• iki kulağa da ses verenlerine dual bluetooth headset deniyor ve fakat böyle bir ürün nokia veya başka bir telefon için çıkmadı. nokia'daki yetkili ile aramızda şöyle bir diyalog tezahür etti.

    (aralık 2004)

    - iki kulağa da ses veren stereo bluetooth headset var mıdır? varsa kaçadır?
    - biz ona dual bluetooth headset diyoruz!
    - kaç para?
    - henüz bu ürün çıkmadı, çıkınca sizi bilgilendireceğiz, iyi günler

    madem çıkmadı, niye ukalalık ediyorsun sayın nokia dombilisi??
  • hala sıçmık olan teknoloji.

    özellikle kalabalık yerlerde, telefonunuz pantalon cebinizde, çantanızda vb. yerdeyse adam gibi ses almayı unutun. sürekli kesinti, sürekli bağlantı kaybı yaşayacaksınız.

    ucuz kulaklıkların ses performansı fena değil, en azından iyi olanları var. ama kaliteleri yerlerde sürünüyor. en benim diyen 1 yıl dayanıyor. ses bağlantı problemi illa ki çoğunda oluyor, bağlantıda ses görüntü lag'i mevcut olan modeller var. millet şarj süresine bakmadan alıyor, sonra da şarjım 3 saatte bitti diye ağlıyor. oysa kutunun arkasına baksa en fazla 4 saate kadar müzik çalabildiğini görecek. özellikle az biraz bilnen markalı ama ucuz modellerde şarj durumu berbat. aynı fiyata 8-10 saate kadar çalabilenler var, az biraz araştırın.

    bluetooth 5.0 pazarlaması yapılıyor şu günlerde; saçmalık. bluetooth 5.0 özellikli bir kulaklık sahibi olunca, daha uzak ve daha hızlı/net bağlantı yapıyor olmayacaksanız, eğer kaynak cihazınız (telefon, bilgisayar) da bluetooth 5.0 değilse. adamın telefonu 4.1, 5.0 alınca çok daha iyi olacağını sanıyor, sanmasın.

    bir de bluetooth codec'leri var, sbc, aac, aptx, aptx hd vs.. (berbattan iyiye sıraladım) sürpriz, gidip aptx hd özellikli kulaklık alınca daha iyi ses almayacaksınız, eğer ki cihazınız da bunu desteklemiyorsa. örnek: apple ios, sadece sbc ve aac destekler; yani iphone'nunuz var ise aptx uyumlu bir kulaklıkta aptx özelliğini kullanamazsınız.

    ha aralarındaki farkı hisseder misiniz? 200 liralık kulaklıkla nereye hissediyorsunuz yav, olur mu öyle şey.

    ha, bunların çözümü yok mu? var. gidip alıyoruz, 2000 lira bandının üstünde, kafa bantlır kulaklık, kulak üstü olur, kulak çevresi olur; tüm problemlerimizin %100'üne değilse de, çoğuna çözüm oluyoruz.

    ama şu telefon cepteyken, çantadayken, kalabalıkta kopma mevzusu var ya, en pahalı kulaklık bile yaşatabiliyor onu, bok ediyor müzik zevkini, sikeyim öyle teknolojiyi.
  • son 1 aydır heves ettiğim ama sonunda beni "kabloludan başkası yalanmış" noktasına getiren sözde hayat kolaylaştırıcı ama gerçekte baş belası... önce ucuzuna kaçtım teknosa'dan preo marka olanını aldım... 1 haftada 2 kere değişime gitmek zorunda kaldım çünkü kutu üzerinde "5 saate kadar müzik keyfi" yazarken kendisi aralıksız dinlemede 1,5 saati aşamıyordu... evden çıkıp metroya binip kızılay'a gidiyordum, iki mağaza baktığımda "bluk bluk" diye ötüp bitiyordu baş belası... dur dur hemen vurma sevgili ekşici, evet ben de öyle dedim zaten... "acaba ben ucuzcu bir cimri olduğum için mi geldi bunlar başıma" derken dünyanın en iyi ilk 3 markası içinde olan hatta belki en iyisi olan jbl kulaklıklara yöneldim... ama bu sefer önce güzel bir araştırma yapmak istedim gel gör ki bu dandik preo'da yaşadığım tüm sorunlarla ilgili tüm şikayetleri internette okudum... sony, philips, jbl filan hikaye... preo'da birkaç hafta veya ay içinde baş gösteren şeyler en iyi markalarda 1 senede filan baş gösteriyordu, tek fark buydu...
    interneti aç ve kullanıcı yorumlarını oku bakalım...

