• üniversite sınavına hazırlık yıllarımda hayalim hep boğaziçiydi. olmadı. iyi ki olmamış. boğaziçililerin küçük göreceği bir anadolu üniversitesinde okudum ve boğaziçinden çok daha kaliteliydi. hocalarımız son derece eğitimli ve doktorasını başarıyla bitirmiş insanlardı. boğaziçinin manzarasından başka hiçbir özelliği yok. büyük adam olmuş bir tane boğaziçili gösterebilir misiniz. bir iki tane belki gösterirsiniz ama on tane gösteremezsiniz. anadolu gümbür gümbür geliyor. küçük gördüğünüz anadolu boğaziçililerin odtülülerin yıllardır yapamadığını çok kısa zamanda başaracak inşallah.
  • kampüsündeki kediler "büyük adam olmuş bir tane boğaziçili gösterebilir misiniz" diyen tipten daha zekidir.
  • anadolu'yu küçük gören bir üniversite değildir. anadolu'yu ve üniversitelerini küçük görmek kimsenin haddi değildir. boğaziçi çok yüksek potansiyelli yurdum çocuklarının kazanabildiği, dünyanın en iyi üniversitelerinde doktora yapmış hocaların görev yaptığı bir devlet üniversitesidir. manzaradır iyidir hoştur da boğaziçi'ni asıl iyi yapan içindeki insanlar ve bireye saygı temelli kültürüdür.

    boğaziçi'ne girip okuyabilecek yetkinliğe sahip insan şüphesiz nerede olursa olsun kendini gösterir. illa boğaziçi'ne girmeye, boğaziçi'nin onu küçük ya da büyük görmesine, ya da boğaziçi'ne karşı tavır geliştirmeye ihtiyacı yoktur.

    gözünüzde büyütmeyin yani. iyidir hoştur ama adam olan her yerde yolunu bulur.
  • #92835188

    "hocalarımız son derece eğitimli ve doktorasını başarıyla bitirmiş insanlardı"

    doktorasını başarıyla bitiremeyenler de hoca olabiliyor da biz mi bilmiyoruz? adam doktorasını başarıyla bitirmiş hocası olmasını kalite unsuru olarak sunuyor.
  • boğaziçi üniversitesi hiçbir zaman mit, harvard, cambridge hatta ne bileyim purdue, georgetown olamayacaktır ki bu da normaldir. arada skala farkı var. işte yukarıdaki entrylerin birinde, artık troll müdür dunning-kruger mıdır bilmiyorum, taşra okulları ile boğaziçi'yi karşılaştıran arkadaş da şunu anlamalı: taşra okulları bilkent, koç, boun, sabanci, itu, odtu, yıldız hatta ozyegin, tobb gibi okulları asla yakalayamaz. arada skala farkı var.
  • odtü için kullandığım cümlenin aynısını bu üniversite için de kullanıyorum.
    bölüm mölüm farketmez ne geliyorsa yapıştırın dediğim türkiye’de ender bulunan üniversite.
  • sırf kendilerinden mezun olabilmek için bir sene daha oturup çalışacağım ilim irfan yuvası. umarım bu sene bittiğinde kazanırım.
    şu an orada okuyanlara
    sevgiler ve saygılar...

    -bir tost
  • tarih bölümünü yazacağım üniversite,amerikan orijinlidir.
  • bogazici neden bogazici gelin anlatmaya calisayim. neden mi? cunku icinde baska universitelerde bulamayacaginiz kadar cok "entellektuel" barindirir. gerek ogrencileri icinde, gerek hocalari arasinda, gerekse de yonetiminde.

    oncelikle ilber ortayli ile ersoy kozal arasinda gecen su anektodu buraya birakayim.

