• pixelberry'nin muhteşem ötesi muhteşem oyunu. şimdilik android üzerinden oynanabiliyor. tipik otome game; yani hikayelere yaptığınız seçimlerle yön vermeniz söz konusu, bununla birlikte pixelberry'nin özgünlüğü küçümsenecek gibi değil.

    oyun kendi içerisinde "kitaplar" barındırıyor. her kitaba hafta içerisinde güncellemeler geliyor. tabii bu kitapların türleri de var; gizem, romantik gibi. ara ara özel bölümler de geliyor. ayrıca lgbt-ı dostu bir oyun, etnik kökenlere de özel bir hassasiyetleri var. oyunda her milletten karakter görebiliyoruz.

    her kitap birbiriyle bağlantılı. yani bunu bilerek mi yoksa öylesine mi yapıyorlar bilmiyorum. örneğin "the crown and the flame" -bir nev'i khaleesi ile aynı kaderi yaşayan bir prensesi anlatır- "the freshman" kitabında bir dizi olarak sunulur bize. bir yerden sonra kafa yormayı bıraktım, çok karıştı çünkü zaman çizelgesini oluşturamadım.

    oyunun eksisi yok mu var tabii. özel kıyafetler, flashbackler, özel senaryolar için para harcamak gerekiyor. kanımca para harcamaya değer tek kitap "endless summer" bir de o kadar yeni kitap çıkarttılar hala most wanted'ın ikinci kitabını çıkaramadılar.

    yine de bunlar bu oyunu severek oynamamda engel teşkil etmiyor doğrusu.

    edit: sildim oyunu. zira oyunun sürekli para istemesi dayanılacak gibi değil.
  • instagram'da dakika başı reklamı çıkmasından dolayı indirip denediğim oyun. bilgisayarda da seçimli hikaye oyunlarına alışık olduğum için başarılı buldum açıkçası, gerçi sadece freshman'i oynuyorum şu anda.

    eksisi ota boka para istemesi. bunu her premium diyalog seçiminde para istemek yerine aylık abonelik türevi bir şey sunsalardı düşünmeden alırdım açıkçası ama microtransaction işi beni geriyor fazlasıyla.

    velhasıl, para vermediğim için odun odun cevaplar vererek oynuyorum premium diyaloglarda. nabalım kısmet.
  • şu andaki en büyük guilty pleasure’im olabilir. dunyadaki butin klise romantik komedileri toplamislar bu oyunu yapmislar. bi de acilis oyunu olarak her genc kizin hayali prensli hikaye koymuslar prens olarak seceneklerin arasina sarisin bir yakisikli koymuslar. royal wedding etkisi hala surmekte ve her yerde turuncu kafa harry ile paçoz sinsirellayi gormekten zaten bilinc altimisa islenmis prensler dusesler, olmus sana para tuzagi. gerci oynarken mıç mıç romantij prensten ziyade prensin cool ötesi kankisine meylediyosun. adam soyadiyla hitap ediyor yazdigi kiza tam bir malfoy etkisi yaratiyo bunyede. ama rakip diye karsina cikardiklari cirkeflere inat prensle evlencem taam mi diye tutturmaya devam ediyosun.

    oyunu ikinci oynayisimda direkt kankiye meyletme planim oldugundan prensi aldatiyormus gibi olmayim sonucta o kadar hukukumuz var ayip olmasin diye * iticiler otesi ve cirkinler cirkini bir prens sectim kendime bu sefer de musmula surati ve micmicli romantik kisiligiyle adam icimi kiyiyo. skiplere basasim geliyor. hersey kankiyle desti izdivacimiz icin. aha geldi yine musmula prens. gachayim

