• sabah ağır hangover ile birlikte karnın aç mal mal dururken evde pek tanımadığın bir kadının hala donla geziyor oluşu. ne yaşanırsa yaşansın evdeki kedi için zamanın hep aynı akması, bunun insana yaşattığı çok tuhaf, anlaşılmaz, hafif rahatsız duygu. ersin karabulut'un bu yeni öyküsü beni çok eski çaresiz bir kaç halime geri götürdü. hiç özlememişim o sefil halleri, hem de hiç..

    tanım: keyifle ve ilgiyle takip ettiğim bir öyküdür.
  • ersin karabulut'un üç haftadır uykusuz'da çizdiği müthiş çizgili (kıps) öykü. nereden övmeye başlamam gerektiğini bilemiyorum. çizgisiyle ilgili zaten söyleyebilecek bir şeyim yok. yıllardır olduğu gibi gerçekçi çizgisinin içine yedirilmiş tarzıyla aklımızı aldı.

    devam filmlerinin başlangıç sahneleri bana çoğunlukla aynı hissi verir. aradan geçen zamandan sonra karakterlerin ne yaptıklarını gördüğümüz o sahne, işte çizgili tişört'ün başlangıcı da bana aynı şeyi hissettirdi. sandik içi'nden bıkmış bir ersin ile başlıyoruz hikayeye. bunu sanırım köşeyi takip eden herkes anlayabilmiştir. zaten bir sanatçının aynı tempodan sıkılması durumu çok normal, yeni bir şeyler arama hissi ile ilgili olsa gerek.

    bu öyküde en çok hoşuma giden ayrıntı, gerçek hayattaki karakter ve mekanların kurgunun içine çok güzel geçirilmesi oldu. tıpkı daha önceki amatör öyküsünde olduğu gibi (o öyküde memo tembelçizer, uykusuz dergisine rakip olacak yeni ve gizli bir oluşum peşinde koşturup gizli toplantılar yaparken, yılmaz aslantürk derginin içinde amatör günlerine gelen kızlardan biriyle birlikte oluyordu) bu öyküde de ersin'in gerçek hayatta muhtemelen yapmadığı şeyleri gördük. kendisini hiç tanımadığım için, uzun süreli, babayla tanışmalı ve canını sıkan bir ilişkisi olup olmadığını bilemiyorum. ama bunların hiç birinin olmadığını hayal ediyorum. belki de cidden babasıyla tanışıp yurtdışı sergileri planladıkları bir sevgilisi vardır ama bu hikayeyi kurarken birlikte gülmüşlerdir falan.

    her neyse tüm bunların dışında hayranlarla ilgili olan kısım gerçekten çok ilginç. yıllardır süren ve artık bıkmasına sebep olmuş kestane şekeri geyiği, artık dolabın arkasına attığı çizgili tişörtler, köşeyi uzun süredir takip eden herkesin ersin karabulut'u çok iyi tanıdığını düşünmesi. "işte şöhretin ışıltılı dünyasının ardındaki hayal kırıklıkları hahaha" demeyeceğim tabii ama böyle bir köşe çizerek insanlara hayatıyla ilgili pek çok detayı anlatan birinin sanırım bunlara katlanması gerekiyor.

    bu hikaye hakkında söyleyemek istediğim daha çok şey var ama onlar da zamanla gelecek. son olarak şunu söyleyeceğim, sandik içi köşesini çok sevmeme rağmen yeraltı öyküleri, sevgili günlük, amatör gibi ersin karabulut öykülerini okumaktan her zaman daha çok keyif aldım. o yüzden çizgili tişört beni çok memnun etti. umarım biraz uzun sürer ve keyifle okuruz.
  • enine çizgili tshirt giyeni olduğundan geniş gösterir giymeyiniz
  • modern şehirli kadın erkek ilişkileri hakkında güzel tespitler barındıran çizgi hikaye. kızın evde bir eşya bırakmaya çalışması, ersin'in de bunun anlamını bilip engellemesi pek beğendiğim bir detaydı.
    (öyle olur o iş hakkaten)
  • --- spoiler ---

    daha iki sayıda gözüktü ama çok yavaş ilerliyor sanki konu. şakası yapılan türk dram dizileri gibi. iki sayfaya yayılmış fakat tüm olay; ersin geceyi kızla geçirdi. bu arada hikayede ersin'e yavşayan kız ileride saykoya bağlamazsa ben de bir şey bilmiyorum. yılan gözlü ezgi tipi var o kızda. yemin ediyorum yuva yıkar. en korktuğum kız tipi. umursamaz, seksi, şakacı, carpe diemci sinsi kız. yazarken bile bir ürperti geldi. umarım sevenleri ayıramazsın şırfındı karı!

    --- spoiler ---
  • 8.bolum sadece yer kapliyor. cizerin en sevdigi sey sanirim ''devami haftaya''.
  • ço o o o o ok yavaş akan bir köşe olmuş bu köşe.
    bir de, elbet kendi tercihi ya, bu hafta hiç çizmese de olurmuş ersin karabulut.
  • ersin karabulut'un "abi aynı beni anlatıyorsun"cu hayran kalabalığıyla arasına koymak istediği mesafe gibi.
    elinde kekiyle dergiye ziyarete gelip kendisine hediye veren sempatik kitleye mesaj gibi.
    güzel ediyor bence.

    götü güzel diye bir kadınla sevişiyor ama sevgilisi cepte. o da duruyor.
    kendini bayağı menfaatçi, küfürbaz itin teki olarak resmetmiş.

    hikaye tek gecelik ilişkisini öldürmeye doğru gidiyor gibi. gitsin. öyle de güzel olur.
    "aslında yokmuş o, kafasında şey etmiş"e de gidebilir. o olmasın bence.

    uykusuz'un karikatüristlerindeki (yılmaz aslantürk hariç) hikayeyi tamamlayamama beceriksizliğine denk gelmiyorsak ne güzel. amatör öyleydi; bu böyle olmasınn.

    çizgiler harika. dönüp dönüp bakasım gelir, bakasım gelir...
  • çok yavaş ve bayık ilerleyen hikaye. inşallah toparlar
hesabın var mı? giriş yap