    şarj olmuyor, şarjı çok az gidiyor, ikide bir müzik kesiliyor, bluetooth'u görmüyor vs vs... uzar gider bu liste... garanti kapsamında olduğu halde firma veya mağaza terörüne uğrayanlar, umudu kesip "şikayet var" sitesinde ağıt yakanlar, zılgıt çekenler filan gırla baktım ki... bir kulaklığa 300 ile 1000 lira arası para verip dert sahibi olmuşları da görünce iyice tiksindim kendisinden... kısacası dertsiz başına dert almak isteyenler için kusursuz bir teknoloji bu bluetooth kulaklık... dileyen alsın uğraşsın... ben sonunda jbl'in kablolu olanından bir tane aldım ve şu an yatağımda okşayarak "seni bir daha hiç bırakmayacağım, değerini çok iyi anladım canıms" diyerek okşuyorum kendisini... teknoloji çok güzel, nimetlerinden faydalanmak zevkli ama gel gör ki bu bluetooth kulaklık siki hiç de öyle bir şey değil... telefonla konuşmak için olabilir ama asla uzun süreli müzik için uygun bir teknoloji değil...
  • koşarken ve bisiklete binerken yani açık havada dışarda bir fiziksel aktivite yaparken kullanılmasını önermediğim ürünlerdir.

    çevredeki sesleri dinlemeniz lazım bisiklete binerken, müzik değil. bir tehlike anında görüntüden önce ses gelme ihtimali yüksek.
  • kablolu kulaklık gibi değildir. ucuzu iş görmez. ses kopar, bağlanmaz, bataryası dayanmaz.... ya hiç almayacaksın, ya da iyisini alacaksın.

    ben iphone ile birlikte beatsx kullanıyorum. kulaklığın içerisinde apple çipi olduğu için açar açmaz bağlanıyor ve 10m uzaklaşsanız bile kopmuyor. üzerinde yazan batarya süresi 8 saat, ama gerçekte temiz 5 saat gidiyor. ayrıca batarya sıfırken 5dk şarj ederseniz 1 saatten fazla kullanabiliyorsunuz (üzerinde yazan 2 saat). diğer beats kulaklıklar kadar abartı bas yok, daha dengeli bir sesi var. kulakiçi arayanlara öneririm.

    kulak üstüne geçerseniz, bose quietcomfort 35 ii denedim, ses kalitesi çok iyi. ayrıca gürültü kesme özelliği var ve çok başarılı.
  • bakınız, her kim ki "ben bt kulaklığımla bağlantı problemi yaşamadım, şans işi hebe hübe" diyor. biliniz ki ya teknolojiden zırnık anlamıyor, ya evinden dışarı adım atmıyor, ya da yalan söylüyor.

    bluetooth teknolojisi gereği hala ucuz ve boktan bir iletişim kanalı.

