• dc'nin the flash ve arrow'u ile kıyaslanmaması gereken marvel dizisi. hatta bu anlamda daha farklı bir konumda bulunan gotham ile bile temel farklılıkları var.

    öncelikle yukarıda saydığım tüm diziler çizgi roman havasını yansıtmaya çalışan, temelde çizgi roman okurunu hedefleyip belki the flash'da -hatta daha fazlasını smallville'de olduğu gibi- gençlik dizisi halinde sunup rating almayı hedefleyen dizilerdi.

    daredevil bana çizgi romandan ziyade polisiye dizilerini hatırlattı. en azından böyle bir tad verdi. olayın, sonradan edinilen, süpergüç kısmı mümkün olduğunca gölgede bırakılıyor. bu da gerçekçi dizileri sevenler için hoş bir arka plan yaratmış oluyor. zira normalde, süperkahraman çizgi romanını sevenler için, sıradan bir adamı dövmek için bu derece zorlanan bir süper kahramanın kesinlikle albenisi yoktur. kingpin'le, bullseye'la, gladiator'la bilimum tüm marvel kötüleriyle dövüşen daredevil'in sıradan sokak serserilerinden tonlarca dayak yemesi nasıl hoş görülebilir ki?

    ama demek ki senaryo sağlam, sahneler özenli, karakterler tam yerinde ayarlandı mı, izleyici çizgi romansever olsun olmasın, beğenilerek izleniyor diziler.
  • ilk dört bölüm itibariyle o karanlık atmosferi iliğimize kadar verebilmiş dizi. oyuncu seçimi de güzel, dövüş sahneleri de yerinde ve gerçekçi.

    işin içinde marvel olduğu nasıl da belli. filmde çoğu işi batırıyor da dizi işinde iyidir marvel. bu sefer de nitelikli ve izlenebilir bir iş çıkarmışlar daredevil ile.
  • ben affleck'li daredevil ağzımda öyle kötü bir tat bırakmış ki muhtemelen hiçbir günahı olmamasına rağmen dizisini de seyredesim gelmiyordu. sonra öğrendim ki deborah ann woll oynuyormuş. gerekçemi buldum, en yakın zamanda izliyorum.
  • yine mi süper kahraman dizisi dediğim başlıktır. flash, arrow, agents of the shields... bıkmadınız süper kahraman filmlerinden ve dizilerinden.
  • artıları:

    + mevzuya çabuk giriş
    + daredevil'i oynayan eleman
    + bol, güzel dövüş sahneleri
    + yüksek şiddet dozu (vücuttan fırlayan kemikler, indiği yerden kan çıkaran yumruklar, kafa koparmaca, göze bıçak sokmaca)
    + easter egg'ler (olmak zorundaydı gerçi)

    eksileri:

    - tüm diziye yayılmış karanlık, hiçbir şeyi net göremediğimiz sahneler
    - boku çıkarılmış shaky cam
    - bazen zeki, ilginç ama çoğunlukla seyirciyle dalga geçermiş gibi basit diyaloglar
    - yan rollerdeki vasat oyunculara verilmiş uzun diyaloglar
    - kingpin karakterinin alabildiğine klişelerle dolu olması
    - kingpin karakterinin berbat (bir kez daha, büyük harflerle) ama berbat oynanmış olması (bkz: vincent d'onofrio)
    - sorumluluk, sınırı aşmamak gibi çizgi roman ve anti-hero geyiklerinin bayatlığı
    - nolan'ın batman üçlemesinden çalarken aşırıya kaçmış olmaları
    - tatmin etmekten çok uzak final hesaplaşması
  • emre tilev'in kingpin'in sağ kolunu canlandırdığı enfes dizi.
  • dünyanın en iyi ses kasan adamı. counter strike da falan karşısına çıkmak yürek ister.
  • baya baya başarılı dizi. çekim kalitesi, konuyu işleyişiyle flash, arrow gibi dizilerin yanında başyapıt gibi durdu. cox mükemmel bir matt murdock olmuş ki ben affleck'ten sonra ben bile oynasam baya iyi duracaktım; ama cox baya matt murdock. dizinin frank miller çizgiromanından esinlenmiş olması hikayenin iyi akmasını sağlıyor.

    tabi öte yandan frank miller çizgiroman uyarlaması olmasının diziyi ekstra karanlık yapması gibi bir durum var. gritty anlamında değil ha, dizi bildiğin baya baya karanlık ve hd kalitede izleyemezseniz(ki memlekette netflix yok) birçok dövüşü kaçırma ihtimaliniz var. bu arada dövüş koreografileri de çoğu marvel filminden iyi ha(ki captain america:winter soldier filmindeki koreografi uzmanı çalışmış, yerinde seçim olmuş). daredevilımız kesinlikle ninja gibi, kaptan amerikadan gayet farklı bir dövüş tarzı var. akıyor diyebilirim.

    foggy, karen gibi karakterler güzel işlenmiş, vincent d'onofrio kingpin tipini çok yakalayamasa da fena değil.

    sonuç olarak sezonun en iyi dizisi(superhero janrında), 13 hafta da beklemek gerekmiyor. ben bu netflix olayını sevdim, spider-man marvel'a geçse ve iyi bir bütçeyle dizi olsa ayıla bayıla izlerdim diye de hayıflandım hacılar. izleyin izlettirin.

    not: son bölümdeki kostümü tasarlayanın da eline edeyim; o ne rezil kostüm lan? sezon 2'de güzel kostüm yapın. kaptan amerika bile 3 filmde anca toparladı kostümü.
  • --- spoiler ---

    3. bölümde siyahi gazeteci abinin odasında geçen sahnede dikkatimi çeken birşey oldu. 17. dakikada arka planda duvara asılı bşr gazete kipürünün manşeti "battle of new york" şeklinde geçiyor. sadece bu egg ile bile daredevil karakterinin gelecekte bir yerde avengers kadrosuna katılması umudu yerkeşti içime.
    --- spoiler ---
  • ilk üç bölüm üzerinden bakacak olursak, fikir edinmek için, geçici imdb puanına ve sözlükteki abartılı olumlu yorumlara kanılmaması gereken dizi. ergence sululuk ve mizah anlayışından uzak durması çok yerinde olmasına karşın malesef bu özellik diziyi çok iyi bir süper kahraman dizisi yapmaya yetmiyor. belki henüz erken ancak ilk üç bölüm itibariyle kesinlikle bir superhero izliyormuş heyecanı yaratmıyor. karakterin kör olması ve daredevil evrenini göz önüne alarak dizi görsel olarak karanlık işlenilmeye çalışılmış ancak bariz şekilde dozu kaçırılmış, karanlık sahneler izleyeni yoran bir hal almış. şu an için olumlu yorumların çoğunlukla geçici imdb puanına ve ciddi, gerçekçi olan her zaman daha iyidir gibi sığ bir düşünceye dayanılarak yapıldığı kanısındayım.

    edit: altıncı bölüm itibariyle değişen bir şey yok. ayrıca altıncı bölüm en kötü bölümlerden biriydi. izledikçe editlerim.

    edit2: sekizinci bölüm ilk sezonun en iyi bölümüydü. tüm sezon için konuşursak malesef kral çıplak. yine de kendisini izlettiriyor. kabaca çerezlik diyebileceğimiz dizilerin bir tık üstü, fazlası değil. gündelik hayattan boş diyaloglar ve sinir bozucu sarışın abla da dizinin bonusu.
hesabın var mı? giriş yap