzgara bile kaygı duyan insanlar dayanma gücü aşıldığında fırtınalara gülümsemeye başlar. zamanın şakası yoktur, vaktinde gerçekleşmeyen her şey insanı umursamaz yapabilir."
  • yusuf hayaloğlu güzel özetlemiştir;

    gürültü yapmam derinden
    parmaklarım üzerinden
    su gibi akar giderim..
  • kendimden biliyorum balık burcu karakteri bunlar hep ;)
  • kendim istiyorsam çıkmayı casper olur uçarım da, bir haksızlık neticesinde oluyorsa bu durum bırak sesi sedayı israfil sura üfledi sanılacak boyutta bir gürültü ile terk ederim meydanı.

    maksat içimde kalmasın. gece yatakta aklıma gelip de kafamı meşgul etmesin. sonrasındaki vaktim değerli olacak zira. üç kuruşluk insanların peşinden dertlenecek kadar ucuz değil.
  • hatta ayakkabılarımı elime alıp, parmak uçlarıma basarak fıymak istiyorum ama ne mümkün. bu akrabalık ilişkileri hiç bana göre değil. mevcutları varken bir de evlilik yoluyla ekleniyorlar. vay anasını ya. sonra kaç kaçabilirsen :(
  • burada önemli olan iki durum var bence;

    * sen sessiz sedasız çıkıyorsan ve bu hayatından çıktığın kişi için de sessiz ve sedasız oluyorsa iyi bir karar vermişsindir. çünkü zaten bir anlam ifade etmiyorsun.

    * sessiz sedasız çıkışın senin için sessiz hayatından çıktığın kişi için derin bir anlam ifade ediyorsa işte bu konuşulmaya değerdir.

    sessiz sedasız gidişinin ardında bıraktığı çöküşü göz ardı etmek tam bir vicdansızlıktır. gideceksen geç karşısına ve gideceğini anlayacağı dilde söyle.
  • kaçmak değil ama sessiz gitmek en güzeli. parçalamadan, kırıp dökmeden.
    ve pek tabii kötü söz söylemeden. efendi efendi gitmek iyidir.
  • inancını kaybettigin o kişiye karşı yapılan en insanca davranıştır. çok severim dağıtmadan kırmadan vazgeçmektir...geçerim de
  • sessiz sessiz uzaklaşmak yerine, güzelce veda et. ne oluyor buna, neden gitti diyeceğine bilir ki gitmek istiyorsun. he tabi sen gitmek istediğini kendine söyleyecek kadar bile cesur değilsen aslında kendinden kaçıyorsun sessiz sedasız.
hesabın var mı? giriş yap