bokun tarihi

• insanlık tarihi kadar eskidir,ilk insanlar bunu duvarlara yaparmış,gelişen teknoloji ile modern tuvaletler ortaya çıkmış ve günümüzdeki kusursuz sifonlar, afedersiniz g.t deliğimizi adeta döven taharet muslukları türeyerek gelişimini sürdürmüş
• şimdi aldım elime kitabı da ne sarıştır arkadaş, bir entrylik bırakıyorum elimden. gastroentorolojiye ilgili olmasanız bile kendini okutturanından. kitabın tek kafamı bozan tarafı sayfa düzeni oldu. bir greenpeace üyesi olarak sayfalardaki yazısız alanları görünce bi irkinti gelmedi değil, geldi ama bokun cazibesine yenik düştüm. bu arada kitapta adından kaynaklanan bir koku yok.
• dominuqe laporte'un altıkırkbeş yayınevinden çıkan,içler acısı bir çeviriyle anlaşılmaz olmaktan çok uzak kitabı..oysa ki iyi bir çeviriyle daha aydınlatıcı olabilirdi..
• 1984 yılında henüz 35 yaşında iken hayata gözlerini yuman dominique laporte isimli fransız yazarın 70'li yıllara ait bazı siyasi ve sosyal olayları kendi mizahi ve eleştrisel tarzıyla kaleme aldığı kitabının adıdır.
• dominique laporte'un ilginç hipotezini anlattığı kitabıdır. laporte, öznelliğin tarihinin medeniyetlerin dışkıyla başa çıkma yöntemlerinde görülebildiğini iddia eder. günümüz sosyo-politik alt yapısı bokun ehilleştirilmesi sürecinde şekillenmiştir. marksist materyalizm felsefesiyle freud psikanalizinin birleşiminden doğan bir iddiadır.
• bokun tarihi, histoire de la merde'in ece çavuşoğlu tarafından çevrilmiş ve altıkırkbeş yayınlarından basılmış halidir.
  
  yazar dominique laporte'un sosyolojik incelemelerini aktardığı kitap, bir düşünce metnidir ve yalnızca bu nedenden ötürü bile tek okumayla anlaşılmasının imkansız olması metnin doğasından kaynaklanır.
  
  eğer düşünmek istemiyor, yalnızca sözcüklerin üzerinde göz gezdirmek istiyorsanız bu kitabı okumanız anlamsız bir uğraş olabilir.
• ismi dolayısıyla çok yüksek bir beklentiyle okudum ama tatmin etmedi.
  
  edit: ayrıca akılda kalıcılıktan uzak bir kitap. bugün sabah dörtte bitirdiğim kitabı okuduğumu bile unutmuşum lan.
• okudum ama bi' bok anlamadım.
• şimdilerde yeniden okumaya başladığım dominique laporte eseri. marksizm i ve dönemin fransa'daki baskın kültürel düşünce hareketlerini postmodern bir çerçevede yorumlayarak, hem dil kavramı ve fransız dil sadeleştirme politikasını, hem de bireysel özgürlük ve hümanist değerlerin eleştirisini insan dışkısı metaforunun tarihsel dönüşümünü kullanarak açıklıyor.
  
  felsefi, siyasi ve dilbilim konusunda şaşırtıcı düşüncelerin bulunduğu bir kitap olarak, bu alanlarda kullanılan terimlere sıklıkla başvurduğu için ayrıca latince ve fransızca referanslarının çokluğu yüzünden okuması güç bir kitap haline gelmiş olsa da, içinde bulundurduğu, ince bir mizahi yön ve özgün düşünceler için okumaya değer. kitap türkçe olarak 2015 yılında 6.45 yayınlarından çıkmıştır.
  
  --- spoiler ---
  
  "sosyalleşmenin düzenli olarak atık politikası ile tahrip edildiği açıktır. bir öznenin boku ile olan ilişkisine küçük de olsa müdahale etmek yalnızca öznenin bedeninin bütünlüğünü ile olan ilişkisini değil, dünya ve toplumda oluşturduğu durumunun temsiline müdahale etmektir. "
  ..
  " övgüyle bahsedilmiş ya da ayıplanmış da olsa bok,insanlık tarihinde ortaya çıktığı her seferde erdenrest durumunun çelişen duygularını tekrarlıyor. bu durum saldırgan antroposantrizm tarafından karşılaşılmış insan olarak içinde, anthropos'un (erkek birey) öz sevgisi kadar yüceltilmiş bir stercus sevgisine sahip olma durumudur yaradılışın hiyerarşik skalasında insan, özellikle kendi "excreta(atık) "sına verdiği önemle, kendini yukarı çekerek umutsuzca lekelenmiş bir biçimde sonsuza kadar metaneti içinden kendisini meydana çıkarır."
  --- spoiler ---
  
  ve son olarak da
  "yazıldığını zaman bokun kokusu yoktur ."
• bu kitabı ne zaman okusam mı acaba diye elime alsam terim içerikli bilinmeyenleri ve ilgili fotoğrafları numaralandırarak sayfanın altına iliştirmek yerine kitabın en arkasına yazdıklarını ve bu notların 20 sayfa kadar olduğunu fark edip vaz geçiyorum. kitap zaten 170 sayfa yani yüzde 11i çevrilmemiş gibi bişey oluyor. cümlenin ortasında ilgili bölümün numaralandırılmış kelimesini arkadan bulup cümleye geri dönmeyi gerektirecek sayfa düzenini kim, neden düşündü anlayamıyorum.