• biraz gereksizcene bir film. the constant gardener gibi taze bir örnek varken, john le carré varken, doris lessing varken, albert camus varken, kime ne leo ve jen'in aşk hikayesinden, tellerin çift tarafında geçen duygu sömürüsünden, di mi ama edwardcığım*?

    edit: daha sonradan filmin, insanlarda belli bir duyarlılık yarattığını gözlemlemiş, bu konudaki başarısını takdir etmiş bulunmaktayım. filmle ilgili hissiyatım değişmediyse de, manzaraları unutamadığımı da belirtmeden geçemiycim.
  • izlenebilir bir film izleyecek olanlara ama politik gozukup tarafli sekilde savunucu rol ustlenen bir film oldugunu dusunuyorum...

    --- spoiler ---

    gazeteci hanimimizin "eger bu elmaslarin nasil yapildigini bilselerdi, amerikali hicbir genc kiz nisan yuzugu istemezdi" gibi bir laf soyleyerek o ana kadar "ulen beyaz adam geldi afrikayi rezil etti" mantigindan bir anda gozumde propoganda halini alan film. ya hersey iyi guzel de nasil boyle bi laf eklenebilir ki herhangi bir filme. tamam amerikalilar aptal deniliyor ama bu kadar da aptal olamaz heralde gazeteci olup da sagda solda savas muhabirligi yapan bir genc amerikali kizcagizimiz degil mi? sonucta dunyada olan biten tum savaslari bir petrol firmasi, bir elmas firmasi, bir tarihi eser koleksyoncusu, bir altin firmasi cikartmiyr ya? nedir herseyi bir firmanin sucu gibi gostermek? sen oca ulkenin bunun sirtindan beslendigini goremeyen bir dunyada mi yasadigini saniyrosun ey holivud sinemasi? ne diyim? bir de "buralarda ilk siddeti belcikalilar baslatti" seklinde repliklerle sanki tek sebep belcikaymis gosterisi yapilmazki... yani bu kadar mi aamerikan ve de ingiliz hukumetlerini temizleyici bir tavir takinabilir bir film bilemiyorum...

    sevki yilmaz mode on seklinde "hadi ordannnnnnnnnn! hadi ordannnnnn! hadi ordaaaannnnnnnn!" diye bogurmek istiyorum filmin tumune ...

    --- spoiler ---
  • cok etkileyici bir film. insanin gözüne sokuyor gazetelerde, tv reklamlarinda bir kac dakika gösterilen afrika daki ic savaslari, fakirligi, yoksullugu, vb sorunlari 2 saat boyunca. bu yönüyle cok etkileyici. insanin insana yapabilecegine, yaptirabilecegini ve bizim ne kadar sorunsuz bir hayat sürdügümüzü güzlce islemis ve böylece amacina ulasmis sayilir.
    bunlari bilmiyormuyuz? biliyoruz, okuyoruz cünkü ama bu kadar siddetli hic görmemistim. bir dergide okumustum cocuklarin ellerine silah tutusturuldugunu ve savas yaptiklarini, ama okudugum gibi hafizamin bir kösesine birakmisim. bu film bana bunun ne kadar yanlis oldugunu gösterdi.
    gün icinde iyilik diye yaptiklarimizin aslinda ne kadar safca davranislar oldugunu güzelce anlatiyor.
    yönetmen sürekli aksiyonu yüksek tutarak bizi koltuklarda kasiyor. aciyorsun, göz yasi döküyorsun, sinirleniyorsun....eee tabi hollywood klasigi ask olmadan olmaz, birazda romantizm katmislar. diger entry lerde söylendi ama bende yazmak istiyorum leonardo dicaprio kocaman adam olmus, kas yapmis, tüyleride cikmis, ve bence kabiliyetini daha da iyi satabilecegi bir olgunluga gelmis. piyasadaki en iyi aktörlerden biri oldugunu, ve oscar i hak ettigini tekrar kanitladi herkeze* .

    --- spoiler ---
    mr. vendy nin oglunu buldugu kampta o cocuklari egiten adama elindeki kürekle girisi, yüz ifadesi, bir erkegin ailesine zarar verildiginde onu ne denli kiskirtabilecegini acayip derecde hissettirdi. ben tirstim filmden cikip bizede saldiracak diye.
    --- spoiler ---

    tanri afrikayi coktan terk etti.
  • eşimle birlikte "aptal bir taş üzerinde ne dolaplar dönüyor" diye konuşmaktan çok aslında kendimizin ne kadar aptal olduğumuzu hissettiğimiz filmdir.

