• kapandığını aylar sonra öğrendiğim, ortaokul yıllarımın alametifarikası olan müzik dergisi. belki yaşları benden büyük bazı yazarlar gibi 7+ sene takip etmedim ama en az dört beş sene okumuşumdur ben de blue jean'i.
    ilk alma sebebim mahalledeki arkadaşlarımla poster avına çıkmış olmamdı, on-on bir yaşlarındaydım galiba. tasarımıyla, yazılarının kalitesiyle diğer müzik dergileri arasında göze çarpıyordu. ben de bakkala gidip her ay almaya başlamıştım. tüm yazıları okuduğum, her yazarı gugılladığım, bahsedilen her şarkı ve her grubu oturup dinlediğim bir ritüelim de vardı. saatlerce oturup bahsedilen şarkıları, albümleri dinlerdim yav. üşenmeden hem de. müzik zevkimin oluşturan birinci etken bu dergidir. (ikincisi de onbir yaşındaki bana "the doors çok kaliteli gruptur bak, the doors dinle" nasihatinde bulunan beş numaralı servisin şoförü ali abi) doğu yücel, çağlan tekil falan idollerimdi. gazeteci/yayıncı olma hevesimin tek sebebi onlardır işte.
    dergiye gönderdiğim mesajın yayınlandığı günü hatırlıyorum ya, nasıl mutlu olmuştum, evin içinde koşup duruyordum. sonisphere festivalinin haberini de ilk o dergiyi okurken almıştım. ah be hüzünlendim bak, resmen hayatımın bir dönemini yansıtmış blue jean.
  • bu yılın başında üç sayı denenip vazgeçilen yeni formatı bence fikir olarak iyi, uygulamada kötüydü. popüler bir konuyu al, ana öğe yap (star wars, seksenler, mustang), konular iyiydi. ilgi çeken bir konuda az bilinen ya da etkileyici fotoğraflar bul. yazarlar o ayın konusuyla ilgili kişiselleştirilmiş yazılar yazsın. elif key iyiydi yazar kadrosunda. ana konunun işlenişi iyiydi. geri kalan yazılar vasattı. popüler isimlerin yazdıkları iyi olsa farklı olabilirdi. özel dosyalar, film, dizi, kitap incelemeleri, süper bir şarkıyla ilgili birilerinin anıları olsa da iyi olabilirdi belki. belki de olmazdı. bir zamanlar tempo fena değildi, şimdi sadece kadınlar için çıkıyor. haklılardır belki, ülkede dergi okunmuyordur. iyi de olsa tutmayacaktı belki.
  • bir neslin favori müzik dergisi. hatta müzik kültürlerini şekillendirmiş; belki de çoğunun geleceklerine dokunmuş dergi.
    kendisi benim hayatıma -belki farklı bir jenerasyondan olduğum için- o kadar dokunamadı ama sonuçta ilk takip ettiğim müzik dergilerindendi. dergi reyonunun önüne gittiğiniz zaman eğer aradığınız şey bir müzik dergisiyse, kendisine elinizin gitmemesi imkansızdı zaten.