    ımza:29 yasinda, son derece ciddi ve sıkıcı bir işi olan, yeterli duzeyde iq’ya sahip nişanlı bir dişil birey. `:kurtarin beni bu illetten :(`
  • oyunu 2 gündür oynuyorum, tesadüfen internette görüp indirdim. klişelerle dolu hikayeler fena olmasa da şimdiden bu kadar para istemesi sıktı. ilerleyebilmek için resmen diamonlara ve anahtarlara para bayılmak gerekiyor :(
  • 6 aydır oynadığım oyundur. bu yüzden uzun yazabilirim. yine bu yüzden okuyanların sabırlı olup tüm yazıyı okumalarını diliyorum. sonuçta tecrübe konuşuyor burada değil mi ama? * 6 ay önce reklamını görüp indirmemle başladı herşey. neyse oyuna gelecek olursak; kısaca kendi içinde oynanabilir kitap barındıran pixelberry studios'un bir oyunu. bu kitapları oynayabilmek için anahtar gerekiyor. bu anahtarlar kullanıldığı andan itibaren 3 saat sonra yerine geri geliyor. ancak biriken iki anahtardan sonra üstüne eklenmiyor. neyse kitaplarda kalmıştık. bu kitaplar türüne göre değişebilir. romantik aşk hikayelerinden sihir hikayelerine, korku hikayelerinden macera'ya, gizem'den gençlik hikayelerine kadar birçok kitap barındırır. bunlardan beğendiklerimi birazdan yazacağım ama önce eksi yönüne gelecek olursak; evet oyun tam bir soygun. neden mi? her özel seçime (yani steamy scenes filan) elmas istemesi. başlangıçta belirli bir miktar elmas veriyor ancak bu bir kitaptaki tüm özel seçimlerin 4'te 1'ni bile karşılamayacak boyutta. yani elmasınızın yetmediği her seçimde sizi sömürüyor. düşünün: bir hikayede istediğimiz özel seçimleri tercih etmemiz için 200'den fazla elmas'ı gözden çıkarmak gerekiyor. ha yok ben para vermeden oynarım derseniz iki şık kalıyor geriye. bu durumda ya odun gibi cevaplar verip kitapları öyle tamamlarsınız (ki oynadığınız kitaptan hiç bir şey anlamazsınız) ya da elmas biriktirme yoluna gider, başka kitapları gözden çıkarıp, sırf kitabın her bölümünden 2 elmas kazanmak için diyalogları hızlıca geçersiniz (bu benim sevdiğim bir yöntem). bir de her 22 saatte bir 3 reklam izleyerek 5 elmas veriyor. bu da devede kulak tabi. hiç yoktan iyidir o da ayrı mesele. bir de oyun aşırı hatta iğrenç derecede hatta itici seviyede lgbt dostu. hikayelerde eşcinsellik mide bulandırıcı bir seviyede vurgulanıyor. hatta o kadar ki; bazen kadın - erkek ilişkisine müsaade etmelerine dahi şaşırıyor insan... neyse bunu da bir kenara bırakacak olursak, şubat ayından bugüne kadar 44 kitap bitirmişim ki bunların sadece 8'i "my favorites" listemde. yukarıda da dediğim gibi tüm özel seçimlere elmas bayılmaya değecek kadar beğendiğim ve bitirdiğim kitaplar var. sırasıyla;
    desire and decorum book 1 - 2
    high school story book 1 - 2 - 3 (lise, gençlik ve aşk üçgenindeki kitaptır)beni lise yıllarıma götürmüştür.
    a courtesan of rome (roma döneminden kalma bir ailenin toparlanma hikayesi)
    most wanted (macera) onların tabiriyle bir detective olarak bir cinayeti çözersiniz ama yanınızdaki güzel bir meslektaşınızla.
    hero (kısaca bir süper kahramanın başından geçenler)
    not; bu kitapların konusunu daha doğrusu diyalogları iyi anlayabilmek için en az lise seviyesinde ingilizce bilmek gerek.
    edit: imla
    edit 2: unutulan bazı eklemeler
  • yukarıdaki yazar arkadasin dediği gibi tam anlamiyla bir guilty pleasure. hele ki royal romance. gercekten cok eglenceli, cerezlik hollywood romantik komedileri gibi modernize edilmis bir piremses hikayesi. prense sevdicegimin ismini verdim tipleri de bize en benzer sekillerde sectim. aman yareppi resmen aşk yaşıyorum. son 3 chapter kaldi bitsin istemiyorum.
    ulan diamondlarim yeterli olmadigindan hep sikko sikko basic kiyafetlerle dolandim durdum fakir gibi koca kraliyet ailesi karsisinda. kac gun ust uste ayni kiyafeti giydim rezil gibi. bazen mantigimi kaybedip diamond almak icin elim kredi kartıma gidiyor sonra "kazık kadar (30) insansin what the fuck are you doing!?" diyip vazgeciyorum. siradaki hikayem, kapaginda vahsi donlu bir striptizci olan bachelorette party.
  • her sene aralık ayında üzerime bir rehavet çöker... abd yıllarımdan kalma bir alışkanlık galiba, orada aralık ayını baştan sona tatilmiş gibi geçirmek makbuldür; abc family her gün yeni bir noel filmi gösterir, etraf yeni yıl süslemeleri ile ışıl ışıldır, kısacası işe güce odaklanmak hiç mi hiç kolay değildir... bizde ise yeni yıl kutlamaları bu kadar abartılı değil, ancak sene sonunda sömestrin bitişi, sınav okumaları, not verme, performans değerlendirmeleri falan filan derken insana bir yorgunluk çökmesi oluyor haliyle... işte böyle zamanlarda ben kendimi romantik noel filmlerine, sıcak salebe/çaya/şaraba, kitaplara vuruyorum. henüz birkaç gün önce keşfettiğim bu muhteşem oyun ise tüm romantik film/dizi/kitapların pabucunu dama attı ve hayatımdaki keyif verici maddelerin en üst sırasına yerleşti! vallahi her sabah "yaşasın, iki canım var, acaba hangi kitabı oynasam?" diye sevinçle uyanır oldum :)

