• son sözlerdendir.
    (bkz: abdi ipekçi)
  • insanoğlunun yaşamına sağlıklı bir şekilde devam etmesi için ihtiyacı olan en temel duygu olan "güvende olma" durumu elimizden alınmış durumda.

    bir hafta sonunu evde geçirdik. peki bundan sonra ne olacak? daha ne kadar evlerimizde saklanacağız?
    yarın pazartesi ve herkes işine, okuluna, doktoruna vs. gitmek zorunda. ne olacak?

    toplu taşımalarda insanlar paranoyak bir şekilde birbirlerinin suratlarına bakmaya başladılar ve herkesin sinirleri bozulmuş durumda.
    karşımızda bizlere güven telkin edebilecek hiç bir kurum yok.
    ne şekilde yapıyorsanız yapın. ama bize can güvenliğimizi geri verin.
  • maalesef ülkemizde olmayandır.

    önceden çalışanlar için diyorduk. şimdi ülkenin hiçbir metrekaresinde can güvenliği yok.

    her an bir patlama yaşanacak, deprem olacak, bir psikopat vuracak, kaza olacak diye çekiniyorum(z).

    kişinin kaderi kişinin elinde değil bu ülkede.
  • bu iki kelimeyi saçma sapan bir olay için kullanacağımı harbiden bilmiyordum. ama resmen kanıt teşkil etsin diye bu başlığa entry giriyorum. sabah saat 07.50 sularında şişli esentepe mah. evimin önündeki arabama binip işe gidecektim ki arkama bir aracın bıraktığı gördüm. çıkmaz sokak olduğu için ben en sona bırakmıstım. kendisi de benim arkama bırakmış. üzerinde numara vs. yok. 20 dk süren korna çalma sonrası birileri tanıdı da kendisine ulaştım. numarayı ters koymusum dedi. eyvallah insanlık hali. olabilir. zaten işe geç kalmışım. tam aracıma binip gidecektim ki şunu duydum:
    + "bir daha buraya park etme!",
    -pardon?
    +"önüne park ettiğin bina benim, orası da benim yerim"
    - kusura bakmayın ama burası sokak ve ben de istediğim yere park edebilirim.
    + o zaman çekmiyorum arabayı, hadi bakalım... bir daha park etmeyeceksin. zaten sen burada oturmuyorsun
    (bir adet ıq zavallısı beyanı. sanki orada oturup oturmamamın bir önemi varmış gibi...)
    - 1.5 senedir oturuyorum, herkes tanıyor; aracınızı çeker misiniz? polisle uğraşmayalım
    + ara polisi gelsin, çekmiyor arabasını de. selamımı da söyle
    anlık dumur hali...elimde telefon bir yandan 155 arıyorum
    - beyfendi çeker misiniz işe geç kalacağım..
    arabayı çekti, ben çıktım ancak polisi aradım tabi ki kendisinin söylediklerini ilettim, tehditvari konuşmasından bahsettim. ekipleri yönlendirecekmiş...
    şimdi gelelim 2 saat sonrasına... ev arkadaşım deli gibi korkuyor çünkü zamanında gecekonduları varken bına dıkmısler, rüşvetle tapuları almışlar, bellerinde silah, devletin kolluk kuvvetini bile sallamadan geziyorlar. şu anda evimizi basacakları, canımıza kast edecekleri ve tehdit edeceklerini düşünüyor. ayrıca karakola gidip şikayette bulunsam bile kapıma dayanıp bana ya da yakınıma ya da malıma zarar verebilir.
    sonuç: adamın dengesizliğinden ve silahından korktuğumuz için, şikayette bulunamıyoruz. ha buna rağmen kapımıza dayanırsa o ayrı artık o iş avukatlarla mahkemeye gider. ancak can güvenliğimiz yok. polise başvursan da yok, savcılığa gitsen de yok, ilah olsan da yok! adamın kendisi olmazsa bır yakını elını kolunu sallaya sallaya gayet kolay zarar verir, çünkü adamın devletten korkusu yok. biz burada ıkı satır yazarken ula basımıza bı bok gelmese dıye dusunuruz onun umru olmaz. cunku ya para cezası kesılır sonra gelır sana zarar verır, ya senı oldurur gıder hapıs yatar yıne olan sana olur... kısacası deli olan istediğini yapar, sen de böyle mal gibi kalırsın bu ülkede
  • fire and life safety olarak yangın güvenliği ile birlikte ele alınır. dünya genelinde ülkeler bazında çok ciddi ve detaylı standartlar yazılmıştır. ülkemizde ise işverenlerin bakış açısı "ne gerek var"dır.
  • özellikle istanbul'da allah'a emanet.
    belli ki emniyet'in adi suçluların peşine takacak istihbarat elemanı yetersiz. gün geçmiyor ki bir lokantada, galeride, otoparkta silahlar patlamasın. vali ve emniyet müdürü de bizim gibi haberlerden haberdar oluyorlar.
hesabın var mı? giriş yap