    (bkz: tek taş)

    bundan sonra her pırlanta yüzük gördüğümde o taş için öldürülen veya sakat bırakılan çocuklar gelecek aklımıza.
  • aksiyonun hakkının sonuna kadar verildiği bir sömürge filmi. bu elmaslardan küçücük birinin değerinin kaç afrikalının hayatına eşit olduğunun bilinmesi onların satışını nasıl etkiler bilinmez. kızlarımızın tek taş hayalleri nereye varır ya da erkekler tarafından yapılan jestler daha ne kadar daha devam eder acaba...
    dünyanın ne kadar haksızlıkla dolu biyer olduğunu ve nietzche'nin tanrısını öldürmekte* ne kadar haklı olduğunu bize gösteren bir film. izledikten sonra bazı şeylere kayıtsız kaldığınızdan dolayı kendinizi suçlamamak kaçınılmaz.
  • lord of war,syriana tarzı son dönem sosyal kaygılı filmlerin bence en güzeli. di caprio zaten yeterince aşmış kanımca. (tabi di caprioda bi ten ten tadı yakaladım oda ayrı)
    kinyas ve kayra'yı okumuş olanlar bu filmden ayrı bi tad alacaklardır.

    aksan (boer aksanlı ingilizce) güzel,ortam güzel,aksiyon güzel,ee mesajı da güzel, daha ne olsun.
  • caprio'ya hayran olunan, savasin her türlüsünden nefret ettiren bir film, pirlanta seven biri olarak, dusundum, irkildim; ama filmin sonunda da dediği gibi, elmasların kansız olması tuketicinin elinde, dolayısıyla mustakbel kocalara dusen kansızını bulmak.
  • bebek yüzlü aktör etiketinden fena halde siyrilmis olan leonardo di caprio ya sapka cikarilacak bir film. super aksan yapmis. film zaten guzel. izledikten sonra bilumum kadinlarda gorulen elmas yuzuk saplantisinin biraz olsun azalacagini umdugum film ayni zamanda.
  • bu filmi izleyeceklere aşağıdaki bilgiler faydalı olacaktır.

    (bkz: ruf)
    (bkz: conflict diamonds)

    ve free range graphics tarafından 2001 yılında hazırlanmış mükemmel bir flash animasyonu.

    http://www.amnestyusa.org/diamonds/diamond.html
  • insanın irkilmesine ve bir an kendi kendine nasıl bir dünyada yaşadığını düşünmesine neden olan bir film,gerçi filmin yapım şirketinin warner bros olduğu düşünülürs,e filmin konusu itibariyle yapımcı şirketin bulunduğu ülkenin ne kadar çeliştiği tartışma konusu olabilir ,ama bu filmin içerisnde olayların londra'da geçtiği ve unicef'in afrika'ya yardım götürmesinin filimde konu edilmesi, filmin bir "günah çıkarma"dan daha çok, olayda amerika'nın suçsuz olduğu kanıtlanmaya çalışıldığını izleyenlere düşündürmektedir.filmi tüm bu politik düşüncelerden sıyrılarak yorumlarsak , film, konu ve oyunculuk itibariye son zamanların en iyi filmlerinden biri ve bence oscarı almaya da en yakın aday.oyunculuklarda da leonardo di caprio dikkat çekici , artık titanic'deki genç kızların sevgilisi ve bebek yüzlü oyuncu imajıdan çok uzak bir yerde karşımıza çıkmakda ,tabir-i caizse kendini aşmış,zaten bu değişimini bir önceki filmi "köstebek"'de de fazlasıyla göstermişti,ama filim izlettiren oyunculuktan daha çok,filmde verilemesi istenen tema :ne yazıkkı yaşadığmıız çağda hala pek çok üçüncü dünya ülkesi "tanrinin çoktan terk ettiği " yer konumunda, bunun en büyük nedeniyse o ülkelerde rant peşinde olan kapitalist diğer ülkeler ve bu zengin olma düşüncesi orada yaşayan halkın en çok da masum çocukların vahşetine neden oluyor.
hesabın var mı? giriş yap