buzzcocks

• complete singles anthology'nin kitapçıgından yazıyorum^*:
  [öyle güzel ki...üzerine pek birşey ekleyemiyorum. sadece albümün adı neden "complete" onu anlayamıyorum...bitmiş bir şey yok ki henüz]
  
  "manchester, england 1975,
  
  no hacienda, no factory records, no joy division, no simply red, no stone roses, no happy mondays, no madchester, no new order, no smiths, no oasis, hell in terms of any real youth movement, no fuckin' nothing."
  [oasis'in ne işi var orda ki]
  
  hatta devam etmek istiyorum..bu sefer tercüme ederek:
  
  "eğer pete shelly, howard devoto'yla bolton teknoloji enstütüsünde tanışmasaydı tüm bunlar olabilir miydi?"
  tamam bu kadar uzun boylu değil belki ~~ ama cevabı da belli: " manchester, buzzcocks olmadan, müzik haritasında bu kadar önemli bir yer olamazdı."
  
  bu arada, grubun adını, devoto time out dergisinin tv showu "rock n roll follies"le ilgili bir makalesinin başlığından almış: "it's the buzz, cock!"
• bu adamları dinlerken gözümün önüne 77-78 senelerinin gri temalı manchester ortamları geliyor... altımda eski bir ford granada'm olsun, teypte de what do i get çalsın... yaşlılar bizlere nefretle bakıyorlarmış, kimin umrunda ki... belki 'geezer'larla haftasonu arabaya atlayıp londra'ya ineriz kimbilir, bakalım sham 69 bu sefer nerede çıkıyor? belli olmaz, cockney çocukları bizleri sevmezlerse kavga çıkabilir... marlene'i tanıdım geçen gidişimde, güzel kız... mill hill easttarafında oturuyormuş... bayağı uzak ama paul weller için new cross gate'deki gece kulüplerine kuralcı ebeveynlerine rağmen gitmeyi başarıyor. ve işte memur sheridan yine açık mavi renk devriyesiyle turluyor... hepimizden nefret ediyor biliyorum ama bize baktığı andaki o surat ifadesi çok komik, bahse girerim yine işe yaramaz amirine şikayet edecek. pete de ona çok gülüyor bir de rolling stones'dan ölümüne nefret ediyor... ha aklımdayken nottingham'daki siyahlar sokaklarda funk dinleyip paten kayıyorlardı son gittiğimizde... hala ısrarla 'tony manero'yu kendilerine örnek alıp ispanyol paça pantolon giyen tipler de ayrı bir alem, plastik diskolarınız ve fönlü 'bee gees'inizle çok havalı zannediyorsunuz kendinizi di mi?! ne garip yer şu 'notty', devrimden haberleri yok galiba... bu fish n chips de bayat mı ne... pete, öyle değil mi? ...pete? sana diyorum?...^*
  (bkz: last train to upminster)
• pearl jam live at the garden konserinde eddie vedder'in "onlar olmasaydı kimbilir belkide good charlotte gibi müzik yapardık" şeklinde bahsettiği güzel grup
• psikoloğa gitsem de "sizi buraya getiren nedir alis hanımcığım?" dese, saatlerce konuşmak yerine birkaç şarkılarını kasede çekip veririm daha iyi. öylesine de duygulara tercüman bir grup.
  
  i don't know what to do with my life, oh shit!
• tabii haklarını yemek olacak ancak howard devoto da bunun farkında olarak tür tercihini yapmış olsa gerek ki... tam anlamıyla hiçbir şekilde hakkında ciddi yorum yapılamaz gibi gelen grup. dediğim gibi devoto da bunun farkındaydı herhalde ki, sonrasında "magazine"leşmiş. hep böyle bir tebessüm halinde (keyifle ritm tutma ayağına ora-bura oynamazsa tabii) "ah-hah-haa keratalar" idadesiyle dinlenilecek grup. gibi...
  
  diğer taraftan bu, aynı albümde get on our own'da "ouuh ouuuh ouuh" çekerken tüm yanıklığı yamultmalarına rağmen pulsebeat'de müzikal yapıya saygı duymayı da engellemez. aslında çok şarkılarında bu hissedilir.
  
  yine de özellikle magazine'in bilincindelikten olsa gerek, bir türlü tam efendi yaklaşımda bulunamayacağım grup... sanmam ki isterlerdi zaten...
• (bkz: 15 şubat 2012 buzzcocks istanbul konseri)
• 13 reasons why ikinci sezon 10.bölüm kapanışında çalan şarkının sahipleridir kendileri.
  
  buyrunuz
• öksüz kalmış grup. punk müzik de öyle...
• kurucusu pete shelley'in bugün kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği efsanevi punk grubu.
• benim için en ingiliz grup kendileridir. harmony in my head ve nostalgia gerçekten çok hoş şarkılardır.
  
  bir de bu grubu dinlerseniz gelecek on yıllardaki ingiliz ve amerikan gruplarının yüksek bir yüzdesini duyabilirsiniz. aynı dönemde çıktıkları dead kennedys ile beraber, kendilerinden sonra gelen soundları büyük oranda etkilemiş öncü gruplardır bunlar.