• insan zihninde çaktırmadan, sinsice gelişen bir oluşum. başta orda burda takılınıyor, içiliyor, eğleniliyor. değil çocuk, evlilik bile fizan kadar uzak. kendi sorumluluğunu bile taşımak zor ya... sonra ekonomik krizler, kariyer krizleri patlıyor, işlere girip işlerden çıkılıyor. evlere yerleşip evlerden taşınılıyor. arada bir de kalp kırıklıkları yaşanıyor. sonra bir de bakılıyor ki "aaa durulmuşum" denilmekte. düzen isteniyor. ama işim olsun, eve geleyim, evden gideyim düzeni değil bu. o güne kadar bağımsız kurgulamak adı altında miskin miskin yayılınan hayat, artık bir şeylere, birilerine göre programlansa... o da ne, o güne kadar vızıldayan küçük canavarlar olarak görülen çocukların şaşkın bakan kocaman gözleri, ısırılası el ve ayakları varmış. utanılmasa yolda durdurulup sevilecek. "şşş aloooo, bünye efendi, topla gel" demeye kalmadan karşılaşılan karşı cinsler ebeveyn kriterine göre değerlendirilmeye başlanıyor. sonrası pek fena, doğurtmak için gözünü karartmış, aportta bekleyen erkekler ve "aman canım, eli yüzü düzgün, iş güç sahibi adam" diyen kadınlar...bilemedim, rabbim herkesin gönlüne göre versin.
  • arkadaşının çocuğu arabaya kusunca geçen his
  • çocuk istemek de kezbanlık sınıfına girdi ya başka bir şey demem.

    ya sevdiğin kadından veya sevdiğin erkekten bir parça istemek eğer kadınlar için kezbanlıksa, biz kapatalım bu ülkeyi valla boş yere masraf.
  • tomurcuk derdinde olmayan ağaç; odundur.

    necip fazıl kısakürek
  • la millet kadın diyor, kezbanlık diyor. erkek olarak istiyorum işte...

    şu an deli gibi evlenmek istememin sebebi çocuk. düşünsenize lan sizden sonra en sevdiğiniz, uğruna dünyaları karşınıza alacağınız yeni biri. hem de sevdiğiniz insanla aşkınızın meyvesi!

    sanki uçana kaçana atlıyor, hızlı hayatına son veriyor da çocuk isteyenden korkuyor topraaam.
    maloğlu mal. 3 sene sonra ağlarsınız korkup kaçan zibidiler.

    berdan mardini kovalasın hepinizi.
  • hayat gailesi, kendi kicinizi bile dogrultamamak, bitmek bilmeyen kimlik bunalimlari arasinda yasadiginiz abuk subuk, icgudusel bir arzudur bu... ruyalariniza girer... hicbir sey icin ruya tabirlerine bakmasaniz da, "bu benim arzumdan kaynaklanmiyordur, uhrevi ve kel alaka baska bir aciklamasi vardir" diyerek sacma sapan sitelerde "erkek cocuk su demek, kiz cocuk bu demek" gibi manalara siginirsiniz.

    oysa, ozellikle kadin icin olay bambaskadir. beden medeniyet bilmez, turun devamini ister. giderek olgunlasan kadin, hani olur da hamile kalinirsa cocugun beslenmesi garanti olsun diye yag depolamaya, cinsel arzu daha bir artmaya baslar. haliyle id harekete gecerek maksadini ruyalarda dile getirir. yolda sokakta gorulen bebeklere, cocuklara secicilik yapan bir algiyla bogusulur...

    netice itibariyle bu arzu, kadinin erkek tarafindan anlasilamayan bambaska bir handikapidir. ustesinden gelmenin tek yolu ise, cocuklari cok ama cok sevmektir. ancak bu bicimde kendinizi, sunabileceginiz imkanlarda kisitlilik barindiran bir canliyi yeryuzune getirmekten uzak tutabilirsiniz...
  • ...ama insan sevmemek diye devam eden eylem.

    türkiye, çocuğu yapıp yapıp ayrı yaratıkmış gibi muamele eden kişilerle doldu, bu sebepten ortalık embesil çocuk ve sonrasında yetişkin kaynıyor.

    bilirkişiden öğrenelim:

    'ben çocukları çok severim. onları anlamaya çalışırım sevmekten daha çok. ben çocuklara çocuk gibi davranmam. bir çocukla ilişkim, dostluğum, arkadaşlığım varsa, o benim arkadaşımdır, çocuk değildir. çocuk gibi bakmam. ayrı bir insan türü gibi bakmam. niye bu böyle? inanmadım hiçbir zaman çocukların, insanların çocuklara davrandığı gibi çocuk olduklarına. basbayağı insandır onlar. çok şey öğrenmemiştir daha, zenginliği azdır yaşlanmış insanlara karşılık, daha az yaşamıştır, ama düpedüz insandır.' yaşar kemal

    o iş o kadar kolay olmamalıdır o sebeple. 'ayyy ben çocuk istiyorum' cümlesindeki çocuk insandır yani, akvaryumda balık değil, ki balığa da yazık ya..neyse o başka bir konu, başka bir başlığa şey ederim.
  • çok uzun yıllar boyunca içimde nüksetmeyen ancak yeni yeni filizlenen.

