• bu dizide oynayan bütün oyuncular sadece bu dizide oynamak için oyuncu olmuşlar.

    hatta bir magazin programında çaycı hüseyine “ yakında bir proje var mı” diye sorduklarında, muhtemelen bizim dizi tekrar başlayacak, onu bekliyoruz gibi bir şey demişti. 2 sene sonra dizi tekrar başlamıştı. adam iki sene o diziyi beklemişti.
  • sonunda star tv bölümleride youtube'a yüklenmeye başlamış.

    favori bölümüm havuç'un fidye için kaçırıldığı bölüm :
    https://www.youtube.com/watch?v=yozrq1wyzls
  • ilk versiyonu haricinde 3 kez daha ekranlara dönen dizi. açıkçası ilk versiyonu türk televizyon tarihinin en iyi komedi dizilerinden biridir. pek çok efsane bölümü vardır. aklımda kalanlardan örneğin;
    havucun eve giren hırsızları yakalattığı bölüm
    haluk ve selami'nin işten atıldığı bölüm
    haluk ve selami'nin bilgisayar öğrendiği bölüm
    kaka kakali bölümü

    bu bölümleri arada açar izlerim. ilk kez tekrar döndüğündeki atv bölümlerinde ise aklımda kalan meltem'in haluk'un suratına kumanda attığı bölüm var. bu versiyonu yeni giren karakterle falan fena değildi. eski bölümlerin tadı yoktu tabi. her şeyden önce selami karakteri yoktu. yanlış hatırlamıyorsam özgür ozan light selami karakteri üzerine yapışmasın diye arka sokaklardan ayrılmamıştı. o değil de adam hüsnü çoban oldu yani bu sefer de. benim anlamadığım kısım bu tekrar geldiğinde ve daha sonraki gelişlerinde özgür ozan diziye konuk oyuncu olarak bile gelmedi. hep bir selami lafı geçti ama göremedik kendisini. bence gelseydi bir-iki çok güzel bölüm görürdük.

    ikinci kez tekrar döndüğü fox sezonları bence orijinal serinin arkasından en kaliteli sezondu. tansel - haluk kapışması diziyi eğlenceli yapmıştı. aklımda kalan eşler yarışıyor tarzı bir bölüm vardı, hüseyin-şükrü'nün bitcoine girdiği bölüm bunlar eğlenceliydi.

    üçüncü kez tekrar gelen kanal d bölümleri ise açık ara en kötü sezondu. dizi komediden çıkıp entrikaya dönmüştü. emre'ye patronu tzak kurar, haluk'a aşık olan kadın melteme tuzak kurar. çok saçma bir hal almıştı.

    toparlayacak olursa fox sezonu gibi bir sezonla tekrar gelecekse izlenir. aynı karakterlerle bile olur. bir de furkan kızılay'ın dönmesi çok iyi olur. diziye ayrı bir hava katıyordu.
  • 2017'de başlayan sezonu hariç diğer sezonları güzeldi.durum komedisi olduğu için ülkenin güncel sorunları çok güzel işlenilebiliyordu.günümüz dizilerinden çok daha kaliteli bir yapımdı.
  • tamer karadağlı çocuklar duymasın'ın başladığı yıl olan 2002'de 35 yaşındaymış. 2 yıl sonra ben de 35 yaşımda olacağım. tamer karadağlı'nın o zamanki haline bakıyorum, bir de bugünkü kendime bakıyorum, 35 yaşındaki tamer karadağlı 33 yaşındaki benim babam yaşında duruyor amk. tanımlayacak olursam bana bir türlü büyüyemediğimi gösteren dizidir diyebilirim.
  • dizinin özellikle 2002-2005 arası yayınlanan bölümlerinde aslında haluk-meltem ve selami-gönül ikilisi 2000'ler türkiyesi'nde orta-üst sınıfın halini ve idealini cizmiştir.

    o kadar cok örnek ve detay var ki buna dair, mesela dizide haluk ve selami'nin taktığı saatler genelde rolex hatta haluk tek model takıyor genelde: rolex submariner. herhalde biraz kariyerli iki mühendis bu sekilde bir hayat yasıyordu diye düşünüyorum bugün izlediğim yerden.

    meltem ve gönül özelinde bakarsak kentli, aydın ve ekonomik özgür türk kadını güzel islenmiş. burda da yine çantalar louis vuitton gibi ikonik ama okumus yazmıs beyaz yakanın ulastıgı markalar.

    meltem, gönül ve selami tam kentli beyaz yaka. sergiden sergiye, suare kokteyl ne varsa geziyorlar. geri kalan haluk olmus. o da ''anadolu'dan gelen zorluklarla okumuş ve daha iyi bir hayata kendini özünü kaybetmeden atmış adam'' profili ciziyor.

    yasım yetmiyor, belki de türkiye'de 2000'ler basında çalışan kariyerli beyaz yaka
    gercekten de böyle bir hayat sürüyordu bilemiyorum. 20 yıl sonra baktıgımız yerden ulaşılmaz görünüyor bizlere.
  • ilk bölümlerinde hep meltem haklı çıkarken, sonraları haluk haklı çıkmaya başlamıştır dizi sonumda. tam bir paradigma değişimi tablosu sunmuş dizidir.
  • debe'de başlığını görünce bir iki şey şey de ben söyleyeyim dedim. bu dizi, light selami'nin olduğu bölümler ve light selami'nin olmadığı bölümler olarak ikiye ayrılabilir ki verdikleri mesajlar ve güttükleri kaygılar nedeniyle iki farklı dizidirler aslında. türkiye'nin akp hükümeti altındaki siyasi ve kültürel evrimini, iki farklı dönemde çekilmiş bölümleri kıyaslayarak çok iyi analiz edebilirsiniz.

