• ilk müslüman devlet tecrübemi, hastings 1066'da başladığım gazneli mahmut'un torunu ibrahim olarak yaşadım.

    öncelikle söylemek isterim ki ikta sistemi feodalizm'den çok daha kolay. kafirlerden beleş unvan çekmenin ve beleş düklük çekmenin getirdiği inanılmaz rahatlık sayesinde neredeyse hiç iç savaş yaşamadan oynamak mümkün. beleşten her tarafa savaş açabilmek ise pastanın üzerindeki çilek resmen.

    decadence ve din olayı ise eksi ancak, feodal sistemde derdini çektiğiniz entrikanın, isyanın yanına yaklaşamaz.

    decadence idaresi oldukça kolay, varisiniz dışındaki çocuklarınıza gerek tımar gerekse beylik veriyorsunuz, buradaki kilit mesele ise sizle ve varisinizle birinci derecenden bağlantıyı kesmek. bey ve beylerbeylerinin altına vasal olarak vermek. bu demek değil ki sorun çıkarmayacaklar ancak bu yolla sorunu minimuma indirebilirsiniz.

    varislerimden bir tanesi çok dallamaydı, delhi sultanı olarak sürekli birşeyler kaptırıyordu ve kendisi için teker teker geri toplamak zorunda kalıyordum ancak bu olay sadece bir kere oldu.

    sağdan soldan aile bireyleriniz zevk-ü sefaya düşecek, bu durumda ya adam oluyorlar ya da hapse atıyorsunuz rahat iş. üstüne üslük holy war açmak*, hacca gitmek, oruç tutmak, turnuva düzenlemek de decadence azaltıyor.

    gelelim işin esas zorluğuna; din. katolik ve ortodox bölgelerde din çok stabil, sağda solda kafirler çıkınca papaz efendi gidip hallediyor. orta doğu'da ise işin boku çıkmış durumda. yezidisi, zikrisi iti kopuğu bir anda türüyor, ve prosterilyze etmek cidden zor. hele bir de vasallarınız kafir olursa al başına belayı. adamların dinini değiştirtmek için kaç bin gold dağıttım bilmiyorum. dikkatli olsaydım daha ucuz olurdu o ayrı.

    varis konusunda da işler yine daha kolay. gavelkind değiştirme çilesi yok, istediğiniz oğlanı seçip toprağı verin, varis o olsun. çocuk sıkıntısı da yok, 4 tane karı alıyorsunuz, ben hepsini farklı millet alıyordum, maksat çeşitlilik, hoşgörülü bir harem olsun. yalnız burada da dikkatli davranmanız gerekiyor, kazara yanlış eleman başa gelebiliyor. benim mesela ailedeki herkes 70'i deviriyor** dolayısıyla varislik genelde torunumdan devam ediyor. hatta bir tane padişah'ım 78 yaşında öldü, ölene kadar 2 nesil gömdü, torunumun oğlu devam etti.

    gazneyle maceralarıma gelirsek; ilk başta hindistan'ı kapatmaya yöneldim, zira selçuk sunni idi ve ilk 150 yılda savaşmak istemeyeceğim kadar güçlüydü. hintli puştlar defensive pact de kursa, arkadan moğolu fatımisi selçuğu da gelse babaları 180 yıl civarında bitirdim. daha iyi oynayan biri daha azını da yapabilir kanımca. benim beyin gücümün çoğunu, bölge dağıtmak için sağdan soldan türk eleman bulmaya harcadım. bengal'den anadoluya altımdaki vasalların yüzde 90'ı türk, kalanın yüzde 90'ı da en ufak seviyeli vasallar. he benimkilerin altında hint, arap, pers türlüsü var ama banane onlar uğraşsın. uğraşma mevzuuna gelince, garip bir şekilde altımdaki sultanlar sürekli isyan bastırıyorlar çözemedim gitti.

