• 25 ocak'ta robert burns'ün doğumgününe nazaran tüm iskoçlar tarafından kutlanılan gündür. viskiler içilir, haggisler yenir ve gayda eşliğinde burns'ün popüler şiirleri okunur. hey te hey...
  • iskoçya'da ulusal tatildir.
  • iskoçya'da ulusal tatil değildir.
  • iskoç kültürünün turistlere yönelik olmayan zirvesidir burns night.

    öncelikle hatırlamak gerekir ki robert burns orjinal iskoç dilinde* sayısız eser vermiş bir şairdir. döneminde edinburgh elit tabakası ve aristokrasisi ciddi bir kıta avrupası ve fransız etkisinde olduğundan iskoç kültürüne 4 elle sarılmış ve soyluları tongue in cheek dediğimiz üslupla yermek için iskoç yemeklerinin en kendi halinde olanına (bkz: haggis) övgü babında 8 kıtalık bir şiir yazmistir. haggis normalde değil bir aristokratın, orta halli bir iskoçun bile normalde yemekten imtina edeceği / kaçacağı bir yemekken robert burns böyle aşk dolu bir şiirle allahın haggis'ini en tepeden övünce yemek de bir anda değere binmiştir. bu arada haggis koyun midesinde pişmis kırık buğdaydır. patates ve pancar püresiyle servis edilen tam bir highland köylü yemeğidir. bizdeki karşılığı herhalde keşkek çorbası gibi bir şeydir.

    robert burns 1796'da ölünce dostları onun şerefine en sevdiği yemeğin baştacı edildiği bir etkinlik yapmaya karar verirler. anlı şanlı şairler ve aristokratlar kol gibi haggisler önünde burns şiirlerini okumaya başlarlar. ama en çok alkışı tabii ki, "haggis'e hitap"* isimli şiir toplar. ben mina urgan değilim, can yücel hiç değilim. şiirin ruhunu tam yansıtamam, ama başka çevirisini de göremediğim için deneyeceğim. mütercimler yeşillendirirse daha güzelini yazar editleriz :

    zarif ve alımlıdır senin dürüst yüzün,
    buyuk kralısın sosis milletinin,
    yerini almışsın üzerinde diğerlerinin,
    midede, bağırsakta veya işkembede,
    onurlandırılmaya layıksın,
    kolum kadar da uzunsun.

    inleyen bir zara doldurmuşlar seni,
    kıçın çok uzakta dağlar gibi,
    iğnenle* bir değirmen bile tamir olur,
    eger olması gerekiyorsa tabii.
    deliklerinden çıkan buharlar ise
    tıpkı kehribar bir kolye gibi.

    köylü bıçagını biliyor karşında,
    ve seni baştan aşagı kesiyor,
    parlak ışıklar fışkırıyor için ortaya döküldükçe,
    sanki alelade bir siper kazar gibi,
    ve sonra, of ne ulu bir görüntü,
    sıcak, buharı tüten, zengin!

    sonra kaşık kaşık, kepçe kepçe,
    tepsi dolaşırken şeytanlar alıyor ilk lokmayı,
    mideleri şiştikce bir bir,
    ve davul gibi gerildikçe göbekleri,
    masanın en başından en sonuna patlıyor insanlar,
    "of insaf" diye iç geçiriyorlar.

    bunun üzerine bir fransız yahnisi mi var?
    veya domuzu bile hasta eden bir zeytinyağlı mı var?
    veya insanı kusturan bir hindi mi var?
    muhteşem bir mide bulantısıyla,
    tepeden bakan, burun kıvıran biri mi var,
    böyle bir yemeğe?

    zavallı (fransız) şeytan, çöplerinin üzerinde gitsin dursun o,
    zarar ziyan olmuş bir acele iş gibi,
    bacakları zayıftır bir kamçı gibi,
    yumrukları ise bir fındık kadar,
    lanet bir selde veya tarlada sürülüp gider,
    ne kadar da çelimsiz.

    oysa bakin (iskoç) köylüsüne, hem de haggis yemişine,
    sarsılan toprak haber verir gelişini,
    bir kılıç verin dev gibi yumruğuna,
    dinleyin onu ıslık gibi çalışını,
    ve onunla bacaklar, ve kollar, ve kafalar kesişini
    devedikeni çiçegi keser gibi kolayca.

    siz güçlüler, insanlara böyle mi bakarsınız,
    hesapla faturayla onları yolarsınız,
    eski iskoçya sulu mal istemez,
    küçük tabağından sıçrayan damla sevmez,
    ondan iyi bir hayır duası alacaksan,
    ona adam gibi bir haggis vereceksin.

    günümüzde de burns night esnasında bu şiir 8 kıta olarak okunur. en iyi okuyanlardan biri de macsween ailesidir kanımca. hatta haggis işinden parayı vurup 7/24 kiltlerle tartanlarla ellerinde claymore'larla televizyonlarda arz-ı endam edip bütün yıl burns night'a hazırlanmalarından da bellidir. her neyse, klasik bir burns night esnasında önce gaydacılar meydana çıkar. gerçek bir resmi davette ise royal highlanders gaydacıları tam kadro çıkıp ortalığı inletirler.

