• dün sahip olduğum, canon'un yeni ff modeli.

    sıcak bir cumartesi öğleni* bir arkadaşla buluşup sirkeci'ye gittik. artık bu gövdeyi alıp kullanma zamanı gelmişti. 4-5 senedir canon'un crop'lu bir gövdesini kullanıyorduk ve full frame bir gövde alma zamanı gelmişti. lensleri gerçek odak değerlerinde kullanma isteği, crop'lu gövdeye takılan lenslerin odak uzunluklarının 1.6 çarpandan dolayı hep teleye kaçma eğilimi, geçen sene bizi ciddi anlamda çarpansız bir sistemle yola devam kararı aldırdı. bir çok lens değiştirmemize rağmen, hangi gövdeye geçeceğimize bir türlü karar veremiyorduk. zaten elimizde de çok fazla seçenek yoktu. 2008'in ekim ayında duyurulmasının üzerinden yaklaşık 4 sene geçmiş bir 5d mark ii vardı. sıfırı bulunabiliyordu ama hala 3500-4000 lira'nın üzerinde rakamlar telaffuz ediliyordu. 4 senelik bir gövdeye de o rakamlar fazlaydı sanki..*

    ilk 5d mark iii duyuruldu. özellikleri hiç fena görünmüyordu; digic 5+ işlemci, 41'i cross type* olan 61 noktalı af sistemi*, sağlam iso başarımı, saniyede 6 fps çakması filan ilgi çekiciydi. diğer ilgi çekici yönü de 3500 dolar'lık fiyatıydı. aslında fiyattan da öte, herkes artık taşınabilirliği daha ön planda tutuyor ve artık aynasız, kompakt sistemlere yöneliyor.. 5d mark iii'nin 950 gramlık gövde ağırlığı gerçekten korkutucu geldi bana. düşünsenize; bir lens taktınız önüne ve minimum ağırlık oldu 1.5-2 kilo. fotoğraf çekenler iyi bilir, bu ağırlık 1 km yürüdükten sonra oluyor size 5 kg. bazen ergonomi, kullanım kolaylığı her şeyin üzerine geçebiliyor.. yok abi dedim, 6 d'ye geç..*

    ve sonrasında 6d tanıtıldı, dedim sanırım bu.. mark iii'ye göre biraz daha kompakt bir yapıda, yaklaşık 200 gr. daha hafif, 1000 dolar daha ucuz, ekstradan gps ve wifi var.. daha ne olsun.. iso başarımı gerçekten olağanüstü. bir çok incelemede mark iii'den bile bir tık daha iyi olduğu görülüyor. ışık çok kötü değilse 25600 iso'da resize bir fotoğrafta grenleri çok seçemiyorsunuz, yani gerçekten ''çüş amk!'' dediğim çok fotoğraf oldu.. artık 12800, 6400 gibi rakamları seviyorum.. ama gerçekten baskı alabileceğiniz, adamakıllı fotoğraflar için 3200 iso sınır diyebilirim. ama nette paylaşılan, yeniden boyutlandırılmış fotoğraflar için sınır emin olun 25600.. düşünsenize, böyle değerlere destursuz çıkabiliyor olmak, gerçekten is destekli lenslere yönelmeyi gereksiz kılıyor. iso başarımının bir diğer sevdiğim yönü, alan derinliğini kaybetmek istemediğiniz zamanlarda ortaya çıkıyor.. atıyorum, bir konserde orkestrayı komple almak için f8 diyaframda biraz fazla net alana ihtiyaç duyacağınınız bir çekim yapacaksınız ama bir bakıyorsunuz makina 1/10 enstantane vermiş. enstantaneyi yükseltme adına diyaframı açsanız, net alanınız azalacak. böyle durumlarda yeterli enstantaneyi sağlamak için iso'yu rahatça artırabileceğiniz, bir gövdeye ihtiyacınız var. 6d, bu anlamda gerçekten kusursuz..