    1351 yılında selçuk reyise invasion of persia'yı verdim. fatımi bunları çok darlıyor diye şii'ye döndü galiba salaklar, ben ilk 200 yılda bir kere daldım diye rahat ederiz sandılar herhalde, hoş şimdi ikisine sırayla dalıyorum o ayrı. konumuza dönersek. invasion'ı verdik de, 140k askeri taa hindistan'dan falan toplamak zaten bir sene sürüyor***, neyse efendim tam böyle herşey yolunda işgal ederkene papa kudüs'e haçlı seferi açtı. kudüs ve etrafındaki iki düklüğü bir 30 yıl kadar önce cihatlamıştım herhalde yeni kendine geldi. neyse ki işgalimiz iyi gidiyordu, gemileri basraya çekmeye başladım, assault vere vere 100% ü buldum ve orduyu taa arap yarımadasının etrafından kudüse götürmeye başladım. diyeceksiniz ki arası iki adım yol karadan git, valla karadan gidersek taşığım 50k askerin yarısı çölde telef olacak, hem haçlılar da taksit taksit geliyor zaman var. işgal bitti, kudüse döndük ama, koskoca pers krallığındaki tüm beyler iranlı anasını satayım, bu yavşak selçuk ailesi kaypak gibi pers kültürüne falan dönmüş. bunların aralarından gerekli olanları çekip türkleri yerleştirmeye başladığımda bir de iç savaş çıkardılar. iyi askerle çıktı isyan amma velakin bunlar toparlanamadan 3*13 lük ordumla babaları bir senede yedim, iran'da düzen sağladım.

    bütün bu olaylar 5 yıl sürdü, şu anda +%73'le kudüsü savunuyorum, 30k civarı askerim var**`:üşenmeyip topladım son 4 yılda 60k civarı haçlı temizlemişiz taksit taksit`, 5 yıl önce getirdiğim 140k nın 100k sı gitti, 10k falan disband'ledim elde kalan bu 30 da kudüsü savunmaya yeterli görünüyor. çıkmadan bir bakayım dedim, vasallar orduyu geri toplamış bile, bassam 20k benden 160k onlardan**

    hedef 1453'e kadar olabildiğince yer kapatmak, fakat world domination imkansız.

    ekleme; bu oyunda parayı vurmanın kilit yolu, trade republic kurmaktan geçiyor. deniz kenarındaki bir düklüğün tüm county'lerini şehir veriyorsunuz, sonra düklüğü verince iş bitiyor. ancak feodal bir devlet toplam bölgesinin %10'u kadar şehir county tutabiliyor, yani yeterince büyük değilseniz veya deniz kenarında yeterince küçük bir düklük yoksa kurmak için beklemeniz gerekli. ben iran kıyılarındakini hemen kurdum*, bir 50 yıl önce de sri lanka'da kurdum, para akıyor valla, tımar sistemi de feodaliteden iyi para getiriyor, bolluk içinde yaşıyoruz, varislerimin bölgesini geçtim, küçük vasallarımın bölgelerine bile binlerce gold yatırım yaptım, arada fantazi olsun diye filli paralı asker falan tuttum o derece. fil deyince yalnız, hintlilere girişmek için en az 1.5 katı olmanız lazım ilk başlarda yoksa filler içinizden geçiyor o da ayrı bir detay.
  • 2-3 tane beraber oynadığınız arkadaşınız varsa,multiplayerları inanılmaz zevkli olan oyun şeysi.ilk defa başlayanlara irlanda tavsiye edilir.oyun öğrenildikten sonra diğer kısımlara geçilebilir.

    multiplayer için ülke tavsiyeleri olarak şunları verebilirim;

    viking age zamanı başlayıp ragnar'ın oğulları olup ingiltereye kök söktürebilirsiniz.(old gods eklentisi lazım)

    fransanın düklerinden biri ve aragon iyi bir ikili oluyor.

    ya da charlemagne döneminde başlayıp ingiltere'nin kent bölgesinde iki dük olup,biriniz ingiltere'yi almaya çalışırken diğeriniz fransa'yı istila edebilirsiniz.eh tarihi ters çevirmek zevkli olabiliyor.*
  • oyun son dlc'lerle çok iyi optimize edilmiş. yavaşlık sorunu dışında paneller kullanımı daha kolay kılmış.

    içeriği zenginleştiren dlc'lerle bir kez daha wessex ile 769 yılından başlayarak galler üstünden ingiltere'nin solundaki adaya sıçradık. tüm avrupa'da cerdicing hanedanının evlatlarının sözü geçene dek durmak yok fetihlere devam.
  • kardeşi olan europa universalis iv'ün başlığında o kadar entry varken burada bu kadar az entry olması beni üzen oyun.
  • paradox'un 2017 sonu çin hamlesinde payını dün çıkan jade dragon expension'ı ile alan oyun.
  • bağımlılık yapan oyun. ertesi gün yapacak işim yoksa bazı geceler sabah olsa da ck2 oynasam diye hayaller kurdurur.