    özellikle kalabalık yerlerde (havalimanı, vapur, otobüs vs) bt bağlantınızın, eğer cihaz kıç cebinizde, çantanızda falan ise, kopmamasına, sekteye uğramamasına imkan ve ihtimal yok. niye? elektronik şans işi olduğu için mi? hayır. çünkü sikik bluetooth teknolojisi böyle.

    nasıl oluyor da oluyor diyorsanız şunu okuyunuz:

    bluetooth uses the 2.4 gigahertz frequency to communicate with other devices. this frequency and a few others are referred to as the ısm band, for ındustrial, scientific and medical devices. this is the spectrum that baby monitors and cordless phones all use. ıt's also the same frequency fluorescent lights and microwaves emit. these frequencies don't require devices to have an fcc license to operate on them. this makes the band attractive to manufacturers because they don't have to deal with the fcc. because of this, the ısm is brimming with devices. and they all interfere with your bluetooth devices.

    yani bu ne demek biliyor musunuz? örneğin havalimanında, kalabalık bir gate'de, yemek büfesinin yanında bekliyorsunuz ve cep telefonunuz çantanızda. (örneği yaşadığım için veriyorum) düzgün müzik dinlemeniz im-kan-sız! çünkü etraftaki wifi bağlantıları, gate'i aydınlatan florasanlar, yer personelinin telsiz telefonları, biraz ilerideki xray cihazı, büfede kullanılan mikrodalga, en önemlisi etrafınızdaki yüzlerce insanın bluetooth açık telefonları, sizin düzgün kablosuz iletişim almanızı engelleyecek.

    bunun marka ile de ilgisi yok. sony olunca çok süper olmuyor. bakın daha süperi bose ne diyor:
    merhaba ben bose
    "having the bluetooth device in a back pocket, bag or a backpack could cause loss of connection"

    yanisi, öyle. ucuzundan, pahalısına bir sürü bluetooth kulaklığım var. şu kopma sorununu yaşamadığım model olmadı. olmaz da. bluetooth'un olayı bu çünkü.

    ha, gidip akşamın 10'unda spor salonunda, benchpress'in yanına telefonunu bırakıp müzik dinleyince "kopmuyor kardeşim benimki" diyen ya da yan odaya geçip "hani kopmadı ki kopmadı ki" diyen cühela da gelip itiraz etmesin bi zahmet, bir daha okusun yazdıklarımı.

    edit: git kaliteli kulaklık al diyen moron, gir sennheiser hd 4.40bt başlığının ilk entry'si kime ait, bi bak.
  • adamakıllı doldurulmaya ihtiyaç duyulduğunu düşündüğüm kablosuz teknolojili kulaklık şeysi.

    öncelikle, ne kadar iyi olursa olsun kablolu ile aynı ses kalitesini unutun. odyofilleri bu ilk maddeyle kenara alalım.

    hiçbir fikriniz yoksa adı sanı duyulmamış markalardan kaçının, biraz araştırmadan almayın. rezil olursunuz.

    kulaklığı seçerken ilk bakmanız gereken şey, kullandığı teknoloji olmalı. bunları da hiç uzun uzun yazmayacağım ama çok kısaca, android kullanıcısi iseniz aptx, iphone ise, aac desteklemesi, olmazsa olmaz, en önemli konu. niye? hani, asla kablolu ile aynı ses kalitesi olmaz dedik ya, hah işte onun için. bu teknolojiyi desteklemeyen kulaklıklarda sesin iyice çamur olduğunu fark edeceksiniz. aptx ile, cd kalitesinde müzik dinleyebilirsiniz. bu da çoğu standart kablolu kulaklıktan aldığınız müzik kalitesine bir hayli yakın. bu teknoloji sayesinde çoğunuz, farkı anlamayacaksınız.

    bluetooth teknolojisi en az 4.1, tercihen 5.0 olmalı ama 5.0 henüz çok yaygın değil. o yüzden 4.1 almaktan da çekinmeyin. sinyal mesafesi fena değil. zaten asıl mesele o parçanın ne kadar kaliteli olduğu.

    sık kullanacaksanız, telefon görüşmeleriniz için de lazım olacak. dolayısıya, bakmanız gereken bir diğer husus da cvc gürültü önleyici. yine bu da sesinizin daha net gitmesini sağlayacak ve kablosuz kulaklık mikrofonundan konuşan kişilerin bilmediği ancak dinleyen kişinin farkettiği o yapaylık veya cızırtı vs. neyse hissedilir ölçüde azalmış olacaktır. anc ile karıştırmayalım. o müzik dinleyenin dışarıdan gelen gürültülere karşı korunması ile ilgili.