    şimdi bu uzun girizgâhı geçip olaya gelelim: bu oyunda bir sürü "kitap", yani seri var değerli kardeşlerim. her birinde farklı bir serüvene atılıyor, dilerseniz bir prensin kalbini kazanmaya, dilerseniz iyi bir cerrah olmaya, hatta bir büyücülük okulunda ya da vampirler arasında hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. her zevke göre hikaye var anlayacağınız. üstelik bu hikayelerin plot'ları da bayağı iyi yazılmış, yani öyle böyle değil. büyücülük okulu dediğim seri, the elementalists, "harry potter meets avatar the last airbender" gibi bir dizi; her iki seriye de bayılan bendeniz için ağzımın suyu akarak oynadığım bir oyun. ama iki evrenden de farklı, çok özgün yaratıklar ve gizemler içeriyor. ya da mesela "it lives in the woods", bir teen slasher tadında, hatta stephen king'in it'ine yakın ögeler içerse de yine kendine özgü bir korku hikâyesi. benim favorim olan "open heart", yani çaylak bir doktor olup kariyer basamaklarını tırmanmaya (bu arada da bir ilah gibi görülen doktor ethan'ın kalbini kazanmaya :)) çalıştığınız seri ise grey's anatomy'nin çok daha eğlenceli versiyonu ve bence plot twist'leri ile olsun, medikal vakaları ile olsun üzerinde inanılmaz çalışılmış bir hikâye. bu seride yeri geliyor etik dilemmalarla karşılaşıyorsunuz (yüksek oranda ölüm riski içeren tedaviyi hastaya uygulamalı mı, uygulamamalı mı?), yeri geliyor hikaye amerikan sağlık sistemine ciddi eleştiriler getiriyor bir "vaov!" diyorsunuz (oynadığım karakter sigortası olmayan hastalarla karşılaşıp onların testlerini labda gizlice yapmaya falan kalktı mesela, gözlerim kamaştı), sonra arkadaşlarınızla işbirliği içinde mi olacaksınız yoksa rekabeti mi ön planda tutacaksınız bunun kararını veriyorsunuz... yani altyapısına ciddi anlamda emek harcanmış, film gibi hikayelerle baş başa buluyorsunuz kendinizi.

    choices'ı bu kadar sevince muadili olan episode, heartbeats gibi oyunları da indirip oynamayı denedim ama onların vıcık vıcık, aşırı derecede bayağı hikayelerine katlanamadım resmen... choices'ta ise bazı serilere ciddi anlamda aşık oldum. open heart bunların başında geliyor. gerçi zaman zaman kendimi doktorlar'daki ela gibi hissetmiyor değilim, üstelik bu ethan dediğim uzun boylu mavi gözlü eleman mucize doktor'un ferman'ına çoook benziyor! * ama dediğim gibi ciddi anlamda doyurucu ve düşündürücü hikayeleri sayesinde olay basit bir hastane soap operası olmaktan çok daha öteye geçiyor... yine en cheesy olabilecek oyunlardan olan royal romance'te bile ciddi stratejiler üretip rakibiniz olan diğer leydileri nasıl bertaraf edeceğinizi ya da kendi tarafınıza çekeceğinizi falan siz kurguluyorsunuz. kimle aşk yaşayacağınız kararına girmiyorum bile, o apayrı eğlenceli :) hatta geçen kendimi "yakışıklı genç cerrahi asistanlardan tricep bryce'la yatıp yatmama" kararı verirken buldum (yatmaya karar verirsem elmas almam yani basbayağı para vermem gerekiyordu!) ve bir anlık "acaba?"dan sonra bir fesubhanallah çekip kendime geldim, resmen hayatımda en çok eleştirdiğim şeylerden birini yapıp seks için para verecektim yani, ahahah! allah'ın sopası yok işte, kul kınadığını yaşamadan ölmez derken bunu kast ediyorlarmış demek. * işte oyunun en sinir bozucu tarafı da (yalnızca 3 saatte bir can vermesinin dışında) bu: ota boka elmas istemesi, en kilit sahneleri paraya bağlaması, ulan ağız tadıyla prensimizi öpemeyeceksek ya da yakışıklı iş arkadaşımızla no strings attached şekilde one night stand yaşayamayacaksak biz bu oyunu neden oynuyoruz :))) gerçi burada da şöyle bir bug var, her chapter'ı bitirdiğinizde 2 elmas kazanıyorsunuz ve her serinin ilk chapter'ı hiç canınız olmasa da oynanabiliyor... o yüzden ben şu an hiç ilgimi çekmeyen seriler de dahil olmak üzere hepsinin ilk chapter'ını oynayıp toplayabildiğim bütün elmasları toplamış durumdayım :) tabii bunlar yine de oyunlarda hem ekstra sahneler açmak hem de şıkır şıkır giyinip gezmek için yeterli değil (kalleş oyun güzel elbiseler için bile elmas istiyor!), o yüzden yukarıdaki yazar arkadaşların birinin de dediği gibi para vermek istemiyorsanız bütün sosyetik balolara ezik gibi aynı kıyafetle katılıp duruyorsunuz maalesef :))