    af modülü mark iii'ye göre çok geride, kabul etmek lazım.. 11 tane af noktası var ve sadece merkezdeki tek nokta çapraz tip. mark iii'nin ise 61 noktalı ve 41'i çapraz tip.. burada ihtiyaçları gözden geçirmek lazım.. insanın neye ihtiyacı olduğunu.. ben yıllardır yaptığım çekimlerin %90'ını orta noktadan yapmışım. kadrajda asıl netlemem gereken yer ortada değilse, önce orayı netleyip sona kadrajı ayarlayıp çekim yaparım.. öyle kolay gelir bana, öyle alışmışım. kaldı ki, 6d'nin netlemesi bir hayli hızlı da geldi aslında; nereye tutsam, kontrast farkı demeden şak diye netliyor.. ama dediğim gibi orta nokta zaten çapraz tip ve ben onu kullanıyorum genelde.. mark iii alan biri gerçekten 61 noktayı kullanır mı, kaçını kullanır, ne kadarına ihtiyaç duyar, bilemiyorum..

    son olarak, denediğim kadarıyla wifi aracılığı ile telefonu bağladığınızda, telefon üzerinden bir çok kontrolü yapabiliyorsunuz. çok beğendim..
  • 1600 dolara alma şansını elde ettiğim makine. bu makinenin en büyük eksiği af noktalarıyla ilgilidir, o da çok hızlı focus yapmak vs gibi bir ihtiyacınız yoksa (spor eventleri vs. çekmiyorsanız) çok da büyük bir eksi değildir, lakin ortadaki af noktası çok düşük ışıkta bile odaklayabilmektedir. hah, tam konusu açılmışken. bu makinenin en, en, ama en büyük artısı (fullframe olmasını saymıyorum) inanılmaz iso performansıdır. bazı testlerde 5d mk iii'ten bile daha iyi bir performans sergilemiştir. iso 800'e kadar neredeyse noise görülmemekte, iso 6400-12800 civarında, iso değeri düşünüldüğünde gayet kaliteli fotoğraflar elde edilebilmekte, daha yüksek iso'larda ise tabii ki çok kaliteli olmamakla beraber, tatmin edecek değerlerde fotoğraflar elde edilebilmektedir. bütün bunların yanında wifi ve gps olması da artısı. wifi ile iphone/android telefonunuza bağlayıp direk wifi üzerinden wireless shutter release gibi kullanabiliyorsunuz, ki bence wifi'ın en büyük artısı. stüdyoda kullanacaklar için de wifi direk bilgisayara transfer etmek gibi bir mükemmel artı sağlıyor, ekstra kazık wifi adaptörü almanıza gerek kalmıyor. gps ise fotoğraflara metadata olarak location koyuyor, geotagging için hoş bir özellik. sanırım biraz şarjdan yiyorlar, özellikle gps, ancak kullanmak isteyen adam için gayet uygun özellikler. 20 megapixel daha fazla olabilir miydi, evet belki, ancak düşününce, zaten 20 megapikselin üzerindeki çözünürlüğü efektif kullanabilecek lensleri satın alan adam muhtemelen daha pahalı bir makineyi de alır. iso performansını da hatırladığımızda, 20 megapiksel gayet yeterli duruyor. built in flash yok, ancak canon artık çoğu makineye (ve fullframe'lerin hiçbirine yanlış hatırlamıyorsam) flash koymuyor, çok da bir eksik olduğunu düşünmüyorum bunun. videoya gelirsek, 5d mk iii'den biraz daha az kaliteli olarak okudum yorumlarda, ancak karşılaştırmaları incelediğimde (en son çıkan magic lantern update'li mk iii'ü değerlendirmeye almaz, normal 5d mk iii'ten bahsedersek) günlük kullanımda 6d'nin video kamerasının mk iii'ten çok da farkı olmadığını görüyoruz. profesyonel film çekecekler 5d mk iii diyorlar ısrarla, uzmanlık alanım değil, o konuda bir şey demeyeceğim, ancak profesyonel film çekimi gibi bir şeyle uğraşmıyorsanız (hatta bazı durumlarda uğraşıyorsanız bile) 6d'nin video performansı sizi fazlasıyla tatmin eder. cf yerine sd kart alıyor. eskiden cf kartlar çok daha gelişmiş sd kartlar çok daha ezik kalıyordu, ancak zaten günümüzde arada pek bir