    dizinin ilk versiyonundaki bölümler, taşradan gelip sınıf atlamış taş fırın erkeği haluk ile eğitimli, orta sınıf bir aileden gelmiş meltem arasındaki sınıfsal çatışmalar üzerinden ilerler. bu çatışmaların sonunda çoğu zaman iki taraf da hatasını anlayıp uzlaşmacı bir tutum sergiler. zaman zaman haluk haklı çıkar, zaman zaman meltem... haluk bu bölümlerde, sonraki dönemlerde yayınlanacak olan haluk karakterine kıyasla daha uyumludur, hata yaptığını çoğu zaman geç fark etse de hatasını kabullenecek olgunluktadır. yine taş fırın erkeğidir, yine modern hayata entegre olmakta sıkıntılar çeker, yine anadolu köklerinden kopamamış haluk'tur fakat çoğu zaman kantarın ayarını kaçırsa da hiçbir şekilde haluk'un ayarsız taşra erkeği tavırlarına bir övgü yapılmaz. aksine bölümün sonunda haluk'un hatasını anlaması ile haluk'un kaba saba, dibine kadar ataerkil davranışları ayıplanmış olur. ayrıca ilk sezonlar boyunca haluk'un selami ve gönül'e karşı zorba davranışları olsa da yeri geldiğinde selami ve gönül çifti de haluk'un taşra erkeği tavırlarına tepki göstererek dik duruşlu tavır sergiler.

    dizinin ikinci versiyonu ise tam bir akp türkiye'si övgüsüden ibarettir. bu dönemle birlikte haluk'un milliyetçi ve geleneksel tepkileri gereksiz biçimde artmış, eski haluk'tan daha kaba saba, daha düşüncesiz, daha zorba bir haluk karakteri çizilmiştir. artık haluk ile meltem arasındaki çatışmaların sonuca bağlandığı bölümler tek taraflı, sığ bir bakış açısına sahiptir. eski dönemlerde olduğu gibi hatalarını kabul eden uzlaşmacı çift gitmiş, yerine haluk'un geleneksel, ataerkil, anadolulu düşüncelerinin, kendi ayakları üzerinde duran bilinçli modern cumhuriyet kadını meltem'in düşünceleri karşısında her zaman galip geldiği senaryo anlayışı gelmiştir. haluk bütün ailenin birlikte oturduğu yemek masasında geleneksel, anadolulu bir tirat atar ve alkış, ıslık efektleriyle bu tirata övgü yapılır. bazen haluk'un yemek masası tiratlarındaki saçmalık seviyesi o kadar yükselir ki o yıllarda istanbul caddelerinde terör estiren, birçok can ve mal kaybına yol açan şantiye kamyonlarına dahi övgüde bulunduğuna şahit oluruz. eski dönemlerde olsa kendi düşüncesini söyleyip buna karşı çıkacak olan meltem ise oturur ve bu övgüyü hayranlık içerisinde dinleyerek haluk'a hak verir. aslında dizinin dönüşümündeki en trajik kısım budur. yanlışı gördüğünde hiç çekinmeden çat çat çat haluk'un yüzüne vuran meltem, geleneksel düşünceler karşısında mağlup edile edile dibine kadar pasifize edilmiştir. tabii ki bu bölümlerde haluk'un komşularıyla olan ilişkileri de daha sorunludur. geleneksel konular üzerinden komşularına karşı yaptığı zorbalık seviyesi oldukça artmıştır. düşük profilli, haluk'un taşra erkeği tavırlarına karşı koyamayacak kadar yumuşak karakterli komşular üzerinden haluk'un geleneksel düşünceleri daha da pekiştirilir hale gelmiştir. komşuları ile arasında, selami ile arasında olduğu gibi bir dostluk ilişkisi olmadığı için daha vurdumduymaz daha rahatsız edicidir.

    kısacası bu dizi ilk yayına girdiğinde, çekirdek aile ve komşuluk ilişkileri üzerinden topluma bir şeyler anlatmaya çalışan, bunu yaparken de geleneksel ve modern değerler arasındaki dengeyi iyi koruyan bir diziydi. özellikle meltem üzerinden hür ve bağımsız modern cumhuriyet kadını portresini çok iyi çiziyordu. dizinin ara vermesi belli bir süre sonra tekrardan yayına girmesiyle geleneksel ve modern değerler arasındaki denge tamamen gelenekselin lehine döndü. ataerkil aile yapısına önceden yapmadığı kadar övgü yapmaya başladı, kadını değersizleştirdi. dönem dönem ise iktidarın o dönem gündemi meşgul eden politikaları ile paydaş düşüncelerde bulundu.
  • bildiğin taş devri bu.
  • inanılmaz tespitlerin sükse yaptığı başlık.
    kardeş şaka mısınız? sponsor ürünleri onlar, reklam için takıyorlar, giyiyorlar.

    bugüne kadar hiçbir dizide kişinin sosyoekonomik durumuna göre giydirildiğini görmedim.
hesabın var mı? giriş yap