• yolcu acisindan "ucakta nereye oturacagim"'dan fazla birsey ifade etmese de, bir ucak yolculugunda yolcu sayisi ve bagaj agirliklari ucaga konacak yakit miktarindan, flight management computer'a girilecek degerlere ve dolayisi ile hesaplanacak kalkis hizi gibi bir cok degiskeni etkiledigi icin yapilmasi sart, zorunlu olan bir islemdir.
  • havaalanlarinda ucagin kalki$i 35 saat gecikse bile orjinal kalki$ saatinden yarim saat oncesine kadar yapilmasi gereken i$lem. yoksa yaniyorsunuz cayir cayir.
  • bu işlemde görevli olan arkadaşlar sadece yolcunun rahatını değil, uluslararası emniyet kurallarını da göz önünde bulundurmak zorundalar. bu sebepten bazı çocuklu ve bebekli yolcular bazı sıralara oturamazlar, bomboş olsa dahi ön sıralara bazen yolcu alınmaz. bunun sebebi o görevlinin sizin tipinize gıcık olması değil, yük dengesinin sağlanması gerekliliği ve kati kurallarına bağlı olarak çalışılmasıdır. lütfen bilet aldınız diye uçağı kiralamış gibi davranmayınız.
    ~
    hatta bi daha düşündüm de, uçağı kiralasanız bile keyfinize göre iş yapamazsınız. ne olursa olsun bu kurallar gözetilmek zorunda.
  • ağır işsizlik. hayatının takip edildiğini düşünen/edilmesini isteyen, önemli olduğunu sanan insan eylemi.
  • mutsuz sosyal medya olgusu.
    bulundugunuz yerden, gordugunuz manzaradan, birlikte oldugunuz kisilerden, o kadar cok keyif aliyorsunuz ki, ilk akliniza gelen elinize telefonunuzu alip facebook da paylasmak oluyor, degil mi?
  • checked in yapmak demek, benim gözümde; ben yalnızım, mutsuzum diye bağırmanın 2014 versiyonudur. kendini bile sevmiyorken sen, başkalarını etkilemek uğruna her gittiğin yeri niye başkalarıyla paylaşmak derdine girip de, insanları imrendirme peşindesin ey insanoğlu kardeşim?

    bunun çeştili versiyonları şu şekildedir;
    iş yerinde check in yapan insan: çalıştığı işyeri kurumsaldır. "gene mesai başladı uff" şeklinde bir iletiyle paylaşılır ki, görenler imrenir, hmm deriz güzel şirket bu, 2-3 milyar maaş alıyordur kişi. oysa asgari ücretle milletin ağız kokusunu çeker bu kişi. işinin son demlerindedir, hayatında büyük bir fark arar, kendisini kurtaracak daha farklı işi, işyerini arar. verdiği mesaj aslında budur. o mesaja cevap şudur aslında: böyle devam edersen o işyerinden seni ne kendin ne de tanrı kurtarabilir, sen oraya bile fazlasın.

    mekanda check in yapan isan : "işten çıkınca stress atmaca, off" diye bir iletiyle paylaşır durumunu. madem sevmiyorsun o işyerini ve işi, neden reklam etme peşindesin ki çalıştığın kurumu ve işini? he sana imrenelim istiyorsun yani. vay be, kişi burada böyle bir işte çalışıyor ama tatminsiz, demek ki bu kişi daha üst bir işe layık. bu çok büyük insan lan! diye düşüneceğimizi zannediyor.

    evde check in yapan kişi: "iş yorgunluğu, x mekanda stress atma veee sonunda evim" diye iletiyle geliyor bu sefer. bak şimdi. gelişine vuracaksın aslında böylelerine. yani diyor ki, ben aslında çalıştığım kurum, yaptığım işten daha üst bir mertebeye layığım ama hayat bana vermiyor. ben naapayım? mesaj bu aga. oysa cevap da şu: lan sana o iş bile fazla aslında. bu kadar tatminsizsen hayatından, işinden bırak git otur evinde. senin iletilerini takip eden okuyan onca işsiz güçsüz insan var seni bi bok sanıyorlar. iş hayatının çok güzel sosyal imkanlar sunduğunu sanıyorlar. ne diye kandırıyorsun ki insanları. oysa işin sana asgari ücret verip modernizmin ve kapitalizmin kurbanı yapmış sen daha neyin peşindesin. seni anlamsız yaşam formu?

    aga öyle derlendim ki, belki ilerde devam ederim lan bu entry'e. ama daha fazla yazmaya devam edemeyeceğim, bu kadarla yetineyim :)
  • ucak yolculugunda neden illa yapilmasi gerektigini anlayamadim sey. bunun icin bir suru kontuar ayriliyor, bir suru personel calisiyor, ustelik ucak yolculugunun ucakta gecmeyen kismi cok uzuyor. onun yerine aynen otobuste trende oldugu gibi yerimiz onceden belli olsa ve bilet ve bagaj kontrolu cikis kapisinda yapilsa. biletler cikis kapisinda elektronik cihazlara konularak kontrol edilse , bu cihazlar kendi pc'mizden bastigimiz e biletleri de tanisa. sadece, el bagaji olamayacak bagajlari el bagaji almaya kalkisan yolculari uyaran gorevliler olsa. bagaja verilecek esyalar da cikis kapisindan verilse. yani super olurdu be. ucak yolculugu epeyi kisalirdi.
  • "aynı check-in e düşmek" şeklinde de kullanıldığını geçenlerde bir muhabbet esnasında ergen kardeşimden öğrenerek aydınlandığım eylem.

    e.k : ergen kardeş
    m: ben

    e.k: geçen kızla mekanda aynı check-in e düştük.
    m: ne yaptınız? (burada beyin mavi ekran verir)
    e.k: aynı check-in e düştük. karşılaşmadık ama mekan karanlıktı.

    öyleyken böyle. yaşlanmış hissettim sözlük. aynı check-in e düşelim mi?
  • keşke türkçesi olsa.
    giderek yaygınlaşır oldu ve nerdeyse oturdu oturacak dilimize.
    belki oturmuştur bile :(
  • ucaga binmeden önce yapılan yoklama, bilet kontrolu ve oturacak yer belirlenmesi işlemi.
    rezervasyon yaptırıp da ödemesini de bir şekilde yaptıysanız sadece kimlik belgenizle yaptırabileceğiniz bir işlemdir.
    oturma yeri olarak exit isteyin, koltuk aralığı epey daha geniştir, tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap