• en iyi yabancı film adaylarından birisi olmuştur ve büyük ihtimalle oscarın sahibi olacaktır.
  • tek eksiği müzik olan film.
    bence müzik, filmi tamamlayan en önemli unsurlardan biri. şayet bu film o kunuda da tatmin edici olsaydı benim açımdan çok daha başka yerde olurdu.
    iran sinamasıyla ilgili önyargılarımı yıkıp geçirmiştir ayrıca.
  • ne demeli...evet çok gerçekçi, gayet güzel, adı her ne kadar başroldeki iki karakterin boşanmasına gönderme yapsa da onların boşanmasından tamamen farklı ayrışmaları işleyen, çok kesif bir umutsuzluk ve mutsuzluk öyküsü. harika oyunculuklar. ahlâk muhakemesini her bir karakter için muallakta ve yorumu seyirciye bırakan yoğun bir senaryo. ama en iyi mi, başyapıt mı, gerçekten bu yüzden mi ödüllere boğuluyor??

    istediğiniz kadar sinemasal meziyet bahanesi sayın dökün, başından sonuna kadar hiçbir karakterinin tek bir an bile gülümsemediği, 1 saat 57 dakikalık süresinin 1 saat 45 dakikası boyunca herkesin birbirine bağırıp çağırdığı, mutsuzluğun, umutsuzluğun, ayrışmanın had safhaya vardığı bir toplumun ve kaçılıp gidilesi cehennem bir ülkenin tasvirinin doruklarda dolaştığı bir 'iran güzellemesi'. insanların görmek istediği iran'ın. tam da nükleer dalaşmaların arefesinde bütün batı dünyasının bu filme övgüler ve ödüller düzmesi ahmedinejad'ın iran'ının durumundan daha manidar.

    http://www.sinemakulubu.com/…imin-bir-ayrilik-2011/
  • şu filmden "kaçılıp gidilesi cehennem bir ülke tasviri" fikri ile ayrılındı ise "ekşi sözlük en başarılı zorlama komplo teorisi" ödülü rakipsiz kalmış demektir. velhasılı bu filme ödül vermeyecek jürinin temyiz kudretinden şüphe ederim.
  • bir defa doyurmadı, şöyle açık bi kafayla tekrar izlenmesi gereken bir film. senaryosu çok doyurucu ama esas balık oyunculardır. müthişti.
  • yeni izlediğim filmdir. tüm ukalalığımla birkaç maddede ahkâm keseceğim:

    --- spoiler ---

    film; dekor, kostüm, mekân ve oyunculukta doğallığa ve gerçekçiliğe yönelen üçüncü dünya sinemasının önemli bir örneği olmuş. karakterler kendilerini çevreleyen toplumsal gerçekliğin etkisinde.

    filmin ana fikri nedir, diye bir soru sormak abes olacağından yönetmen böyle bir filmi niye çekmiş, diye soracak olursak ”çıkmazda olan bireylerin dramını göstermek için” cevabına ulaşabiliriz. filmdeki bütün karakterler çıkmazda: anne -sanırım rejim muhalifi- ülkeden, kocası olmasa da en azından kızıyla ayrılmak istiyor, o gelmeyince kendi başına gidemiyor. baba, babasını bırakamıyor. hapse girebileceği, kızını ve babasını düşündüğü için yalan söyleyerek durumdan sıyrılmaya çalışıyor. kız zaten finale kadar sürekli bunalımda. bakıcı, dini inançları ve borçlu geçen hayatları arasında çıkmazda kalıyor; bakıcının kocası hayatı boyunca ezildiğini ve hakkının yendiğini düşünerek sağa sola ve kendine saldırıyor.

    yani film, benzerlerini türk sinemasında yılmaz güney ve ömer lütfi akad’da gördüğümüz, gelenekler-ihtiyaçlar-tutkular arasında köşeye sıkışmış, kapana kısılmış bireylerin dramını anlatıyor.