    bitmesi en çok üzenlerden.
    (bkz: türkiye'de müzik dergisi kalmaması)
  • sınırlı yabancı müzik bilgimin kaynağı ergenlikte okuduğum blue jean dergileridir. hiç unutmadığım detaylardan biri; her ay bir gencin odasının tanıtıldığı köşede, sayılardan birinde birisinin odasının duvarında city of angels filminin afişi bulunmaktaydı. hatta oda sahibinin yüzünü yastıkla kapatmış bir pozu vardı. bazen düşünürüm acaba o afiş hala orada mı, noldu sonra ona? o kişi (sanırım genç kızdı) burada yazar mıdır?
    unutamadığım detaylardan biri ise yazarlardan biri olan ayhan abayhan'ın, muse türkiye geldiğinde grupla yaptığı röportajıdır. o zamanlar okuduğumda matt bellamy ile sıkı bir flört olayına girmiş olduğunu düşünmüş, grup döndüğünde 'ya matt kesin tekrar ulaşmaya çalışır, çıkar bunlar' diye kısa bir hayal kurmuştum. tabi şimdi kate hudson ile evli, nereden nereye..
  • bir zamanların efsanesi. rock, metal, rap, pop gibi kimi müzik türlerine yer verir, o yıllara göre gerçekten kaliteli bir çizgi izlerdi. verdiği hediyeler de o yıllarda bizi mutlu ederdi. posterler, kitapçıklar, kasetler. rock köşesinde doğu yücel vardı, rap köşesinde tunç dindaş. yayın yönetmeni olarak kutlu özmakinacı'yı hatırlıyorum. rock, pop ve rap kültüründen de geniş bir yelpazeye ışık tutuyorlardı. derginin son sayfalarına doğru tanışma sayfası vardı hatırladığım kadarıyla. millet ''selam ben bayburttan berkut. backstreet boy, n sync, blue dinliyorum. kaykay yapmayı çok seviyorum. tanışmak isteyenler mail atsın. bayburtluberkut@yahoo.com'' gibi iletişim ağı vardı. bir dönem hediye olarak müzik gruplarının veya müzisyenlerin şarkı sözlerinden oluşan kitapçık veriyordu. dergiyi ilk açınca içinin o kokusu bile bugün hala burnumda tüter. gerek elimdeki blue jean sayılarını, gerek verdiği kimi hediyeleri uzun yıllar sakladım. sonra akıbetleri ne oldu hiç bilmiyorum. ama güzel dönemlerdi. yabancı müziğe olan ilgimize yaptığı katkılardan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. iyi ki böyle bir dergiyi tanımışız.
  • imal malzemesi osmanlı topraklarında üretilmiştir. osmanlı devleti'nde izmir'de üretilen ve avrupa'ya ithal edilen beyaz ve mavi renkte kalın pamuklu kumaştan mamüldür. osmanlı devleti, tekstil sanayiinde 15. ve 16. yüzyılda avrupa'da lider bir konumdaydı. bursa'da o tarihlerde 1000 kadar dokuma tezgahının mevcut olduğuna dair kayıtlar vardır. buna karşın batı avrupa'da pamuklu tezgahları, 17. yüzyılda kurulmaya başlamıştır.

    osmanlı'nın fransa'ya ithal ettiği mavi kalın pamuklu kumaşları, fransa da ispanya'ya satmış, ispanyollar da bunları amerika'daki kolonilerinde çalışan kölelerine giydirmek için oraya yollamıştır. bu kumaşlar, amerika'nın güney eyaletlerinde pamuk tarlalarında çalışan siyah köleleri giydirmek için kullanılmış, kendilerini emekçi sınıfa yakın hisseden solcu gruplar yoluyla da önce amerika'da sonra da bütün dünyada popüler olmuştur.
  • chester bennington'ın intiharı sonrası aklıma düşmüş dergi. ay başlarını şimdiki gibi maaş için değil blue jean için beklediğimiz ergenlik dönemleri.

    her ay muhakkak önemli müzisyenlerle yapılan röportajlar, albüm değerlendirmeleri, alternatif müziklere ayrılan özel sayfalar -rap, metal vsr.- ve tabi ki posterler. bi' ara odamın bir duvarı tamamen dönemin rapper ve rockerlarının posterleriyle çevriliydi. bu poster işini öyle bir abartmıştım ki salsa, trendy hatta cosmo girl'ü bile verdikleri posterlere göre alabiliyordum.

    güzel günlerdi. chester'ın ölümü sonrası daha bi' hatırlar oldum.
  • sözlükteki metallica efsane midir değil midir tartışması sonucu aklıma gelmiş olan müzik dergisi. rock, pop, metal, hip hop, r&b, country her yol müzik türünden haberler, fotoğraflar, incelemeler yer alırdı. çok şey kazandıran bir dergiydi ergen bünyeye.
    ayrıca şarkı sözlerini koydukları sayfalar aman tanrımmmmmmm bakmaktan eskitirdim. emeği geçenlere teşekkürler ulan.
  • (bkz: halil inalcık)'a göre bilinenin aksine blucin kumaşının anavatanı abd değil türkiye olduğunu söyler. inalcık'ın söylediklerine göre 15 ve 17.yüzyıllar arasında denizli ve akhisar bölgesinde yetiştirilen pamuklar sonrasında hindistan'dan gelen mavi boya ile boyanmaya başlandı. daha sonra izmir'e getirilen bu mavi malzeme yani denim ilk olarak fransa-marsilya'ya ihraç edildi. buradan ispanyollar kumaşı amerika'daki kolonilere götürür ve afrikalı kölelere giydirir. amerika ise bunu bir sanayiye dönüştürüp blucin yani bizim deyişimizle kotun üzerine yatar.
  • ülkemizde bir smash hits veya billboard dergisi olmadığından yıllarca bu dergilerin haberlerinin türkçe versiyonuyla gündemimizi meşgul etmişti. haklarını yemeyelim güzel işler yaptı. fakat rock müziğine duruşlarını sevmedim. varsa yoksa new kids on the block ve türevleri haberlerinden gına gelmişti. yinede özlüyorum onları. bir dönem iyi yazarlarıda içinde barındırmıştı.
hesabın var mı? giriş yap