    5,5 yıldır sürekli geliştirilen ve güncellenen oyun. ancak harita ve performans temelli sorunlar nedeniyle bir noktadan öteye gidilemiyor. dolayısıyla buradan yetkililere seslenmek istiyorum, ck3 istiyoruz. ama ck3 de ilk çıktığında muhtemelen mevcut oyunun yanında çok yavan kalacak. bilemiyorum altan.

    jade dragon eklentisi ile nihayetinde çin imparatorluğu da oyuna dahil olmuştur. ve doğal olarak -aslında olması gerektiği biçimde- çin harita dışında "uzaktaki bir ülke" olarak bırakılmıştır. çünkü tarihi açıdan bir gerçektir ki, hiçbir orta çağ kralının götü çin'i işgal etmeye yemez. sikertirler adamı. o yüzden çin bu oyunda "dağların ardındaki güçlü imparatorluk" olarak eklenmiş -aslında haritayı genişletemiyor paradox ama siktiret böyle güzel-.

    jade dragon yeniliklerden dikkatimi çekenler:

    yeni casus belli'ler

    vassal savaşları -sevdim

    imparator'a hediyeler yollayıp takdirini toplamak. böylece çin'den askeri destek, gelin-damat, mühendis vs isteyebiliyorsunuz. -muhteşem

    çin'e düzenli olarak at bile yollayabiliyorsunuz ki tarihi tutarlılık had safhaya ulaşmış. orta asya çin orduları için at tedarik bölgesidir.

    tibet -eh. hindistan'a ek başka bir gereksiz bölge. gerçi artık haritada boş yer kalmadı.

    biraz daha hızlanmış sanki oyun.

    ipek yolu genişletilmiş ve daha aktif olmuş. çin'deki olaylara bağlı olarak geliri artabiliyor veya azalabiliyor.

    hükümdarın kayışı koparması durumunda atını konsey'in başına getirdiği olaylar zincirinin gerçekleşme olasılığı yükseltilmiş sanki?

    sadık hizmetkarlara court'a davet ihtimali kalkmış veya artık daha çok sadık hizmetkar var. ayarlardan açsanız dahi artık yanınıza çağırabileceğiniz kişi sayısı daha bi kısıtlı.
  • bu arada mod tavsiyelerini de vereyim. eğer çok fazla değişiklik yapmadan orijinale yakın bir şey oynamak istiyorsanız (ck2+, hip vs aksine):

    - summercat's bloodline: bu mod pek bilinmiyor ama işlevi, bastard'lar dahil tüm alt soyunuzu işaretliyor. böylece çoluk çocuk herkesi tanıyabiliyorsunuz -işlevsiz ama güzel.

    -flat water: düşük bilgisayarlar için su efektlerini kapatıyor. oyun nüfusu arttıkça olan yavaşlamayı biraz çözüyor.

    -bigger interface: daha büyük pencereler ve en önemlisi kısayollar!

    - descandants: summercat'e benziyor ama bastard'lar dışarıda tutulmuş. kendi karakteriniz haricindekileri de işaretleyebiliyor ve onların alt soylarını inceleyebiliyorsunuz.

    - realistic battles: daha sert, daha kanlı savaşlar sağlıyor. bir de esir oranını arttırıyor.

    - ruler designer unlocked: adı üzerinde. özellikle role play yapanlar için ideal.

    - sketchy traits: daha fazla genetik içeriyor. uzun-kısa, fluent, melodicious vs vs

    - sketchy cheat menu: illa hile gerekmiyor. bu modu role play'de özellikle rakipleri güçlendirmede kullanabilirsiniz. misal bizans daha 900'lü yıllarda dağıldı mı? hop müdahil oluveriyorsunuz. ya da abbasileri bir arada tutmak için. aksi takdirde ortada merkezi güç kalmıyor. tutan tutana olabiliyor.