    "bir kadın neden çocuk ister?" ya da "ben neden çocuk istemiyorum?" diye düşünür dururdum.

    ilişkilerde bu konu er ya da geç gündeme gelir, üstünkörü de olsa bir geçilir üstünden.
    "ben çocuk istemiyorum" cümlesini çok net telaffuz eden erkekler tanıdım. bende de o heves yoktu hatta çocuk için deliren bazı kadınları küçümserdim içten içe. toplumun genel eğilimini reddetmenin daha farklı hissettirmesi mi, başka bir şey mi çözemedim.

    kafanız bu konuda karışık olsa da sevdiğiniz adamdan "ben çocuk istemiyorum" cümlesini duymak kadın olarak incitir sizi. yani siz istemeseniz de erkeğin sizden çocuk sahibi olmasını istersiniz. uzun süre bu duygulara anlam veremedim, kendi duygularıma fransız kaldım çelişkilerime de...

    zaman içinde bu konudaki çelişkilerim son buldu, her şey netleşti. çocuk sahibi olmak/olmamak bir dünya görüşüdür diyenler olabilir. saygım sonsuz.

    kişisel tarihimi gözden geçirdiğimde şu sonuca vardım. tekrar ediyorum bu sadece beni bağlar ama benim gibi hisseden ya da henüz hissetmemiş hissedecek kadınlar olduğuna şiddetle inanıyorum. doğru insanı bulduğunuzda o insandan çocuk sahibi olmayı gönülden istiyorsunuz. çünkü o kişiye benzeyen bir varlık dünyaya getirmek size mucizevi geliyor. bu da sevdiğiniz erkeğin (ya da kadının) size ne kadar uygun olduğu ile çok yakından alakalı bir durum. maalesef hayat o "perfect match" i aramakla geçiyor. kimimiz buluyor kimimiz bulamıyor, çocuklar doğuyor, bazısı doğmadan ölüyor. *

    biz kadınlar "oldurduğumuz" ilişkilerde çocuk konusunda muallakta kalıyoruz. sevdiğimiz kişi hakkında şüphelerimiz varken elbette ondan bir çocuk sahibi olmak konusunda da çok hevesli olamıyoruz. bu da anlaşılabilir bir şey.

    nasıl ki hayvanlarda dişi yavru yapacağı erkeği seçip ondan yavru yapıyorsa, insanlarda da durum böyle. olay aslında karışık değil. "zaten çok kirli olan dünyaya yeni bir varlık mı getireceğim" ya da "işimde çok başarılıyım şu an zamanı değil" gibi duygulardan eser kalmıyor yavru yapacağınız doğanın diliyle "ideal" erkeği bulduğunuzda.

    o "ideal" erkek de "seni seviyorum, neden senden bir çocuk istemeyeyim ki" yaklaşımındaysa doğanın dengesini anlıyorsunuz. yanlış ilişkilerde debelenirken hayat hakkında ne çok şeyi küçümsediğinizi, reddettiğinizi anlıyorsunuz.

    bunlar şu an vardığım sonuçlar. hayat izafi. misal şu an bana her zamankinin aksine uzun geliyor ve daha varacağım tonla sonuç var, değişeceğine emin olduğum.
  • bu zamana kadar hiç istemedim. hatta zaman zaman istemediğim için kendimi garip buldum. çevremdeki arkadaşlar falan isterdi çünkü. ay çocuğum olsun, çocuk için evlenicem, çocuk görünce sevmeler şirinlikler falan. zaten bir çoğunun var artık.
    ben öyle şeyler hissetmiyor, hayalini kurmuyordum. çokça yeğenim olduğundan belki de, çocuk sevme duygum tatmin olmuş da olabilir. her yaştan boy boy yedi güzel bebeği tanıdım en yakından. ilkiyle tanıştığımda 12 yaşındaydım. yani çok uzun zamanlardır bebeklerin hayatına aşinayım.
    bütün bunların içinde, hiç kendi bebeğim olsun diye düşünmedim. şimdi istiyorum işte, o mis kokulu minik ayaklardan bir çift. o süreci yaşamak ve sonrasında hayatında ömür boyu vazgeçemeyeceğin bir varlığa şekil vermek çok değişik duygular hissettiriyor. çok da büyük sorumluluk.
  • o değil de sırf kadın üstüne konuşulmuş, malın biri kezban turnusolu demiş vs.

    birader erkeğim ben. 25 yaşındayım. çocuklara da bayılıyorum. ver 15 tanesini saatlerce oynarım, hiç sıkılmam. yedirir, içirir, yıkar, banyo yaptırırım. altını değiştiremem ama, o ayrı konu.

    ve evet çocuğum olsun istiyorum artık yavaş yavaş. hormon vs değil bu. siz özgüvensiz olduğunuz için, başkalarının bu özgüveni taşıması sizi şaşırtıyor. yok sevgiliyi uzaklaştırma metoduymuş, yok o erkeklerden kurtulma sebebiymiş, bilmem ne.

    "nereden biliyorsun lan çocuk yetiştirmeyi?" diye soracak olursanız da şöyle cevaplarım;

    "annemle babamın beni yetiştirdiğinin yarısını yapabilirsem, ne mutlu bana"

    arının şu saçma sapan yorumlarınızdan. dediğinizin boş olduğunu bildiğiniz halde, sadece demeniz gerektiği için demeyi bırakın.

    ayrıca annenizin, babanızı kafeslemek için, sizi dünyaya getirmediğinden nasıl bu kadar eminsiniz?
hesabın var mı? giriş yap