    bunun dışında bir de oyunu oynarken kendimle ilgili ilginç şeyler keşfettim, bu da oyunun ayrı bir artısı oldu benim için. arkadaş, hangi oyun olursa olsun ben bir türlü kötü olamıyorum. olmuyor yani, beceremiyorum, bitchy karakter olmak beni inanılmaz rahatsız ediyor. hep bir cici kız, hep bir arkadaş canlısı moddayım. bu bana çok ilginç geldi; gerçek olmayan bir dünyada bile insanları kırmayı, onlara kötü davranmayı beceremedim. hayır her şeyi kabullenen, ezik kız modunda da değilim, ama tıpkı gerçek hayattaki gibi durup dururken insanlara kötülük yapmayı kendime yediremiyorum. vallahi çok ilginç, oysa ben en azından önemsemediğim serilerde aşırı pislik, aşırı cadı bir kadın olup ortalığın anasını ağlatmanın nasıl bir şey olacağını da tecrübe etmeyi isterdim... ama öte yandan etik ikilemlerde bazen yalan söylemeyi gayet de kendime yedirebildiğimi ve etik anlamda pek o kadar püripak olmadığımı da gördüm. oyunları ciddiye alıp gerçek hayat simülasyonu gibi oynayınca kendi kişiliğinizle ilgili enteresan şeyler de fark edebiliyorsunuz. yani kısacası güzel oyun be... daha iyi elbette olabilirdi; ama mobildeki bir uygulamadan, hem de parasız bir uygulamadan, daha fazlasını beklemek insafsızlık olur. sevdim seni choices.
  • the freshman serisini ilki üç sene önce olmak üzere toplamda üç kez bitirdiğim, şimdi de yeni hikayelerinden the nanny affair'i oynadığım harika seçmeli hikaye uygulaması. elmaslarımı pintilik edip ve ayrıca sağ alt köşedeki hediye ikonundaki yönergeleri izleyip 200 küsura çıkardım, çatır çatır seksli sahneler olmadan da kullanmaya niyetim yok.*

    sam'i kabuğuyla yemezsem şuradan şuraya gitmek nasip olmasın evlatlarım.
  • 3 yıl sonra, hakkında yeniden yazma ihtiyacı hissettiğim oyundur.
    zira ilk zamanlarından bu yana çok değiştiler.
    şimdiye dek yayınladıkları kitap sayısı 120'yi geçti.
    gelgelelim artık senaryo bulamadıklarından olsa gerek, birçok kitabın hikâyesi birbirine benzemeye başladı.
    ayrıca altını çizmek istediğim bir konu ise, göründükleri gibi olmamaları.
    şöyle ki; kitaplarında daima sosyal eşitliğe dikkat çekerler, çevreciliği, lgbt'lileri ve blm'yi desteklerler. ayrıca ırkçılığa o kadar karşıdırlar ki; kitapların hemen hepsinde siyahi bir karakter görebilirsiniz. unutmadan, bir de bu kapitalist düzene durmadan göndermede bulunurlar hatta amerikan sağlık sistemini apaçık eleştiriyorlar "open heart" adlı kitaplarında. buraya kadar her şey güzel. değil mi? ne var ki; hiç de niyet ettikleri gibi davranmıyorlar. en basit örneği bu elmaslar. birçok hikâyede bazen zaruri bazen de gereksiz seçimleri seçmek için kullanılan elmaslardan bahsediyorum.
    tam tarihini hatırlamasam da, yine yaklaşık olarak 1 yıl önce, vip sistemini getirdiler.
    vip sistemi de şu; her ay düzenli olarak 120 tl karşılığında sınırsız anahtar hakkı, 185 hoşgeldin elmas'ı veriyor (sanki çok yetecekmiş gibi) her gün 10 elmas bonusu ve vip olmayanlardan önce vip kitaplarını okuma hakkı tanıyor. hatta şöyle bir görsel bırakayım.
    şimdi bu kapitalizmin allah'ı değil mi?
    eee, hani karşıydın bu düzene? ne oldu, ters mi düştü eylemlerin ile düşüncelerin?
    velhasıl, oldukları gibi görünmeyen, göründükleri gibi olmayan yapımcılara sahip bir p2w oyunu.
hesabın var mı? giriş yap