    - true eugenics: bu da gen aktarım oranlarını arttırıyor.

    bunların dışında şu aralar kullanmadığım ama hoşuma giden misal battle captives, merciless ruler gibi modlar da var.
  • eu4'ü pek beceremeyince bir deneyeyim dedim iyi ki de demişim. güzel hikayeler çıkıyor. rahat etmemin sebeplerini şöyle sıralayayım.

    koca bir devlettense biraz daha dynasty, hükumdar odaklı olduğu için idaresi daha kolay.

    oyun sanki biraz kafasına göre ayar çekiyor size bu nedenle fazla overwhelm olmuyorsunuz başlarda. paran çok ise bir event geliyor mesela işte labaratuar yapalım iyisinden yapalım tarzı misal. azcık yönlendiriyor.

    az biraz role playing hissi alıyorsunuz bu da oyuna daha çok çekiyor kişiyi. evlilikler, ambitionlar, eventler, ambition veya girdiğiniz topluluk ( assassin's guild varsa benim için tamamdır) ile gelen yeni seçenekler, statlarınıza göre eventlerde ek seçenekler, ayarlardan açıp kapatabileceğiniz supernatural eventler ( mitik şeyler. bence tadını kaçıracak kadar abartı değiller), kitap yazmalar artifactler. oh.

    altınızdaki adamlarınızın (vassal) da kendince oyuna katılması. ne bileyim o da kendi çapında gidiyor savaş açıyor. bilmem kimi öldürme planları kuruyor. sultanın istediği toprağı vermediğiniz ve sultanın karınızı ateşe vererek öldürmesi sonucu bağımsızlık savaşı ile ayrıldığınız sultanlığın varisi olmasına rağmen yeteri kadar ünvan vermediğiniz için kendi bağımsızlık savaşında esir düşen prens var mesela.*. 15-20 yıldır zindanımda. başlarda iadesi için 75 dukat veriyorlardı şimdi 25'e düştü. hasta, kafayı sıyırmış durumda. çıkarsam daha fena şeyler yapacak. kessem vassallar tepki koyacak.

    böyle bir oyun işte. bana hiç izlemediğim game of thrones, muhteşem yüzyıl, diriliş ertuğrul gibi dizileri anımsatıyor. onlar da böyle bir şeydir heralde diyorum.

    edit: savaşlar bayağı random görünüyor fakat wikisinde şöyle birşeye denk geldim. biraz micro management ile harikalar yaratmak mümkün gibi duruyor. ama asıl ilgimi çeken commanderınızda stutter; yani kekemelik varsa confused order taktiği işleyebiliyor mesela. diyeceğim normal-good-bad taktikler var. güzel dokunuşlar bunlar.
  • ruler designer aracılığıyla aprutiumda (orta italya) türk asıllı bir kont olan manso sikilacci * olarak başladığım sikilacci hanedanını özet geçiyorum.

    en erken başlangıç tarihi olan 769'da manso'yla aprutium'da başladım (aprutia'ya çevirdim sonra adını). ilk on yılım komşu capua arazileri üzerinde hak iddia etmeye çalışmakla geçti. manso katolik olduğu için papa'yı kızdırmadan savaş açamıyorsunuz. hak iddia etmek lazım.

    nihayetinde 780 yılına geldiğimizde artık capua üzerinde yasal bir hak iddia etmişken savaşa girdim. bu sefer de, yerel lordum olan benevento dükü ıı. arechis gausian, sırf capua'yı almayayım diye realm peace ilan etti. benim savaş yalan oldu.

    manso gibi büyük bir kumandan aprutium gibi göt kadar kırsal bir alana sıkışmıştı. arechis şerefsizini öldürmek için plan yapmaya başladım. para ve nüfuz kullanarak uzun yıllar sürecek bir rekabet başladı. manso bu arada cüccük kadar toprağını bahtiyar etmekle, imar ve iskan işleriyle vakit geçirmekteydi.

    sonunda onlarca yıldır beklenilen oldu ve dük arechis denen şerefsiz kim vurduya gitti. yerine oğlu ııı. grimoald'ın geçmesini fırsat bilip capua'yı işgal ettim. manso artık güçlü bir kont'tu.

