• bu adam dinden konuşunca din adamları, bilimden konuşunca da bilim adamları çıldırıyor.
  • müslüman luther.

    başlığı altında gördüğüm şu. müslümanlar adam hakkında ateistleri çıldırttı demekten başka hiçbir şey yazmıyorlar. ateistlerin ise onun iddialarına cevap verme oranı daha fazla.
  • kur'an okumaya hatta herhangi bir kitabı okumaya üşenen tembel üniversitelilerin kabe'si.

    uzmanı olmadığı alanlarda atıp tutan faydasız hatta zararlı akademisyen. lisans derecesinde bile fizik eğitimi almamış ama fizik profesörüne fizik dersi vermeye çalışan acınası karakter. insanda biraz akademik terbiye olur izlerken çüş artık dedim.
  • caner tastamam
  • bilim bilim diye çevirdiği filmlerin çok acıklı olduğunu biri kendisine söylüyordur umarım.

    bu ülke, bilimin uğrayacağı her tür tecavüz için tecavüzcü üretebilecek bir ülke korkarım ki.
  • ytü'deki zorunlu seçimlik (evet, tam olarak böyle bir kategori vardı) toplumsal yapılar ve tarihsel dönüşümler dersini 3. ve son kez aldığım hocadır kendisi. o zamanlar prof değildi.

    ben dersi daha önce 2 kez almışım. kafamın hiç basmadığı bir ders. tarihten kaçmak için mühendislik okuyalım dedik, zorla önümüze koydular. hem de öyle klasik bir tarih dersi değil. her hafta bir konuyu ele alıp, tüm tarihi işliyoruz. mesela bir hafta eğitimin tüm tarihsel süreci, sonra hukuk vs.. 1 değil tam 15 hafta boyunca tarih döngüsünü tekrar tekrar yaşamaya maruz kalmıştık.

    dersi aldığım her 2 seferinde de deli gibi hoca araştırdım. en rahat geçebileceğim hoca kim, onun peşindeyim. bir kere aldım, hoca (ilker corut) ayaklı google çıktı. tam bir bilgi küpü. çok konuşuyor ve konuşturuyor. her ders sınav yapıyor. sonra şikayet ettiler hocayı sürekli sınav yaptığı için. ondan sonra hocanın bize bakışı değişti. f ile kaldım.

    sonraki dönem yine hoca araştırdım. a teyfur erdoğdu'da karar kıldım. sürekli ücretli öğretim elemanlarının yaşadığı problemlerden bahsetti. en son derste, "benim için derse gelmeniz çok önemliydi. finale gelen herkesi geçireceğim. vize notunuz ne olursa olsun" dedi. vize notum da fena değildi. finale de girdim. bu sefer d ile kaldım. hani finale gireni geçirecektin teyfur hoca? sorarım sana!

    3. seferimde, "bu sefer hoca araştırmayacağım, şansıma kim gelirse" dedim. caner hoca geldi. dersi işleme yöntemini pek sevmedim. sıkıcı geçti dersleri. ama derse gelip-gitme, katılma konularında da kimseyi zorlamadı. derse katılan birileri olduğunda mutlu oluyordu. böyle böyle geçiyordu dersler. vize günü geldi çattı. vizeden önce dersim var yine. az biraz geç kalmışım vizeye. koşa koşa gidiyorum. sınıfa doğru giderken, yolda hoca ile karşılaştım. aramızda geçen diyalog:

    m: "hocam, sınav yok mu?"
    ct: "var. başladı az önce. ben çay almaya çıktım. gel, seninde kağıdını vereyim."
    m: "olur hocam."

    geçtik sınıfa. herkes bir an panikledi kitapları kapatmaya çalışırken. ben boş bir yere geçtim. kağıdımı verdi. "devam edin çocuklar, ben çay içmeye gidiyorum" dedi. çekti, gitti. geri geldiğinde kimsenin artık kitap açmaya ihtiyacı kalmamıştı. baya bir süre dışarıda kalmıştı.

    sonunda geçtim. hem de a ile. o gün kendime demiştim ki, caner hoca'yı unutmayacağım. unutursam kalbim kurusundu.

    az önce cnn türk'te bir programa rastladım. arkadaş önermişti, izlemeye koyuldum. c. taslaman ismi ile konuşan birisi var. tip tanıdık ama bir türlü çıkaramıyorum. derken bir arkadaş whatsapp'tan yazdı. "bu adam, caner taslaman ytü'de prof değil mi?" diye. o an dank etti kafama. unutursam kalbim kurusun demiştim. ve unutmuştum. vefasızlık diz boyu. üzüldüm kendi adıma. ama tekrar caner hoca'yı gördüğüme de mutlu oldum. prof olmuş, yolu açık olsun. bu da bana ders olsun.
  • ilimin ve bilimin yanında ki prof. dindar ve mükemmel bir insan...
  • abi bu adamın artistliği nereden geliyor tam olarak?
    ciddi soruyorum.
    kendi alanına girmeyen ve derinlemesine bilgisi olmadığı konularda ahkam keserkenki özgüveni falan ne iş?
    kim gazladı allah aşkına.
    kesin ülkemiz ergenlerinin işidir.
    din/kozmoloji/uzay/gezegen/vahiy/vırt/zırt...

    pek çok konuda saçak kök misali yüzeysel 3-5 terim ezberlemiş işi götürüyor.
    dikkat ederseniz kendi konusuna hakim akademisyenlerle yaptığı tartışmalarda önce o akademisyenleri kendi yüzeysel bilgi havuzundan iki kelam edebileceği noktaya çekiyor ve başlıyor anlatmaya. bu alana çekmek zor değil. zira anlattıkları bizim az okuyan ve düşünmeyen milletin hoşuna giden; duyduklarında hayretler içinde kaldıkları şeyler. dolayısıyla moderatörler de yol veriyor.

    sıkıldım valla bu halkın cehaletinden.
  • ergen kızları imana getiren karizmatik postmodern dinci kişilik. "madem nihat hatipoğlu tonla para kırıyor öyleyse benim neyim eksik?" diyerek acurun kanalında iş kapmış kerata. adnan oktar'ın öğrencisi hakkında daha fazla yorum yapmaya tenezzül etmeyeceğim.
  • yobaz ateistlerin ve yobaz dincilerin ortaklaşa karalamaya çalıştığı değerli akademisyen. şu an tv8'de ''kuran'ın allah'tan olduğunun delillerini'' anlatmakta.
hesabın var mı? giriş yap