fark kalmadı, uygun fiyata 64gb'lık, 40mb/s yazma hızı olan kartı bu makineye alabiliyorsam, cf/sd arasındaki fark eski bir convention'dan başka birşey değildir. ufak bir eksisi daha, shutter'da sanırım farklı bir teknolojiye gittiler, maksimum hız 1/8000 yerine 1/4000. çok mu önemli, bence hayır. ancak 8000 olsa iyi olur muydu? evet. 8000 olması için daha fazla para vermek ister miydim? hayır. bir süredir kullanıyorum ve makine hakkında söyleyebileceklerim: mükemmel! her kuruşunu hak eden bir makine. canon ef 17-40mm f/4l gibi hızlı (diyafram açıklığı anlamında) sayılmayacak bir lens ile kullanıyorum ve karanlıkta, hem de oldukça karanlıkta sorunsuz odaklıyor. tek af noktası kullanan ben için odak noktası sayısı eksikliği hiç sorun değil, zaten yalnızca ortadakini kullanıyorum, ve dedikleri gibi, yalnızca ay ışığında, 20 metre uzaktaki açık renkli bir objeye 2-3 saniye sürdü belki ancak odaklamayı başardı. peki ay ışığı gibi düşük bir ışıkta fotoğraf çekebildim mi elde tutarak? evet. iso'yu 6400'lere kadar sorunsuz kullanabiliyorsunuz pratikte. yani gayet kaliteli fotoğraflar elde etmekten bahsediyorum. 6400'ten 102400'e çıktıkça iyice noise yapıyor, özellikle 51200 ve 102400'de direk thumbnail preview'da bile noise görünüyor çekilen fotoğraflarda. ancak çok karanlık bir ortamda, başka şekilde belki de asla elinizle çekemeyeceğiniz bir fotoğrafı çekmiş oluyorsunuz. photoshop veya herhangi bir programda noise ciddi derecede giderilebiliyor. tabii ki düşük iso'daki kadar iyi bir çözünürlük ve dynamic range olmuyor, ancak insanlarla paylaşmak, kompozisyonda ne olduğunu göstermek vs için fazlasıyla yeterli. built-in hdr özelliğini deneyeyim dedim, ışık farkına ve çok fazla hareket eden obje olup olmamasına göre ortalama ya da gayet iyi sonuç veriyor. dramatik hdr efekti beklemeyin, onun için yine bracketing ile fotoğrafları çekip bilgisayarda birleştirdikten sonra tone mapping yapmanız gerekli. bracketing demişken, 1/3 stop aralık hassaslığıyla, - ve + 3 ev'ya kadar 2, 3, 5 ya da 7 bracketed fotoğraf çekebiliyorsunuz. hdr çekenler için ideal. white balance bracketing falan da var ancak henüz kurcalamadım, raw çekerken gereksiz zaten. raw demişken, bu makineyle tam çözünürlükte raw çekecekseniz, mutlaka en az class 10 ve 32 gb bir kart alın. bir raw dosyasının boyutu 20-25 mb civarlarında oluyor, kartın hemen dolmasını istemiyorsanız, o kadar paraya kıyıp 6d alırken yanında sağlam hızlı ve yüksek kapasiteli bir sd kartı almaktan çekinmeyin. makinenin bir diğer özelliği ise bulb modu için dial'da özel bir konum olması. yani eskisi gibi exposure u çevirerek 30sn'ye kadar getirmiyorsunuz. direk farklı moda geçiyorsunuz ve bulb modu hazır. wifi ile ipad'e bağlayıp kolayca eos remote app'i ile kontrol ettim makineyi. tek eksiği, bir kaç dakika boyunca elimi ipadin üzerindeki shutter butonundan ayırmadım, yakında buna bir çözüm bulunacağına inanıyorum bulb çekimleri için. ayrıca camera roll'a direk fotoğraf vs geçirebiliyorsunuz, tüm çekim ayarlarını yapabiliyorsunuz. gopro hero 3'teki gibi. 6d ile henüz video çekimi denemedim, magic lantern da henüz kurmadım. onları kullandıkça buraya eklerim. profesyonel sinema filmi çekmeyeceğimi düşünürsek video özelliklerinin fazlasıyla yeterli geleceğini düşünüyorum zaten.

    kanımca canon'un bugüne kadarki yaptığı en deneysel, ve en fiyat/performansı uygun makinedir.
  • canon'un fiyatına göre en iyi full frame fotoğraf makinesi.