    --- spoiler ---

    bu arada simin, fena halde nuray mert’e benziyor; filmi izlerken sanki hep onu gördüm.
  • --- spoiler ---

    hani popüler bir soru vardır ya "bir süper kahraman olsaydınız, hangi güce sahip olmak isterdiniz?" diye. kimileri "görünmezlik" cevabı verir buna. işte bu film, bu görünmezlik duygusunu tattırıyor insana. çekimlerin çoğunlukla el kamerasıyla yapılması ve kamera açıları, bu etkiyi yaratan ve güçlendiren bir şey. olayları olduğu gibi, o karakterlerin arasında ses çıkarmadan izleyen biri gibi gözlemliyorsunuz. bu, aslında filmdeki en önemli yargıç yapıyor izleyiciyi.

    film, iran ve orta doğu kültürü hakkında pek çok ayrıntıya yer veriyor. ilk aklıma gelenler alo fetva hattının bir benzerinin iran'da da olması ve duruşmaların hâkimin odasında yapılması. bu, karakterlerin yapısında da kendini gösteriyor. örneğin bakıcı kadının kocasının fevriliği ve asabiliği tipik bir orta doğu erkeğini yansıtıyor.

    boşanma konularını işleyen filmler izleyiciyi genelde gözyaşına sürükler. bu filmde bunun olmadığını düşünüyorum. evet, o acıyı derinden hissediyorsunuz ama içinize başka bir şey oturuyor sanki. beni en çok etkileyen sahneler, nadir'in yani baba karakterinin içine düştüğü zorluklar oldu: tercih anları, babasının ölü, yalan söylemesi ve bu yalanın ortaya çıkarak kızının gözünde itibarının zedelenmesi, kadının düşük yaptığını öğrenmesi vs.

    gizli bir sonla bitiyor. ne tamamen açık uçlu, ne de sonu net bir şekilde bağlanmış. yapılan yorumlardaki, kadının ülkeden uzaklaşma buna karşın erkeğin ülkeyi terk etmeme isteğinin bir metafor olduğu düşüncesine katılıyorum. zaten bu filmin, ayrılık kararının tetiklediği bir olaylar zincirinden ibaret olmadığı aşikar.

    filmin batı tarafından takdirle karşılanması, beni film hakkında şüpheye düşürmüştü. izlemeden önce bunun yine o sıradan, samimiyetsiz ve kör göze parmak muhalif filmlerden biri olacağını düşünmüştüm. yanılmışım.

    en sona filmdeki oyuncuların türkiye'deki benzerlerini ekleyeyim:

    - anne karakteri simin: nuray mert'in daha düz burunlusu
    - bakıcının kocası: deli dumrul'u oynayan atıf emir benderlioğlu
    - ceza yargıcı: ali sirmen ile beşinci boyut dizisindeki nur yüzlü sürmeli dedeyi oynayan doğan turan'ın karışımı

    --- spoiler ---

    türkçe adı: bir ayrılık
    imdb sayfası: http://www.imdb.com/title/tt1832382/
  • senaryonun kurguyu rezil de vezir de edebilecek güçte olduğunun ispatıdır. sinemada bir vezire rastlamayalı uzun zaman olmuştu.
  • gerçekten güzel bir film.oscar ı hak ediyor.

    --- spoiler ---
    termeh , son sahnede zaman istiyor karar verebilmek için , sonrada anne babanın dışarı çıkmaları isteniyor.termeh in yapmaya çalıştığı şey anne babasının barışmasını sağlamak ve bunun için zaman kazanmaktır bence.anne ve babanın son sahnelerde birbirlerinin yanına gidecekmiş gibi yapmaları vs. bunu düşündürttü.

    --- spoiler ---
  • kirli yorumların hiç birini hak etmeyecek kadar güzel bir film.

    http://www.dipnot.tv/…k-filmine-kirli-yorumlar.aspx
hesabın var mı? giriş yap