    true wireless türündeki kablosuz kulaklıklardan uzak durmanızı tavsiye ederim. en azından şimdilik. o teknoloji henüz çok yeni ve pil ömrü ile ses kalitesi yerlerde sürünüyor bazı en iyi modellerde bile.

    kulaklığı takıp son ses müzik açıp, güneş gözlüğünü de takıp mal mal dolaşmayın. etrafınızın farkında olun biraz. kendi iyiliğiniz için.

    marka model soracaklar için şimdiden birkaç şey yazalım: jbl, bose vs bu markalar fena değildir ancak benim kişisel tavsiyem bambaşka olacak:

    çok yükseklere uçmadan, kendini az çok kanıtlamış belli başlı çinli üreticilerden (kz, phb, trn gibi) beğendiğiniz bir detachable (yani kablosu sökülebilir) kablolu kulaklık alın,

    sonra da yine bu markaların birinden, kulaklıklar için uygun girişli bir bluetooth kablosu alın. bunu yaparken de en başta bahsettiğim kriterleri iyi gözetin (aptx filan),

    bu ikisini birleştirin, kullanın işte. alın size mis gibi, sevdiğiniz ses tonlarında (malum, kulaklıkları araştırarak, dinleme keyfinize göre aldığınızı varsayıyorum), aptx desteğiyle ses kalitesi çamur olmadan müzik dinleyebileceğiniz bir bluetooth kulaklık seti. sökülebilir olduğu için, kulaklık veya kablodan herhangi biri bozulduğunda sadece o parçayı değiştirerek servet dökmekten de kurtulmuş oluyorsunuz.

    sonradan gelen edit: bıktırdınız amk. kulaklık modeli, zevk meselesi diyorum, müzik tercihinize göre araştırın, bütçenize göre alın diyorum, ben sadece uygun bluetooth kulaklık çözümünden bahsediyorum; hâlâ "ne alayım?" sorularıyla mesaj yağmuruna tutuyorsunuz. araştırmak, aklınızı ve parmaklarınızı kullanmak ne zaman bu kadar zor oldu? audio technica ath-ls400is alın amk, oldu mu?

    neyse, sakinleştim.. şuraya birkaç kulaklık modeli yazıyorum:

    tennmak pro (2016) - bass
    phb em-023 - mid (ayrıca tizlere hassaslar için ideal)
    kz ed16 - tiz
    revonext qt2 - sub bass