    önce 'profesyonel' tanımından başlayalım. bir fotoğraf makinesini profesyonel kılan nedir, canon'un ürün sayfasında kendince koyduğu tanımlamadır. kullanıcı için ise tanımlar değişebilir, o yüzden kullanıcı kısmını oturup konuşmak polemikten ibaret.

    canon belli başlı kameralarını profesyonel olarak, bir kısmını ise 'yarı profesyonel' olarak tanımlar, bu ikinci tanım hepsinden saçma ve alakasızdır. lansmanı yapıldığında ürün böyle tanımlanmıştı.

    6d'yi bir buçuk yıldan uzun süredir kullanıyorum. artıları yeterince konuşulduğu için daha fazla döndürmeye gerek olmadığından, eksileri konuşalım:

    gövdesi sözde profesyonel kameralara göre daha dayanıksız görünüyor, su vb koşullara dayanıklılık konusunda 5d m3, 1d, 7d serisi gibi güven vermiyor. başıma birşey gelmedi. dslr cihazların en hassas olan ekran ve tuşların olduğu kısmından sağlam bir hızla toma suyu yedi, teker dial tuşunun ortasındaki ok tuşlarından sağdaki zor basar hale geldi. gövdenin tepe kısmı ise bilindiği üzere plastiktir, sebebi de wifi ve gps sinyalleri iletebilmek için.

    5dm3 ile mukayase edildiğinde video kalitesi gerçekten faciadan öte. bildiğim kadarıyla içinde moire filtresi yok ve sd kart yazma hızı canon'daki pazarlamacı kurnazlar tarafından kasten düşük tutulduğu için bitrate değerleri düşük. röportaj gibi yakın uzaklıktaki çekimlerde video kalitesi muazzamken gv dediğimiz genel manzara tarzı çekimlerde görüntüleri bilgisayardan izlerken ağlama hissi geliyor. video için yapılmış başka kurnazlık ise kulaklık çıkışının olmaması. bu bir sorun, diğer yandan video çalışanlar en basitinden hotshoe'ya bağlanmış zoom h1 veya h4n kullandığından ve sesi buradan monitor ettiğinden çok da can sıkıcı bir durum yaratmıyor.

    autofocus noktaları 9 adet ve gerçekten full frame bir cihazda yetersiz. övüle övüle bitirilemeyen leicaların komple manual focus olduğunu hatırlatırım. eğer doğa, spor, event felan çekmiyorsanız çok önemli değil. lakin bu üç alanda çalışıyorsanız ve para kazanıyorsanız, 6d'den uzak durulmalı.

    tek kart girişi var ve bu da sd kart alıyor, yazma hızı 60mb/s gibi. cf kartların artık devri bittiğinden bence bir problem değil, ancak geçmişte cf kartlara yatırım yapmış olanlar için sorun olabilir.

    clean hdmi çıkışı yok, normal hdmi var. atomos gibi kayıt cihazlarına bağladığınızda fazla birşey kazanmıyorsunuz.

    magic lantern ile arası sıkıntılı çünkü karta yazma hızı diğer full frame cihazlara nazaran düşük. 1800*960 gibi biraz daha kırpılmış çözünürlüklerde raw çekebiliyorsunuz ancak bu da 4-5 saniye ile sınırlı. çoğu kullanıcı için yeterli ancak 'neden?' sorusunu sorduruyor. magic lantern tarikatı da 60d ve 5d serisi üzerine kurulu olmasından kelli 6d yetim kalıyor.

