• tanıyanlar, bilenler bilir beni... edebiyat, sinema, opera, bale, operet, müzik ve tiyatronun tüm bölümlerine ilgim sonsuz boyuttadır. okuduğum, izlediğim, dinlediğim hiç bir şeyi kolay kolay unutmam. istisnasız hafızamdadır hepsinin her satır, nota ve sahnesi. dün akşam bir tiyatro oyunu izledim. amatör bir oyun diye gittiğim gösteriden deyim yerindeyse ağzım bir karış açık hayretler içinde çıktım. ilginç olan oyuncuların ikisini bire bir en yakından tanıyordum. ev hallerine, doğal tavırlarına o denli aşinaydım ki, sahnede karşımda oyuncu kişilikleri gördüğümde şaşkınlıklar içinde kaldım. bir insan doğal halinden bu kadar mı sıyrılır, oyundaki kişilikle bu kadar mı özdeşleşir, sahnede bu denli mi devleşir, sahneye, seyirciye hakim olur ve oyundaki kişiliğini seyirciye yansıtır. diyorum ya tam anlamıyla profesyonel bir oyun izledim. bir oyunda, filmde her şeyin sorumlusunun yönetmen olduğunu düşünürüm.yönetmen aşçı gibidir bence. elindeki malzeme iyiyse harikalar yaratabilir ancak yemeği mahvedebilir de...yönetmen yetenekli bir oyuncunun içindeki rolü çıkarıp ortaya sergilemesini sağlayabilirse artık sonuç oyuncunun kalitesine kalmıştır. işte o zaman oyuncu sanatını ve yeteneğini konuşturur. hem de çok çok iyi konuşturur.
    doğru rol dağılımı, harika oyunculuk, muhteşem bir duygu aktarımı, gerçek bir oyun izlemek istiyorsanız, kaçırmayın gidin izleyin.
    oyun, oyunculuk, oyuncular, konu pek çok özel tiyatro hatta şehir tiyatrosu oyunlarından bir belki iki gömlek üstün diyeyim anlayın. emeği geçen herkesin eline, sesine, sanatına, yüreğine sağlık. son derece acımasız, kanlar içinde bir coğrafyada bu günlerde böyle güzellikler görmek insanın umudunu tazeliyor, yüreğini güzelliklerle beziyor. bu akşam bana müthiş güzellikler yaşattınız. sanatınız daim olsun.
    her birinizin sevgi, güzellik ve insanlık dolu yüreğinden öperim.
    samatya ' da sahakyan ermeni lisesinde yetişenler derneğini de böyle bir projeyi destekleyip salonlarını bu güzelliğe sundukları için ayrıca kutlarım. keşke tüm okulların dernekleri böyle güzelliklere destek verebilse.
  • ne yazık ki aradığımı bulamadığım bir oyun oldu.

    yabancı bir oyundan çevrilmiş olmasının bir takım oturmamışlıklar getireceğini olağan karşılayabiliriz, ama bunlar oyunu baştan sona eğreti hale getirmemeli bence. atıyorum "sana nazar değecek diye korkuyorum shirley" gibi bir replik duyunca irkiliyorsunuz.
    türkçeye uyarlarken muhtemelen bazı modifikasyonlara uğramış belli, bunu yaparken espri unsurları katılmaya çalışılmış ancak zayıf. oyun güldürmüyor bi kere orası açık.

    onun dışında ilk perde boyunca hazırlanan o beklenti, aksiyon ortamı 2. perdede tamamen oldu bittiye getirilmiş (belki de sürenin yetersizliği bilemem). bu da açık şekilde oyuncuların performansını etkilemiş. gereken duygu ve vurgu tonlamaları çok yetersiz kalıyor.

    neticede beklediğimi bulamasam da en azından bir bayram günü nispeten dolu bir salona oynadığını görmek bursada tiyatro seyircisi adına mutlu ve umutlu bakmamı sağladı.
hesabın var mı? giriş yap