    fakat benevento dükalığı dediğin yer italya'nın (lombardiya krallığı) yarısı neredeyse. kolay mı öyle kafa tutmak. capua'yı alıp başımı önüme eğip, grimoald'a ağam paşam çekmeye devam ettim. niyetim bağımsız olmaktı. fakat ilk bağımsızlık hareketim ııı. grimoald tarafından acımasızca bastırılınca sus pus oldum.

    eee.. ilahi adalet. yedirirler mi oğlum sana, grimoald 785'te ölünce yerine kardeşi ılderic geçti
    795'te (12 yıl sonra henüz 39 yaşında iken idam ettim bu garibanı). benevento dükalığı tecrübesiz idarecilerin elindeydi. manso sikilacci, the apostle, isyan bayrağını açarak benevento dükalığından ayrıldı. artık doğrudan lombardiya kralına bağlı bir kont'tum.

    fakat kont'luk yeterli değildi, dük olmam lazımdı. bunun için en uygun seçenek spoleto'ydu. 25 yıldır ilmek ilmek ördüğüm planlarım meyve veriyordu. spoleto'daki iç karışıklıklardan faydalanarak bağımsız olduğum sene spoleto'yu da aldım. spoleto dükü olmuştum. bir nevi level atlamış, basit bayağı sıradan bir kont iken artık kral'la doğrudan muhatap olan bir dük seviyesine yükselmiştim.

    bu arada manso reyiz aşk hayatıyla da orta çağ avrupasını sallıyordu. bir kısmı sevgili 11 kadından 18 çocuğu vardı. bunların arasında en sevdiği, tahta varis dediğim, aynı zamanda dahi olan ikinci oğlum artuk'tu. el bebek gül bebek büyüttüğüm, en iyi hocalarda devlet idaresi dersi verdiğim artuk, maalesef, ağabeyi tugrul köpeği tarafından 788 yılında boğduruldu.

    şok olmuştum. manso ağlıyordu. aprutia ağlıyordu. tüm sikilacci hanedanı ağlıyordu. başka oğlum olmadığından tugrul'a hakettiği cezayı da veremiyordum. adi herif, kardeşini katlettirip tahtın tek varisi olmuştu. tugrul'u zindana kapatıp varis yapma çalışmalarına hız verdim*

    lan halbuki tugrul'un anası augusta corvina ilk göz ağrımdı, genç yaşta 23'ünde toprağa vermiştik. anasız, öksüz büyüdü tugrul, ondan böyle oldu. artuk'un anası ise lund baronesi saga'ydı. kadın soylu tabii. "ne canımı sıkacam ya" dedi, hop, bir oğlan çocuğu daha verdi: çagri (taht ona da kalmadı, 35 yaşında tifodan öldü, eee orta çağ bu boru mu).

    neyse efendim, manso böyle ailevi ve şehvani meselelerle uğraşırken, orta italya'da hatırı sayılı bir toprak da edindim. 810 yılına geldiğide artık benevento, orvieto, salerno ve urbino'yu da hakimiyetime almıştım. ezeli rakibim gaussian köpekleri benevento'yu bana kaptırmış, güney italya'da kalan topraklar için birbirlerini yiyorlardı.

    kızlarımı bizans'a, abbasiler'e, emeviler'e gelin gönderip çevre yapıyordum. ama maşallah dediğim üç yıl yaşamıyordu, manso saga'yı boşamış, abbasiler'den gelin almıştı, rafiqa, çok yaşamadı, büyük frengi salgınında kaybettik. her biri ölümle sonuçlanan üç evlilik daha yapan manso, artık tam ununu elemiş eleğini asmışken, sikilacci hanedanının geleceğini değiştirecek büyük bir evlilik yapacaktı: bavaria kraliçesi elisabeth.

    batu francia kralı fulcrad'ın dulu olan elisabeth, sonrasında nasıl olduysa eadraed wintaling isimli sıradan biriyle evlenmiş, eadraed de ölünce ortada kalmıştı. elisabeth'e kimse hakettiği değeri vermiyordu. ortada kalmıştı. kollarımı açtım, kucak açtım, hanımı boşayıp elisabeth'i nikahıma aldım.