    bt kablo: trn bt3

    yatırım tavsiyesi değildir. yazdıklarım dahil olmak üzere her kulaklığın artıları ve eksileri vardır. neyi sevip neyi sevmeyeceğinizi ben bilemem. yazdıklarımı alıp beğenmezseniz gelip bana ekşimeyin. onun yerine, araştırıp kafanıza yatanı, bütçenize uyanı alın.
  • size de olur mu arada bir? hani yolda yürürken yanınızdan geçen biri size birşey söylemiş gibi gelir... döner, “efendim?” dersiniz ama aslında sizinle konuşmuyordur! siz “efendim” diye sorduğunuz sırada da konuşmaya devam eder ama yine sizinle değil karşısında biri varmışçasına elini kolunu sallayarak, hararetle, boşluğa doğru...
    genellikle bu durumda kalmamın nedeni hala alışamadığım şu cep telefonlarının kablosuz kulaklıkları oluyor. teknoloji biz ona alışana kadar kendi ahlak kurallarını oluşturup o eskilerin âdab-ı muaşeret’ine yeni ekler yapıyor. diyelim ki bir toplu taşıma aracındasınız ve yanınızdakinin telefonu çaldı, eğer telefonu çalan kişi biraz kibar ve (deyim yerindeyse) görgülüyse, en fazla telefonu hemen açıp konuşmak için durumunun uygun olmadığını söyler ve hemen kapatır, hatta üzerine de utangaç bakışlarla özür diler çevresindekilerden. tersi durumu anlatmaya bile gerek yok çoğunlukla başımıza geldiğinden zaten yakından tanırız bu geriye kalanları.
    anneannem ben çocukken sık sık kendi kendine konuşana deli deneceğini söylerdi, ben de saf saf inanırdım. bir de arkadaşım vardı murat, onun kendi kendine konuşmasını daha da garip bulurdu büyükler ama ben içten içe kıskanırdım onun hayali arkadaşını. hayali arkadaşım olmadığı için değil ama murat hep ilginç konular konuştuklarını ve canının hiç sıkılmadığını söylediği için. meğer kendi kendine konuşurken eğer kablosuz kulaklığın diğer ucunda kimsenin görmediği bir ‘hayali’ arkadaş olursa insana deli değil yoğun adam deniyormuş artık.
    bazen bu durumu biraz abartıp caka satmak için telefonda önemli konular konuşuyormuş gibi rol yapanlar da var. tanıdığım ama yakın olmadığım bir arkadaşın başına gelen olay durumun ciddiyetine iyi örnek olur: bu arkadaş –ki adını söyleyip daha fazla utandırmayayım- etkilemek istediği birinin yakınlarında olduğunu farkedince sarılır telefona başlar karşısındakine emirler yağdırmaya. bir de öyle iyi oynar ki rolünü sanırsınız gerçekten de karşısında sinir bozucu, birşeyden anlamayan, hiçbir işi doğru düzgün yapamayan biri var. herneyse, bir gün yine bu tek taraflı konuşması sırasında bu arkadaşın telefonu kulağındayken çalınca bütün foyası çıktı ortaya ve işin daha da kötüsü arayanın etkilemeye çalıştığı kişi olması ve bu yalanın farkında olduğunu anlatmak için bu yola başvurmasıydı herhalde.
    iletişim teknolojileri geliştikçe birbirimizden uzaklaşıyor muyuz ne dersiniz? birbirimize birşey söylemek için artık sadece mesaj yazmak ve hatta bu mesajı da uzun uzun yazmak yerine çoğunlukla bize gönderilse anlayamayacağımız kısaltmalarla yazmak yükselen değer oldu. ses tonunun sıcaklığı, jest ve mimikler belki birgün tarih olur ama o sıcaklık sanırım asla yakalanamaz eskisi gibi.
    yine anneannemin dediği gibi, “insan insana muhtaç...”

    yukarıdaki gibi düşüncelere mahal veren icat.
  • çok güzel bir teknoloji olsada maalesef beyinsiz bir kitleyi ortaya çıkardı.

    yahu iphone’u 3.5mm jack olmadığı için eleştiriyorum, gelen yorum ; kablolu kulaklık mı kaldı yaaee,

    macbook’un kulaklık girişi sağda diye eleştiriyorum, gelen yorum ; kablolu kulaklık mı kaldı yaaee.

    ben kullanıyorum kardeşim . siktiri boktan teknolojiniz umrumda değil , ben kulaklıklarımı şarja takmak istemiyorum . hey allahım, teknoloji bu kadar muhteşemken insanların bu kadar beyinsiz olması ne büyük ironi .
  • artık kabloluları da çıkmış bunların. durun la, mal gibi gülmeyin hemen. kablolu dediysem direk telefona bağlamıyosun. kulağına taktığı alet sadece kulaklık görevi görüyor. bu kulaklıktan yaklaşık yarım metrelik bir kablo çıkıyor ve kablonun da ucunda bluetooth aparatı var. yani sinyaller bu kablonun ucundan verilip alınıyor. böylece beyniniz temcit pilavı gibi pişmiyor bluetooth sinyallerinden.

    bu kadar anlatacağıma şöyle bir görsel koyaydım daha iyiydi;
    http://zomgitscj.com/…8_overview1_white_302x302.png
hesabın var mı? giriş yap