    ardından ev sahibinin hoş geldin konuşması başlar. şair burns anılır ve herkese klanları dahil hoş geldin demeye başlar. bu da biraz sürer. ardından the selkirk grace hep bir ağızdan söylenir. onun da mucidi robert burns'dur zira selkirk kontunun evinde yemek duasını vaktine o sözlerle yapmıştır. şöyle demiştir :

    "bazılarının eti var,
    ama yiyemiyor,
    bazıları yemek ister,
    ama yiyemiyor,
    bizim etimiz var, yemek de istiyoruz,
    bu yüzden tanrıya şükrediyoruz."

    ardından ev sahibi herkesi yemeğe buyur eder ve iki çorbadan biri gelir. ya scotch broth / iskoç et suyu gelir ya da cock a leekie / pırasalı tavuk suyu gelir. burns night'a ev sahipliği eden mekanlar bir yıl birini bir yıl diğerini pişirirler.

    ardından gecenin yıldızı haggis belirir. aşçılar heyeti sanki bir tabut taşırmış gibi 4 kolluyla büyükçe bir haggis getirip ortaya koyarlar. gaydacılar ya buna eskort olur merkeze kadar takip ederler ya da kesim işlemi başlayana kadar çalarlar.

    sonra da sıra gelir haggis'e seslenmeye. olabilecek en iskoç aksanlı insan haggis'e el kol yaparak sanki arkadaşına laf anlatıyormuşçasına bu yukarıda çevirmeye çalıştığım şiiri çok duygulu bir biçimde okur. hareketler ve sekanslar her yıl aynıdır. "is knife see rustic labour dicht" dendiğinde şiiri okuyan bıçağı kınından çekip bilemeye başlar. "an' cut you up wi' ready slicht" der demez de haggisi uçtan uca keser. gecenin climax'ı zirvesi işte bu kesim anıdır.

    ardından haggis misafirlere servis edilir. hoşsohbet bütün gece sürer, haggis'i pancar veya turp püresi + patates püresiyle yersiniz. ardından çok iyi bir mekansa mavi iskoç peyniri getirirler. onun da ardından tatlı olarak getirilen şey genellikle cranachan veya tipsy laird olur. en sonunda da yulaflı kurabiyeler ile son bir parti daha peynir gelir ve iskoç viskisi servis edilir. burada da harman viskiler falan gelirse cinayet çıkacağı için sadece single malt içilebilir. glenmorangie, macallan, talisker bir numaralı seçimlerdir. mekan sahibini tanıyorsanız caol ila isteyebilirsiniz. ama içine geçen sene bazı amerikalıların yaptığı gibi buz falan isterseniz son öğün olarak oradaki herkesten bir araba dayak yersiniz. biraz insan olun iskoçya orası. viski orada hayat suyudur.

    yarın akşam da hadisenin 221. yılı kutlanıyor. ingiltere'de olanlar macsween haggis'i çoğu markette bulabilir, lezzet olarak klasik haggisle aynı değilse de çok fena da değildir.
  • (bkz: slainte)
  • (bkz: robert burns/@justin mcleod)

    robert burns'ün doğum yıldönümü olan 25 ocak'ta iskoç yiyecek, içecek ve şiirleri kutlanır. burns iskoçya'nın ulusal ozanı olarak kabul edilir. hem iskoçça hem de ingilizce yüzlerce şarkı ve şiir bestelemiştir.

    burns gecesi kutlamaları basit arkadaş toplantılarından ayrıntılı törenlere kadar çeşitlilik gösterir. bir kavalcı, kısa süre sonra yerini burns akşam yemeği'ne bırakacak olan işlemlerin başlangıcını işaret edebilir. yemeğin yıldızı iskoçya'nın ulusal yemeği olan haggis'tir. haggis oyulup konuklara servis edilmeden önce burns'ün "haggis'e" adlı kasidesi okunur. viski, şarap ve biranın yemekte önemli rolleri vardır ve alkol, gelecek eğlenceye geçişi kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir.

    gece daha sonra, genellikle ciddiyet ve mizahın doyurucu bir karışımıyla burns'ün şarkı ve şiirlerinin seslendirilmesiyle devam eder. burns'ün kendisine yapılan kadeh kaldırma belki de ilkinin en belirgin ifadesiyken, hem var olan hem de olmayan kadınların onuruna yapılan lassies'e kadeh kaldırma ise neşeli bir olaydır. lassie'lerden gelen bir yanıt genellikle, katılan beyefendilerin "güçlü yönlerini" alaycı bir şekilde dile getiren esprili bir karşılık olarak sunulur. etkinlik geleneksel olarak burns'e atfedilen belki de en ünlü eser olan auld lang syne'ın grupça yorumlanmasıyla kapanır.
hesabın var mı? giriş yap