    elisabeth'in fulcrad'dan olan oğlu ansovald, batı francia ve bavaria kralıydı. çocuktu, küçücüktü. orta çağ kurtlar sofrasıydı. daha 9 yaşındayken hayata gözlerini yumdu (neden acaba?). fulcrad'ın ölümüyla karlinglerin, charlamagne'ın onca emekle kurduğu fransız krallıkları da dağılıverdi. önüne gelen bir yere kral veya dük oluyordu. fulcrad'ın kardaşları, amcası, dayısı, kuzeni, almanya'da oturan yeğenleri... batı avrupa'da siyasi birlik kalmamıştı. küçük krallıklar dükler birbirini yiyordu.

    bu ortamda elisabeth'in oğlu üzerinden bavaria'daki hak iddiasına destek çıktım. bavaria zaten göt kadar yer. iki yıl içinde elisabeth tahta çıktı.

    ben 40 yıldır götüm götüm aprutia'yı genişletmeye çalışırken, karım birdenbire bavaria'ya kraliçe oluvermişti. nasip işte. fakat hanım da çok yaşamadı. herkes ölüyor, manso ölmüyordu. 60 olmuştu. çocukları baba çekil artık diyordu. ama manso tahta yapışmıştı. bırakmıyordu. daha verecek çok şeyim var diyordu. manso gitmek bilmiyordu.

    elisabeth ölünce bunun bavaria'sını da çocukları paylaştı. çocukları dediğim, biri benim oğlan, en küçüğüm, berkiyaruk, diğeri de elisabeth'in ilk kocasından olma sigebald.

    berkiyaruk, yani onca oğlum var, en küçüğü bir anda kral olmuştu, nürnberg'de oturan bu 16lık delikanlı güney fransa'yı, danimarka'yı fethetti sonra geldi lombardiya'yı aldı.

    oğlum bir anda bana hükümdar olmuştu. gidip kutsal roma imparatorluğunu kurdu. eleman imparator oldu lan. ben daha dük.

    kader ağlarını örmüştü. ben de örmeye başladım. oğlumun varisi bendim ama sadece italya krallığı bana kalıyordu. benim varisim ise direkt berkiyaruk'tu.

    manso'nun ölmesi lazımdı. manso ölmeliydi ki berkiyaruk olarak devam edeyim.

    ama manso ölmüyordu. siktiimin pezevengi, götündeki kıllar beyazlamış ama ölmek bilmiyordu. berkiyaruk ise cepheden cepheye koşuyordu. üç buçuk atıyordum berkiyaruğuma bişi olacak da imparatorluk dağılacak diye.

    neyse efenim bu arada mansa papa'yla ters düşmüş, aforoz edilmiş, bunun üzerine hiddetlenip gizliden tengri inancına geçmişti. berkiyaruk da gizli bir tengri inananıydı. ölümüne yakın "lombardlara atmadığım kazık kalmadı, adamlar yerinden yurdundan oldu, bir de bu kazığı atayım" diyen manso, resmi olarak tengri dinine geçtiğini açıkladı. uzun yıllardır tengri inancını yayıyordum zaten, ben cesaret edince herkes ayaklandı.

    abovvv.. berkiyaruk "sen varsan ben her türlü varım babaaa" deyip tengri'ye geçti. katolikleri yakalayıp yakalayıp idam ediyordu (ki daha önce lombardiya kralları benim elemanlarımı kafir deyip yakardı paso).

    ülke karıştı. oğlumun bekası için 70 yaşında at sırtında isyanlar bastırdım. bu arada araplar güney italya'yı işgala girmişlerdi. bizans da saldırıyordu. üç beş bizans öncü birliğini yenince gaza geldim, yunanistan'a grdim. bizans imparatoru bizzat geldi. elime verdi. bir kaç ay sonra da manso öldü zaten. rip. sene 828. 59 yıl hüküm sürdü.
  • sonunda berkiyarukuma kavuşmuştum. 25 yaşında, 828 yılında hre imparatoru olarak başladım. ilk iş ülkedeki karışıklıkları toparlamaya başladım. uzun sürdü, isyan eden dükler, katolik ayaklanmalar vesair. bizansla barış yaptım, arapları italya'dan sürdüm. berkiyaruk the great, ortamın .mına koyuyordu. işler biraz düzelip de yoluna girince, gözümü afrika'ya diktim. kısa bir savaştan sonra libya ve cezayir'i yerel berberilerden aldım (abbasiler niyeyse elleşmemişler). ağabeyim çağri (hani şu tifodan ölen) iki ogla sahipti, manso ve yakub; manso'yu afrika'ya kral atadım, yakub'u da kuzey almanya'ya dük (yakubiyye düklüğü, hehe).

