• villa'nın bulunduğu, arjantinin arka paraleli olan sokak.
  • yakindaki sheraton oteline, sokagin ucundaki bir baska otel insaatina, paralelindeki arjantin caddesinin gece ve gunduz trafigine ragmen, ankara'nin en sakin sokaklarindan biri.
  • "boğaz" kelimesi, -yazarın istanbul'lu olmasından mütevellit- tarihi yarımadayı çevreleyen boğazı hatırlatır. ama yalnızca bu değil... aynı zamanda sokak her seferinde, beşiktaş'tan ortaköy'e giden ve kubbesi ağaç dallarından örülü caddeyi akla getirir. o kadar geniş ve işlek olmamasına rağmen boğaz sokak, bilhassa sonbaharda önce kızarıp sonra sarararan, bahar aylarında ise yeşillenen enfes bir görünüme sahiptir.

    sokağın bir diğer ayırıcı vasfı da, tunalı hilmi caddesi'ne yakın olması ve arjantin caddesi ile filistin sokak'ın kesiştiği yerdeki attar sokak tarafından girince, sizi naifçe karşılayan yokuşudur. naifçe diyorum, çünkü ankara'nın dik, kaba ve çekilmez yokuşlarına pek benzemez burası. sokağın başında, yokuşun bitiminden hemen sonra, 100 metre kadar ileride sıra sıra dizilmiş akasya ağaçlarını görürsunuz. bu ağaçlar, ilk etapta yolun ancak kendilerine kadar olan, üçte birlik bir kısmını görmenize izin verir (buradan sokağın hemen hemen 250-300 metre olduğunu anlayabilirsiniz) ve bu sizde sokağın geri kalan kısmına dair ciddi bir merak hissi uyandırır. hele, o ilkbahara özgü kırkikindi yağmurları esnasında yokuşun başından, sokağın sonuna kadar ağır ağır yürümek, tarifi imkansız bir zevktir.

    evler ise, çoğunlukla pek yüksek değildir ve diğer ankara binalarına kıyasla görece zarif bir mimariye sahiptir. dolayısıyla bu, sokağa şıklığın yanında zarif de bir hava katar. bununla birlikte sokağı naif ve de sakin gösteren bir özellik de vardır ki, o da yalnızca görebildiğiniz mesafe boyunca değil, aynı zamanda kalan kısmında da sokağın sağını solunu işgal etmiş hemen hiç araç bulunmamasıdır. zira burası daha çok elit kesimin yaşadığı bir yer olduğundan tüm binaların altında kendi otoparkları mevcuttur. fakat, enteresandır, her geçişte "otoparklar araçlarla birlikte insanları da mı yutmuş?" gibi bir soru takılır zihninize, çünkü genellikle etrafta kimsecikler yoktur.

    aslında bu durum, civardaki sokak ve caddelere pek benzemez. çünkü yukarıda sözü edilen arjantin caddesi ve biraz aşağısındaki tunalı hilmi caddesi, ankara'nın en canlı mekanlarını barındırır ve insanlar, bilhassa akşamları buralara takılır. ancak o hırgür boğaz sokak'a pek ulaşmaz. boğaz sokak, adeta görünmez ve ses geçirmeyen bir zırh tarafından kuşatılmıştır. bu bakımdan, sokağa adımınızı atar atmaz, aniden başka bir dünyaya varmış; sokaktan çıkar çıkmaz da yeni bir dünyanın kapılarından içeri girmiş gibi olursunuz. dinginlik bulunduğunuz yerdeyken, eğlence ve hareketlilik hemen yanı başınızdadır.
hesabın var mı? giriş yap