    entrylerde unutulan fakat çok önemli olan bir artı özellik var: alet gerçekten hafif ve ve küçük ve ucuz. kayışı kısaltıp omza attığınızda paltonun arkasında tüm gün 50mm lensle dolaştırabiliyorsunuz. üzerindeki gps rüyalar yaşatıyor, dağlarda dolaşırken enlem boylam görüp harita okumanızı sağlayabiliyor, muhabirler için taşrada e dağçılar için muazzam bir artı. lightroom'a fotoğrafları attığınızda harita üzerinde konumlandırabiliyorsunuz, video çekimleri öncesinde keşif yapmak için ideal. wifi sayesinde fotoğrafları google drive'a (sadece jpeg olarak) cebinizdeki hotspottan şakır şakır atabiliyorsunuz, yine muhabirler için bulunmaz nimet.

    kısaca, full frame canon alacaksanız fotoğraf için 6d, video için ise 5dm3.
  • kullandıkça insanın daha bir sevdiği, sarıp sarmaladığı canon'un yeni ff gövdesidir..

    önceki yazılarda belirttiğimiz üzere, bu gövdeyi diğer kameralardan ayıran en önemli iki özelliğinin dahili wifi ve gps'inin olmasıydı.. akılı telefonlara yüklenen eos remote programıyla birlikte tamamen telefondan kontrol edebilme, gövdeden gövdeye dosya aktarımı vs. bir çok konuda wifi'ın ne kadar işlevsel olduğu takdirimizi yeterince kazanmıştı..

    sıra gps'e gelmişti.. bakalım o ne kadar işlevseldi. nette, forumlarda gps özelliği hakkında yazılanları inceledim ve uygulamaya koymaya karar verdim.. denemeler sırasında, kullananların üzerine basa basa söylediği en önemli şey olan, gps açıkken bataryanın çok çabuk bitmesi gerçeğiyle yüzleşmem çok uzun sürmedi.. kullanırken yedek pil ya da grip'e ihtiyaç duyulabilir. gövde üzerinde aktif hale getirdikten sonra işiniz bitti ve makinayı kapattınız.. sabah bir kalkıyorsunuz şarj bitmek üzere.. bu arada üst ekranda gps'in hala uydudan koordinat almaya devam ettiğini görülüyor. makina açıkken gps'i kapatıp sonra makinayı kapatmak gerekiyor. her gün yeni bir şey öğrenmek ne güzel..

    gps menüsünde dahili gps'i seçtikten sonra ayar menüsüne gelip bazı ayarlamalar yapmak gerekiyor;

    otomatik zaman ayarı: oto. güncel
    konum güncelleme ayarlaması: default olarak 15 sn.'ye ayarlı. 1 sn. - 5 dk. arası seçim yapılabiliyor. ben 10 sn. yaptım. batarya ömrüne direkt etki eden bir ayarlama bu.. yani saniye başı koordinatlarım kaydedilsin derseniz, batarya çok çabuk bitecektir. yürüyerek yapılan gezilerde 10-15 sn. yeterli bence..
    gps bilgi görünümü: o an ki bulunduğunuz enlem, boylam, yüksekliği ve sinyal kalitesini gösterir.
    gps kayıtçısı: gps konumu kaydet: açık konumda olmalı..

    bu ayarlamaları yaptıktan sonra, gps açık olduğu müddetçe gezdiğiniz her noktayı google earth aracılığıyla haritada görmeniz mümkün oluyor..

    bir fotoğraf gezisi yaptınız ve hangi dakikada nerede olduğunuzu, nerede duraksadığınızı filan görebilirsiniz.. gps açık olarak gezinizi tamamladıktan sonra gps menüsünde gps verilerini karta aktar diye bir seçenek var. ona tamam dedikten sonra kartı pc'ye takıp okutunca fotoğrafların olduğu dcım klasörünün altında misc diye bir klasör, bu klasörün içinde de gps klasörü var. .log uzantılı koordinatların olduğu dosyalar buraya kaydediliyor. bu dosyalar not defteriyle açılırsa ayarladığınız saniye aralığında kaydedilen koordinatları görmek mümkün..

