• hanımeli çiçeğinin kokusu, ve hatta tadı.

    çocukken ki bu bir yüzyıl öncesiydi, oturduğumuz yerde bahçeler filan vardı. bazı bahçelerde ve bizim bahçede bu hanımeli çiçeği açardı ve bayılırdım kokusuna. çiçek olgunlaşınca koparıp dibinden özünü emerdik. aman yarabbim o nasıl bir zevkti.

    bir kaç sene önce bütün gece arkadaşlarla takılmış, sabahın ilk ışıkları ile eve dönüyorum. durakta inip eve doğru gözlerim kapandı kapanacak şekilde yürürken, otoyol yolun kenarında bir koku hissettim. yemin ediyorum o kadar mutlu olduğun an çok azdır. uyku filan kalmadı. içim içime sığmadı bir anlığına. böyle içimden 3-5 saniyelik bir coşku seli geçti. bir kahkaha atasım geldi. sanırım çocukluğumu çok özlüyorum. belkide oturup ağlamalıydım o an.
  • o dönemlerde moda olan parfümlerin bazılarını şu günlerde işyerinde altgeçitte duyduğumda yaşadığım olaydır.
    birisinin hatırlatması lazım baba bitti o diye
  • akat 2000 marka deodorant kullanırdım hala kokusu tüter burnumda.
  • havuçlu kek ve sümbül kokusu
  • hanımeli kokusu.
    nadir de olsa hanımeli ağacı bulduğumda duraksar, mümkün olduğunca derin derin koklamaya çalışırım. çayırlar, çimenler beton yığınlarına dönüşmeden önce ne çok hanımeli ağacı vardı, sahi ne oldu onlara? hangi otoparkın, hangi yamuk mimarinin altında kaldı?
  • halamın evi telli baba türbesine çok yakındı, ziyarete gittiğimizde mutlaka telli babaya uğrardık. evlenenler mi yoksa dileği olanlar mı konik yeşil karton kutuda naneli şeker dağıtırlardı. işte o koku burnumdan hiç gitmedi. arada early grey çay paketini derin derin solumam kokusunu çağrıştırması olabilir.
  • bakkalı tümden sarmış sakız kokusu.
  • kesin söylendi de pekiştireyim. sokaktayken gelen kızartma kokusu.
  • naftalin kokusu.
    hepimizin büyükanne evinde olmazsa olmazı, e büyükanne demek çocukluk demektir.
  • sokaklara kışın kaymamak için dökülen külün kokusu. çocukların en büyük düşmanıydı. kaymak için hevesle gittiğimiz yokuşun kahverengi halini görünce yaşanan hayal kırıklığı ve sonra azimle taşınan kar. eve gittiğimizde külle kaplandığımız için yenen fırça da cabası. annelerimiz birbirleriyle örgütlü çalışarak mahalledeki tüm kayılabilecek noktaları külle örterlerdi. rahmetli annem her ne kadar bu dayanışmada yer alsa da yukarıdaki sokak külsüz diyerek yardımcı olurdu.
hesabın var mı? giriş yap