• anladığım kadarıyla konusu milliyetçilere oynarken solcu tiplere de prim yapmak için dünyanın zorlama hatta kel alaka kelamlarından biri geçen film.
  • gözyaşları içinde izledim. müzik seçimleri oldukça kaliteliydi. oyuncu seçimleri ve mekan tasarımları da oldukça güzeldi. kusur bulmak isteyenin bulmakta zorlanacağı bir film olmuş. filmin içine gerilim sokmada iyi değiliz ama bu filmde başarmış gibiyiz.
    sürgün edilen ailem, sürgünden kaçmak için vatan dedikleri anavatanlarına göçtüklerinden beri biz hürüz.
    ve ben bu filmde sürgün edilmek zorunda kalan her canın, her bulgar türkünün sesini duydum.
    izleyin, izlettirin.
  • geren, gülümseten , ağlatan ve gururlandıran film. naim süleymanoğlu'nun sadece cep herkülü olmaktan ibaret olmadığı ve bulgar zulmü gayet vurucu bir şekilde ele alınmış. gitmeyi düşünüyorsanız mutlaka gidin.
  • film genel olarak güzel ama asıl kaçış nedeni olan bulgar zulmü çok iyi anlatılamamış.özal'ı benzeri ile canlandırmak adına karikatürize bir tipleme yaratmışlar. türkiye'ye 1991 yılında giren renault 21'in 1988 yılında 1991 model görünümüyle kullanılması olmamış.ama genel olarak iyi bir film
  • güzel bir film. bazı sahnelerde müzik ya da ortam sesi diyalogların duyulmasını engellemişti. işin teknik kısımlarını bilen suserler değerlendirir.

    hikayesi güzel bir film. genel olarak sıkmayan yormayan bir film. ama tıpkı müslüm gibi biraz daha hikayeye ağırlık verilse fena olmazmış. sinema filmi 2-2.5 saat ama bunu dizilerimiz gibi boş sahnelerle doldurma alışkanlığına son vermeli yönetmenler.

    bir de elimizde muhteşem bir tarih var. diriliş miriliş derken işi sömürülüşe getiren kısımdan bahsetmiyorum. genel olarak hikayesi olan insanlarımız kentlerimiz var. cumhuriyet ve kurtuluş dışında kurtuluş savaşı ve cumhuriyeti bile doğru dürüst işleyememiş durumda sinemamız. (cumhuriyet ve kurtuluş trt’nim tv dizisi sanırım ama demek istediğim dönemi o kalitede anlatan bir eser maalesef yok)

    naim gibi müslüm gibi filmleri bu insanların izni dahilinde daha onlar hayatta iken çekmek gerekirdi. hikayesi olan hayattaki değerlerimiz için bunu yapsalar da izlesek.

    --- spoiler ---

    anavatan, mürted ve eren bülbül göndermelerini kaç kişi anladı salonda merak ediyorum.
    --- spoiler ---
  • ilk yarısı itibariyle mükemmel.
    kesinlikle kaçırmayın.

    edit: film bitti. kah çocukluğa götürdü, kah tüyleri diken diken etti, kah gözleri nemlendirdi.

    şunu anladık ki bu ülkede fedakarlık gerektiren, insiyatif gerektiren, kelle koltukta cesaret gerektiren her işin altında vatansever ülkücüler var.

    filme gidin, çoluğunuzla çocuğunuzla gidin.
  • naimin gençliğini oynayanın bgy üyesi olduğunu öğrendiğimden beri uyuyamıyorum
    --- spoiler ---

    amk daha yeni öğrendin nereden uyuyamıyosun
    --- spoiler ---
  • ailesi, 93 harbinden sonra mestanlı'dan, gümülcine'ye göç etmiş, bir batı trakya türk'ü olarak filmin yapılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

    güzel anlatmışlar. filmde ailemden o kadar çok şey var ki; gözlerim dolu dolu izledim.
  • ilk yarısı harika ama genel olarak beğendim. naim karakterine hayat veren oyuncu arkadaşı tebrik ederim. çok başarılı bir iş çıkarmış ve rolünün altından hakkıyla kalkmış. milliyetçi bir insan olarak yer yer tuylerim diken diken oldu gözlerim doldu izlerken.

    yarbay eren bülbül sahnesi. ufacık bir kare de olsa eren’i yad etmek ağlattı. huzurla uyusun.