    (bkz: #77496404)

    ıcinde okurken de farkindaydim, elestirilerimin cogu da bundandi zaten. ornegin bogazicili hocalarin turkiye doktorali hocalari aralarina kabul etmemeleri. hep elestirmisimdir. ama bogazicini bogazici yapanin bu oldugunu da kabul etmek lazim. ben ne kadar okursam okuyayim, bir entellektuel camia icine dogmadim. annem gunlerde pasta pogaca tarifi verdi babamsa turkiyedeki derin oyunu goren muhabbetler icindeydi. benim gercek bir entellektuelle ilk sohbetim bogazicinde oldu.

    bogazicinde ilk yilimda galatasaray, kabatas erkek veya robert kolejden mezun olmus yasitlarimdan eksigim ne, ayni egitimi aldik ayni puani aldik, nasil bu kadar farkliyiz diye dusunurdum. cevap entellektuel cevreydi. kusura bakmayin. bu bir tespit. anadoluda hic entellektuel cevre yok demiyorum. benim yoktu.

    simdi biz kucuk bir sehre yerlesmis bogazicili bir cift olarak, cocugumuzun etrafinda entellektuel bir cevre olusturmaya calisiyoruz ama malesef o bile 18ine geldiginde yeterince entellektuel birikime sahip olamayacak. evime girip cikan akadaslarimin yarisiyla kek borek muhabbetinin yanina ilce dedikodularini ancak sokusturabiliyoruz. diger yarisiyla ise populer kulture yem edilmis sorgulayan, soran, tartisan bir ortami ancak saglayabiliyoruz.

    kizimiza da bogazicinin entellektuel ortamini saglayamadigimiz bir gercek. minicik kizima kitaplar aldigimda garip karsilaniyorum. veya modern bir anne olarak onu yetistirme cabam, kizimla konusmam ve ona baskalarinin sacma buldugu konusmalar yapmam uzaydan dusmusum gibi karsilaniyor. kizima cekirdek ailemizde sagladigimiz ortam okula basladiginda ne olacak. en cok bu korkutuyor beni. ona arzuladigim sosyal ortami saglayamamak.

    ıste.

    malesef bizim kizimiz bile bogazicinin suanki hoca ortamina dahil olabilecek bir birikimde yetisemeyebilir. yada durun zaten bogazici o ortamini o zamana kadar coktan kaybetmis olacak. ıste merhaba yeni turkiye. bilemiyorum altan.

    velhasili, bogazici boyle bir ortamdir. edebiyatin, sanatin, populer kulturun, yada bilimin bir entellektuel bakis acisiyla konusuldugu yerdir. bu yuzden diger pek cok universiteden farklidir ama farkli kalmaya devam edemeyecektir.

    linke usenip gitmeyenler icin:

    --- spoiler ---

    "üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
    bana, 'ne olmak istiyorsun?' dedi.
    'entelektüel olmak istiyorum.' dedim.
    'senden entelektüel olmaz' dedi.
    şaşırmıştım,sonra,kırılgan bir ses tonuyla;
    'dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren,hep benim?' dedim.
    'senden entelektüel olmaz' dedi.
    çok kızmıştım!
    'doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum' dedim.
    prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
    'senden çok iyi bir araştırmacı olur. ama entelektüel olmaz. nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi 'niçin olmaz?' diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. yazarlık bilgi işidir. entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. okulun önüne bak. hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. her sene model yenilerler. gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? niçin bu şekilde yaşıyorlar. çünkü o unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
    entel feodal köylülere artık diploma ve unvan da yetmez. tıpkı paranın yetmediği gibi.'"

    - ersoy kozal
    --- spoiler ---
  • nasıl kazandığımı çok iyi bilmeme rağmen nasıl mezun olabildiğimi hala anlayamadığım güzide okulum..

    amblemindeki iki yarım daire, açık mavi renkli bölüm marmara’yı, koyu mavi renkli bölüm karadeniz’i sembolize etmek suretiyle iki deniz ve bu ikisinin arasında bulunan geçit boğazı simgelemektedir.
hesabın var mı? giriş yap