• "ve sevmediğini bilmek" diye devam ediyorsa çekilen acı katlanır.
  • ozlemenin battal beden hali.
  • 'bazen insan öyle bir özlenir ki, özlenen bilse yokluğundan utanır' demektir.
  • parmağa batıp çıkmayan bir kıymık gibi hep aklında kalandır.
  • kendisiyle iletişim kurabildiğin tek araç olan telefonu,
    kafayı sıyırıp artık elbette,
    iyice onunla özdeşleştirdiğini fark etmekmiş.
    sonra arkadaşlarınla olduğun bir ortamda biri elinden çekerken yanlışlıkla yere düşürdüğünde senden beklenmeyecek bir feveranla telefona,
    misal araba altında kalmış zavallı pisicik muamelesi çekmekmiş..
    telefonu alıp eline,
    salak salak olmayan tozları,
    çizikleri defalarca parmaklarınla silmek,
    kimse aslında nasıl keçileri kaçırdığını iyice anlamasın diye içeriki odaya kaçıp
    telefonu göğsüne bastırıp içli içli ağlamakmış..

    lan manyak karı..
    allahtan kimse o kadarını görmedi.
    kendine gel bi...
    tutacam ben ellerimle getirecem yoksa herifi,
    al ... diyecem..
  • çok sevdiğiniz, sizi çok mutlu eden insan gittikten sonra hissediyorsanız çok yoğun bir çaresizlik hissini de beraberinde getirir.
    çok derin bir kuyunun içinde bilinçsizce debelenmeye benzer, insan nefes almamayı, bilincinin tamamen kapanmasını, hafızasının silinmesini ister.
  • kavuşmanın hayaliyle yaşamaktır. eğer kavuşmak sadece hayalden ibaretse sıçtığınızın resmidir.
  • özlemekten çok daha ağır duygu. bu tam olarak içine sığamamak, dolup dolup taşmak.
    biri dokunsa da ağlasam.
  • bazen hırçınlaştırır.
    an gelir; insanı kendine yabancılaştırır.
  • azalmak gibi önce.

    sonra, azalan kısmını aramak gibi...
hesabın var mı? giriş yap