    ne mutlu bize ki bağrından nice kahramanlar çıkarmış bu millet böylesi major bir sporcuyu da dünya sporuna kazandırmıştır. allah rahmet eylesin.
  • dün itibariyle vizyona girmiş filmdir. film naim süleymanoğlu'nun biyografisinden ziyade hayatının belli bir dönemine odaklanmıştır. bu dönem naim'in halter sporuna başladığı 10 yaşından naim'in 21 yaşındayken ilk defa katılmış olduğu 1988 seul olimpiyatlarına kadar olan dönemi anlatıyor. dolayısıyla biyografik bir film denemez ki böyle olması bence çok daha güzel bir hava katmış filme. filmi izlerken olay örgüsüne ve tarihi anlara şahitlik etmenin güzelliklerinin yanında filmden güzel mesajlar da çıkarabiliyoruz. mesela benim filmden çıkarttığım en güçlü mesaj, "sporun diplomasi üzerindeki etkisi". naim'in başarılı bir sporcu olması sebebiyle bulgar hükümetinin aldığı önlemler, türkiye'nin naim'i ülkeye getirmek için verdiği diplomatik çaba ve en önemlisi naim'in yeteneğini bulgaristan'daki türk sorunundan tüm dünyanın haberdar olmasını sağlamak için bir araç olarak kullanması. günümüzde bir çok araştırma ve tez konusu olan sporun uluslararası arenada ne kadar etkili bir silah olduğunu kanıtlar nitelikte. film bunu size doğrudan göstermiyor ancak izleyici bu mesajı net bir şekilde alıyor. filmi teknik açıdan inceleyecek olursak, mekanlar (özellikle sscb dönemi bulgaristan), müzikler ve en önemlisi roller için oyuncuların seçimi ve performansları harikulade. izleyici, oyuncuların rollerini içten bir şekilde icra etmeleri sayesinde duygusal sahnelerde daha güçlü bir empati yapma ve o duygusal anı hissetme imkanı buluyor. film bu yönüyle izleyici ile oyuncular arasında kuvvetli bir bağ oluşmasını sağlıyor. dönemin en önemli siyasi figürü rahmetli cumhurbaşkanı turgut özal (filmin geçtiği dönemde başbakandı) karakteri o kadar güzel canlandırılmış ki izlerken sanki o dönemde yaşanan bu diplomatik olaya bizzat tanıklık ediyormuşsunuz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. filmi izlerken sporla alakalı önemli bir nokta da dikkatimi çekti. bulgarlar bugünlerde bizim yeni yeni yapmaya başladığımız spor okulları projesini taa o yıllarda hayata geçirmiş ve çok verimli bir şekilde kullanmış. bizde tohm (türkiye olimpiyat hazırlık merkezi) yeni yeni işlevselleşmeye başladı. adamlar bunu yarım asır önce hayata geçirmişler. spoiler vermek istemiyorum. izleyince farkedeceksiniz, yetenekli sporcular tespit edildikten sonra devlet, bu çocuğu yaşadığı yerden alıyor ve sporu hayatının merkezine koymak için buna yönelik eğitim veren bir spor merkezini onun yeni evi yapıyor. çocuk bu merkezin çevresinde büyüyor ve sosyalleşiyor. eğitimini ve diğer faaliyetlerini devletin ona çizdiği program dahilinde ilerletiyor. yani adamlar sporcuyu daha küçük yaşlardan itibaren asker gibi yetiştiriyorlar. sporu hayatının merkezine koyup, diğer aktivitelerini de bu çerçevede yerine getirmesini sağlıyorlar. sscb'nin eskiden olimpiyatlarda neden bu kadar başarılı olduğunun da bir göstergesi bu proje. bizde sporcu antrenmana haftada 2 gün gelse iyidir, 3 gün gelse türkiye şampiyonasına hazırlamak için yeterlidir gözüyle bakılıyor. çünkü aile, yok dersleri var, yok sınavları var, yok köye gideceğiz diyor. olimpiyat sporcuları böyleleri arasından çıkmıyor maalesef. olimpiyat sporcusu, spor salonunda yatıp kalkan sporcular arasından çıkıyor. bunları niye yazıyorum, çünkü uzun süre spor il müdürlüğünde çalıştım ve çevremde onlarca antrenör yüzlerce şampiyon sporcu var. her türlü spor hakkında hakemliğinden antrenörlüğüne kadar, müsabaka kurallarına kadar az çok bilgim var. sporcunun çalışmasından, programa bağlılığından neyi hedeflediğini ve bunu gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini kestirebiliyorum az çok. demem o ki, bu film özelinde her antrenör tarafından sporcularına izletilmeli. naim'in nasıl ve ne şartlar altında çalıştığını görmeli çocuklar. hollywood filmlerindeki gibi senaryo değil bu film. gerçek bir sporcunun hayatı. elde ettiği başarılar da ortada. sporun içinde olanlar ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır. hangi spor branşı olursa olsun, her antrenörün izlemesi ve sporcularına izlettirmesi gereken bir şaheser bu film. herkesin bu filmden ve naim'in hayat hikayesinden alacağı farklı dersler ve ilhamlar olacaktır. ama sporun içinde olanların alacağı çok daha fazla mesaj ve ilham var. şimdiden hepinize keyifli seyirler.
hesabın var mı? giriş yap