    google earth'de dosya, aç deyip, tüm dosyaları seçip, bu .log uzantılı dosyaların olduğu klasörü bulmalıyız ve aç demeliyiz.. işte sonunda bütün gezdiğimiz yerler önümüzde.. sol üstteki skala'yı ileri geri oynatarak hangi dakika nerede oduğumuzu da görebiliriz.. google earth'deki görüntü şöyle:

    http://i.imgur.com/d4wxf4f.jpg
  • lenslere yatirim ustune yatirim yaptiktan sonra yillardir full frame'e atlamak icin uygun* firsat bekleyen sahsimi sevindiren yeni canon modeli.
  • lansman bilgilerine göre gövde kalitesi, max. enstantane hızı, fotoğraf çözünürlüğü, vizörü 5d mark ii'nin gerisinde. mark ii'deki gibi stereo mikrofonu da yok..

    fakat 2 fazladan af noktası var, ortaya cross-type eklemişler, jpeg'den hdr çekim yapabiliyor, ekranı azcık daha büyük, yazılımı daha yeni ve bilhassa multi medyacılar ayrıca gazeteciler için wi-fi eklenmesi çok olumlu.. sonuç olarak bariz daha ucuz olmaz ise mark ii dururken tercih etmek için pek sebep yok.. canon'un mark iii satışlarını arttırmak için bir hamlesi bence.. bu sebeple sanırım yakında 5d mark ii üretmeyi durduracaklar..

    ayrıca sıfırdan ff body alacaklar içinden ve set dağıtıp nikon'a transfer olacaklardan ciddi anlamda d800'e geçen kişi olabilir arada ciddi fiyat farkı olsa da.. son üretilen aletleri kağıt üzerinde inceleyince d800 alayından iyi duruyor bana göre.
  • 3-5 ay önce özellikle video çekimi için 5d mark 3 almış arkadaşları fena pişman etmiş bir kamera olmuştur. mark 3 den hem eksiği hem fazlası vardır. 11 noktalı af en büyük dezavantajı. wifi + gps en büyük artısı. iso performansı mark 3 ile aynı. video kalitesinin de mark 3 den farklı oldugunu düşünmüyorum.

    kanımca canon eos 6d de nikon d600 de arada segment bir kamera çıkarmakla mantıklı bir hareket yapmışlardır. en azından el yakmıyor.

    ilk sample video ve fotoğraflar şurdan görülebilir:
    http://web.canon.jp/imaging/eosd/samples/eos6d/
  • tek af noktası kullananlar için eksiksiz bir cihazdır. hafiftir. hızı iyidir. imaj kalitesi harikadır. 6400 e kadar profesonel işlerde kullanıyorum. zevk için çekiyorsam 20000 iso ya kadar yolu var. tertemiz olmasa da 20mp > 2 mp dönüşümünü yapınca gayet temiz görüntü ortaya çıkıyor.

    pili de bitmez 1100 fotoğraf çekebiliyor rahatlıkla

    en yakın rakibiyle karşılaştırması ise bu şekilde http://youtu.be/q9hlxwqcg5y?t=21m18s

    kağıt üstünde bir çok gövde 6d den üstün fakat gerçek kullanım o kadar farklı ki.

    piyasaya çıktığı hafta fotoğrafa başlamıştım. param olduğu gibi de aldım. baştan beri övüyorum. eos 6d çevremdeki herkese tükürdüğünü yalatmıştır. mark2 varken alınır mı bu kesilmiş kırpılmış gövde yaa bunda 1/8bin yok diyen 5 arkadasım da 6d aldı.
  • alamadığım için yakında sinirden kendimi skeceğim f/p canavarı full frame.
  • yaklaşık 3 aydır kullandığım ve apsc'den geçtiğim için bana dslr'ı yeni keşfetmişim gibi hissettiren alet.

    focus noktalarının azlığını yaşıyorum söylendiği gibi. wifi ve gps özelliğini sürekli kullanmama rağmen 1000 pozu rahat görüyorum dolu batarya ile
hesabın var mı? giriş yap