    efenim bu çağrioglu manso yaman delikanlı çıktı. kuzey afrika'yı sikti attı. şu an 856 yılındayız, manso'yu kaybettik, toprağı bol olsun, şimdi oğlu savtekin kral. cezayir'in fethini tamamladı, fas'a kadar dayandı adam. karışmıyorum. afrika onun işi. adamım be. kimin yeğeni.

    berkiyaruk artık savaşa çıkmıyor. savaşamıyorum ki aq. tüm dünya bana karşı birleşmiş. katoliği, müslümanı, paganı... herkes ittifakta. öyle kendi kendime takılıyorum 30 senedir. threat level olmuş %90. bekliyorum ki dük'ün biri birini öldürmeye çalışsın da hapse atayım, elinden düklüğünü alıp aileden birine vereyim. böyle böyle 3-4 düklük dağıttım yeğenlerime oğullarıma.

    en büyük rakibim burgundy kralı sigebald the evil. kendisi ağabeyim olur. ana bir, baba ayrı. burgundy'de taht ana tarafından geldiği için, geri kalan tek erkek kardeşi olarak tahtın varis benim. burgundy dediğin yer güney almanya, avusturya ile fransa'nın batısı. az uz değil. ama ölmüyor. bu da ölmüyor. adam 58 yaşına geldi. neler yapmadım ki. maiyetine ne paralar altınlar saçtım öldürtmek için, hepsinden kurtuldu. yıllardır saklanıyor, krallığı baldomar diye bir herif idare ediyor. sigebald ortalıklarda yok. benden kaçıyor it. lan mezara mı götürecen nedir? olayın ne? beş tane çocuğu var, beşi de kız. ahuahauhsgusdsfsd... oğlan doğursa tahta oğlu varis olacak, yok. gerçi oğlan olsa boğdurturum, elimden geleni yaparım. benim olacak burgundy. otuz yıldır bekliyorum lan. otuz yıl!!!1!bir

    margarete diye biriyle evlendi, 22 yaşında. kadın doğurdu geçen yıl. yüreğimiz ağzımıza geldi ama neyse ki gene kız. muagadfsdfs.. aslında veraset kanunlarını değiştirse, kızlarını da tahta varis yapsa sıçtım. ama yapmadı. yeterli desteği yok demek ki.

    bu arada uzaktan kuzenim errard da austrasia kralı. zaten fransa'da üç güç var, ben (sikilacciler), burgundry ve austrasia. hiçbirine doğrudan saldıramıyorum ama benim dükler .mına koydu austrasia'nın. adamın topraklarını tırtıklaya tırtıklaya üç-beş arazi kaldı bu errard'a. kendisi bu arada ablamla evli. çocuğu yok, ama varisi ben değilim :( (charlamagne'ın yeğeninin oğlu bu adam).

    emeviler burgundy'nin provence bölgesini işgal etti. adamlar çok güçlü. ses çıkarmadım, burgundy'nin üçte biri gitti lan. daha bana yar olmadan gitti topraklar. sigebald, lan, sıçtın ülkenin içine. adi herif.

    ha son olarak bir krallık da ispanya-fransa sınırında kurdum, aquitaine. kız kardeşimin oğlu baytas'ı koymuştum başa, bir iç isyanda toulouselular öldürdü bunu. şimdi oğlu ıı. baytas var kral olarak başlarında. beni emeviler'e karşı koruyor sağolsun (austrasia'yı tırtıklayan bunlar işte).

    sigebald'ı zehirleme girişimlerime dönüyorum. kib.
hesabın var mı? giriş yap