• ben peygamber olucaktım. böyle bulutlara yükselecektim
    valla lan. dalga geçmeyin
  • doktor olucam derdim de eniştem halam falan bize bedava bakarsın arık derlerdi.
    yok öyle derdim.alıcam paranızı.annem ayıp kızım denir mi öyle diye diye yufka yürekli bir insan haline getirdi beni.
    şimdi dolmuşta kalan para üstünü bile isteyemiyorum.
  • çöpçü.
    bir gün pencereden bakarken bir çöpçünün çöpten oyuncak bulup kenara kendisine ayırdığına şahit olmuştum.
  • meslek olmak?

    astronot bir meslek degildir, astronotluk meslektir. astronotluk olamazsiniz, astronot olabilirsiniz. gerci onu da olamazsiniz ya.

    velhasil, bo$ kumedir, anlatim bozuklugudur.
  • nasıl bir gaz verdilerse artık:
    (bkz: mareşal)
  • ısrarla: (bkz: dansöz)
  • (bkz: hizmetçi)

    napayım zamanımızdaki pembe dizilerde en çok onlar kapıyordu esas oğlanı.*
  • hediye paketleyicisi!

    böyle bir iş olup olmadığını bilmiyordum ama çok hoşuma gidiyordu böyle renkli renkli kağıtlara bir şeyleri sarıp kurdeleler bağlamak falan. bozup bozup tekrar yapar, keşke böyle bir iş olsa da büyüyünce yapsam derdim.

    geçen gün özdilek'te aynen bu işi yapan kıza baktım da, düşünebildiğim tek şey "bütün gün ayakta kim bilir ayakları nasıl ağrıyordur, hediyeleri boyutlarına göre sınıflandırılmış hazır paketlere koyarken, ve bunu günde yüzlerce kez yaparken kim bilir ne kadar sıkılıyordur" oldu.

    ben böyle hayal etmemiştim küçükken.
  • (bkz: kalecilik)

    sırf bu sebepten dolayı. henüz 8 yaşında antrenmanlara gitmeye başlamıştım. 16 yaşına dek sürdü ama boy sorunsalı yüzünden kalecilik işi olmadı. benden 1 tane daha olsa yine kaleyi koruyamıyordum.

    sonra hoca babamla konuşmuş bu çocuktan kaleci olmaz gel bunu başka bir yere alalım vs diye ve sağ açık yapmışlar, lan zaten koşabilsem kaleye geçer miyim? ileri geri koşmak maçın ya da antrenmanın sadece ilk 15 dakikasında oluyor sonra adeta sürünüyordum. hoş içki sigara yoktu ama vücut koşmaya yatkın değildi sanırım. hoca sol ayağımı fark edip sol açık kısmına yerleştirdi. aynı sağ açık sorunsalı devam ettiğinden en son ortaya yerleştirdi. *

    normalde sağ el sağ ayak kullanan biri olmama rağmen sol ayağımla efsane paslar attığımı fark eden hoca beni geleceğin messisi yapmaya karar vermişti. hoş o yıllarda messi henüz portakalda vitamin bile değildi. neyse işte orta sahada oyun kurucu olarak görev yapıyordum. az koşarak, maç içinde 10/15 kez topla buluşup sağ sol nereme gelirse pas atarak gül gibi geçinip gidiyordum. sol ayakla attığım şutların abartısız %90'ı çerçeveyi buluyor ve bu şutların çoğu gol oluyordu. ilk başlarda ben bile inanmıyordum kendi soluma, doğuştan gelen yetenekmiş.

    12 yaşımdayken başka bir kulübe transfer oldum. yeni takımım beni geleceğin sergeni, messisi, maradonası* gibi görüyordu. ama aynı bölgede oynayan bir çocuk vardı. çinlilere benzeyen çekik gözlü, kısa boylu, çirkef ve kulüp yetkililerinden birinin yeğeni. bu çocuk antrenman sırasında topu ayağına alır, arkadan topu almak için gelen adama çaktırmadan dirsek atar geçerdi. ya da inceden tekmeler atar gülümserdi.

    bir gün antrenman sırasında top yine bunda ve ben topu kapmaya çalışırken çeneme bir dirsek yapıştırdı. çenemi tutup hocaya döndüğümde "oyna, oyna yok bir şey" dercesine bir hareket yaptı. bahsi geçen olay bir iki ay içinde 3/5 kez tekrarlanınca "madem futbol erkek oyunu o zaman biraz erkekleşelim" düşüncesiyle ben artık bu çocuğu kollamaya başladım. her top alışında direkt gidip sırtına yapışıp dirsek atmasını bekliyordum. en sonunda dayanamadı yapıştırdı dirseği ve bende yere düşerken bunun bileklere o meşhur solumla tekmeyi bastım. kontrolsüz güç dolayısıyla çocuğun bileğini kırılmıştım. he tabi çok pişman oldum ama iş işten geçmişti. o gün kovuldum. gerçi çocuk iyileşti ama futbolcu olamadı.

    eski takımım geri dön dedi ama keyfim kaçtığından erken yaşta bu işten vazgeçtim. hem fena mı oldu messinin yolunu açmış oldum*

    şimdilerde haftada bir ya da iki gün halı sahalarda boy gösteriyorum. bazen kaleye geçip içimde kalan kalecilik özlemini gideriyorum bazen orta sahadan sol ayağımla goller atıyorum. ancak hiçbiri o çamur sahalarda minicik bedenimle koştuğum, yırtındığım zamanların özlemini gidermiyor.
  • örtman. olmadık şükür.
hesabın var mı? giriş yap